Terör

Terör ve Terörizm

TANIM

Terör olgusunu siyasal sosyolojik, ekonomik, hukuksal, felsefi, ve uluslar arası jeopolitik nitelikleri nedeniyle net bir tanımla çerçevelendirmek mümkün görünmemekle beraber, kavramsal karşılığı olarak terörizmi kelime anlamıyla araştırdığımızda öncelikle , Latince "bilinmeyen ve öngörülemeyen bir tehlike karsısında duyulan aşırı korku ve endişe, dehşet" anlamına gelen "terror" kelimesinden türediği bilgisine ulaşıyoruz.[1]  Türk Dil Kurumu resmi web sayfasında ise terör kelimesine karşılık olarak “yıldırma”, terörizm kelimesine karşılık olarak ise “siyasi bir amaca ulaşmak için yıldırma hareketlerini düzenli bir biçimde kullanmak” tanımı yapılmaktadır.[2]

Türkiye SOL Gösterip SAĞ Vurabilir mi?

Yazar: 
Cihan Ünal / Kırık Kalem
Yazının Yazıldığı Tarih: 
11.08.2013

1980 lerden bu yana Türkiye coğrafyası üstünde dış ve iç kaynaklardan beslenerek büyüyen PKK terör örgütü Türkiye'nin başının belası oldu.

3-5 Çapulcu diyerek tahminlere göre 3bin 4 bin yada daha fazla kişilik ordulara dönüşen PKK Türkiye'nin karşısındaki en büyük engellerden bir tanesidir.Türkiye Cumhuriyeti başına geçen iktidarlar  hep bir çözüm arayışı içindelerdi. Öcalanın Türkiye getirilmesinden sonra bu adımlar daha somut olmuştur.

Türkiyemize 30 Yılda teröre harcanan para ile

  • 16 Sinop Nükleer Santrali
  • 11 GAP Projesi
  • 87 ATATÜRK Barajı
  • 70 Marmaray
  • 100 Yavuz Sultan Selim köprüsü

Acı Ve Kan Dolu Bir Coğrafyanın Hezeyanları

Yazar: 
Koray Kamacı
Yazının Yazıldığı Tarih: 
11.08.2013

Ülkem-bölgem, milletim ve ümmetim için, acının eksik olmadığı bayramlar yaşadık yaşıyoruz. Son yılların hemen her bayramında, aslında ciddi toplumsal sıkıntıları çoğumuzun gözleri görmese de, aynı coğrafya da yaşayan insanlar olarak birlikte yaşıyoruz.


Mensubiyet bilinci olan her Türk görüyor ki, hemen hemen dünyanın birçok yerinde Türk milleti olarak beraber haksızlıklara zulümlere maruz kalıyor, öte yandan aynı dinin mensupları olarak acıyı, gözyaşını, iç kargaşaları, kırsal, kentsel ve mezhepsel savaşları, yine son yıllarda hep beraber görüyor, yaşıyor ve acısını çekiyoruz. Ama tabi ki, bunu da mevzu bahis olunan yerlerdeki sıkıntıları herkes görmüyor. Duyarlı ve varlık, özlük, benlik, aitlik gelişimini tamamlamış insanlar görüp, hissedip üzülüyor. Çünkü içimizdeki, ‘’bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ diyenler, bir eli yağda bir eli balda olan, dünyayı umursamayan (af buyurun) sözüm ona ruhsuz ibneler, her daim (Yezidden) yana olan, insan siluetindeki iblisler ve dünya yansa bir bağ otum yanmaz zihniyetindeki yavşaklar, görmez-duymaz, hissedip incinmezler. İşte bunlar içimi acıtan esas üzücü durumlardır.

Kapalı Kutu

Çözüm sürecinde ne olup bittiğini anlayabilmiş değiliz.

Sınırımızda kıpırdanmalar yaşanmakta…

PKK terör örgütünün Suriye kolu, Suriye’nin kuzey bölgelerinden bazılarını hâkimiyetine geçirmiş durumda…

İçeride ise, Kürtçülük yapmaktan başka hiçbir fonksiyonları olmayan BDP sözcüleri, AK Parti üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletini tehdit etmekteler.

AK Partiden sahaya yansıyacak hamleler gelmediğinden…

BDP sözcüleri, hem kelimenin kantarını kaçırıyorlar…

Hem de söz söyleme üslûbunda şirazeden çıkıyorlar…

Ben, daha önceki yazılarımda da ifade etmiştim…

Stratejik Derinlik

Yazar: 
Roza Ceyhan
Yazının Yazıldığı Tarih: 
24 Temmuz 2013
Suriye yıllardır Baas rejimiyle yönetiliyor. ABD karşıtı olmasıyla biliniyor bu rejim. ABD karşıtı... Bu devirde zor bir durum! Herkes bir yer edinmeye çalışırken, büyüklerin gözüne girmeye çalışırken bu oyunda sürünün içinden sıyrılmak her zaman suçtur.
 
Ya size verilen rolü oynarsınız, ya da sonuçlarına katlanırsınız.
 
ABD'nin durumu bu. Kendisine karşı gelen, beğenmediği hükümetleri bir şekilde değiştirir, değiştirilmesine desteğin alasını verir.
 
Siyasetin çözemediği sorun yoktur;öyle böyle bir şekilde çözülür. Fakat taraflar uzlaşmamak için başladılarsa işe, ne yaparsan nafile. O vakit siyaset değil, silahlar konuşur.
Suriyenin çözemeyeceği olaylar değildi yaşananlar. Fakat dış dünyanın  biçtiği rolü de oynamak zorunda değildi Esad. Kendi içlerinde hesaplaşarak, gerçek anlamda konuşarak çözebilirlerdi her şeyi.
Düşünüyorum da sanırım bazı sorunlar dış dünyanın araplardan daha çok araplaşması yüzünden oluyor. Kendilerinin yazdığı senaryo oynanmalı, oynamassanız haklıyken bile haksız olursunuz. Çünkü (sözde)barış adına açılmış kurumlar onların kontrolünde, onlar barış için varlar.!

