İç Siyasa

Ata Atun'un Web Sitesine Gene Saldırı Yapıldı

Araştırmacı ve Köşe yazarı, Akademisyen Prof. Dr. Ata ATUN'un web sitesi, Rumların ve Ermenilerin bilinmesini istemedikleri, gerçekleri yansıtan konuları sitesinde yayınlaması ve son olarak da "Anastasiadis'in Denizde Egemenlik İddiası" başlıklı yazısı nedeni ile dünyaca ünlü hacker, yani izin almadan başkalarının bilgisayar ağına giren, kuruluş olan ANONYMOUS tarafından ele geçirilerek, yazıların içerikleri değiştirilmeye çalışılmıştır.

 

Kıbrıs sorunu konusunda uzman olan Prof. Dr. Ata Atun'un gerek Kıbrıs sorunu konusunda gerekse de Osmanlı Devleti döneminde Anadolu'nun doğu bölgelerinde 1915 yılında gerçekleştirilen Ermeni tehciri konusunda gerçekleri yansıtan İngilizce yayınları, gözden ve bilimden uzak tutulmaya çalışılmış gerçekleri göz önüne koyması ile bilinmektedir.

Türkiye Nereye Gidiyor?

Yeni Türkiye ve ileri demokrasi vizyonunun ülkemizi nerelere getirdiği ortada.

Adalet ve Kalkınma Partisi(AK Parti), Türkiye’de değişimin ve ilerlemenin kilometre taşı olarak görülmüştü. Daha önceki dönemlere göre cesur atılımlar yapılmıştı.

Yeni Türkiye şiarıyla yenilenen Türk Devlet Sisteminin geleceği nasıl şekillenecektir?

Devletin başında Cumhurbaşkanı olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan varken, yürütme noktasında Sayın Ahmet Davudoğlu bulunmakta iken...

Son Osmanlı'nın Atatürk Hakkında Söyledikleri

Yazar: 
Gökhan Cebeci

   Bugün sırf Atatürk düşmanlığı nedeni ile Osmanlıya sarılan ve özlem duyan bir kesim var Türkiye’de.

   Atatürk’e nereden saldırabilirim, O’nun devrimlerine nasıl karşı gelebilirim düşüncesi ile ipe sapa gelmez yöntemler ve fikirler geliştiriyorlar.

 

   Yanlış anlaşılmasın. Osmanlı padişahlarına öyle çok muhabbet duyduklarından değil, basit iki-üç nedenden ötürü bunu yapıyorlar.

   Ya Osmanlı’da egemen olan köhnemiş yapı sayesinde sahip oldukları rantı Cumhuriyet döneminde kaybettiklerinden…

Bizim Kaçırdığımız Fırsatı Rumlar Yakaladı

2011-2012 yıllarında İsviçre'de kurulmuş, sahipleri Türk olan ve uluslararası yakıt alımı ile satımı yapan bir şirket, Yeni iskele bölgesinde yakıt depolama tesisi kurmak istediği vakit aramızdan bazı kişi ve kuruluşlar protesto üzerine protesto yapıp, olumsuz kamuoyu yaratmış ve yatırımcı şirketi adadan kaçırmıştı.

 

Gerçekleştirilen protesto gösterileri görülmeye değerdi. Protestocular Bir taraftan doğa kirlenecek diye bağırırken, diğer taraftan da içtikleri sigaraların izmaritlerini yerlere atıp üzerlerine basıp çevreyi fütursuzca kirletiyorlardı. 

 

Neticede baskılar, eylemler derken, bizdeki tesis rafa kalkarken, Güney Kıbrıs'ta bölgenin en büyük "Yakıt depolama tesisi"nin kuruluşu bitmek üzere.

İşin ilginci, mevzubahis bizim tesis olunca ortalığı ayağa kaldıran kişi ve kuruluşlardan tek bir protesto sesi olmadığı gibi, AB'