Çözüm Süreci ve Akıbeti?

SİYASİ İKTİDAR, çözüm sürecinin arkasında durmakta...

Tabii ki aylardır herhangi bir ölüm haberinin gelmemiş olması önemlidir; vatan hizmetini ifa eden anne kuzularının sağsalim Peygamber ocağından evlerine dönmeleri fevkalade önemlidir.

Yalnız, kamuoyuna yansıyan bazı görüntüler, insanda düşüncelerin ve acabaların oluşmasına neden olmakta.

Yine, PKK-KCK yapılanması içinde bazı değişikliklerin yapılması...

Şahin kimlikli militan önderlerinin, sahada daha fazla yer alacak görevlere getirilmesi, her şeyden önce başlatılan çözüm sürecinin ruhuna uygun mu?

Yine, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde devlet içinde devlet izlenimi yaratacak görüntülerin haber bültenlerinden, Türk Milletinin salonlarına yansıması, rahatsızlığa neden olmuyor mu?

Terörle Müzakere

Yazar: 
Halit DURUCAN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
20.06.2013

(Türk Milleti’ne Kefen Biçme Operasyonu)

DSP-MHP ve ANAP’tan oluşan üçlü koalisyon hükümeti döneminde PKK Terör Örgütü’nün beli kırılmıştı. Genel Kurmay Başkanlığı’nın Terör Raporlarında 2002 yılı itibariyle bir yılda 7 şehidimizin olduğu görülmektedir. Üçlü koalisyon hükümeti fesih kararı aldıktan sonra 2002 yılında erken genel seçime gidilmiştir. ABD’nin desteği ile AKP Hükümeti iktidara getirildi. İşte bu dönemden itibaren terör olaylarında ciddi bir tırmanış meydana gelmiştir. PKK Terör Örgütü yeniden hain tuzaklarıyla can almaya ve ocak söndürmeye başlamıştır. ABD tarafından beslenen bir takım yazar-çizer kadrosu ve basın-yayın kuruluşları AKP’yi cilalama ve parlatma vazifesiyle vazifelendirilmiştir. Bir ABD ürünü olarak ortaya çıkan; Yüce Türk Milleti’nin hiçbir değeriyle bağdaşmayan AKP Hükümeti, şu sıralar Türk Düşmanı olan PKK ile aynı amaçlar etrafında birleşerek Türkiye’nin bölünmesine hizmet etmektedir. Son zamanlarda görünen şudur ki, İmralı Adası’nda kafese atılan ABD Köpeği Abdullah Öcalan, Türk Siyasetine yön ve ayar vermektedir.

Teröristle İşbirliği Yapan Kim?

Gezi Direnişçilerine atılan iftiralardan birisi PKK ile işbirliği yaptıkları yönündeydi.
Gezi Parkı içinde olmamalarına rağmen, parkın girişinde yer tutan BDP ve Öcalan sempatizanları orada bayrak ve posterler açınca, direnişi karalamak isteyenlere iyi malzeme vermiş oldular. Bir ay öncesine kadar ‘PKK dağdan insin, siyasete katılsın’ diye nutuk atanlarda tükürdüklerini yalamış oldular!

Sırrı Süreyya Önder’in Gezi Direnişi’nde ki rolünü ve hakkını yememek kaydıyla,
AKP-BDP-PKK’nın barış sürecini halka pazarlama yöntemleri ile çelişmiş olsa da BDP Genel Başkanı ilk günlerde şöyle açıklama yapmıştı:
‘Biz asla ulusalcı-milliyetçilerle yan yana gelmeyiz’  
 

Türkiye'de Terörü Protesto Etmek Yasaktır!

İstanbul Üniversitesinin Beyazıt Kampüsü'nden, Reyhanlı'daki bombalı saldırıları protesto etmek için yürüyüşe geçen bir grup, Dolmabahçe'de, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencilerinden oluşan grupla buluştu.

Burada güvenlik önlemi alan çevik kuvvet ekipleri, yürüyüşe devam etmek isteyen gruba dağılmaları uyarısında bulundu. Polis, dağılmamakta ısrar eden gruba, tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti.

***

İzmit Belediye İş Merkezi önünde biraraya gelen yaklaşık 150 kişiden oluşan Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri Reyhanlı'daki patlamayı protesto etmek amacıyla Sabri Yalım Parkı'na yürümek istedi.

Gladio Yeni Kimlikle İşbaşında mı?

Türkiye’ye sivil açıdan yapılan operasyon, psikolojik savaş aşamasından eylemli çökertme aşamasına geçmiştir.
 
Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) ilk kurulduğu zaman adı Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) idi. Türkiye'nin 1951′de NATO'ya girmesinin bir sonucu olarak 1952 yılında ordu bünyesinde kuruldu. NATO'ya giren tüm ülkelerde benzer örgütler kurulmuştu.
 
Bu örgütler sayesinde ABD, üye ülkeleri NATO aracılığıyla denetim altında tutar.
 
Giderlerini ABD'nin karşıladığı bu örgütler, NATO'nun gizli örgütü olan Süper-NATO'nun, yani Gladyo'nun denetimi altında idiler. Türkiye'deki örgütün çekirdek kadrosunu Kore'den dönen ve Gayri Nizami Harp stratejisini öğrenmiş olan subaylar oluşturdu.
 

İçeriği paylaş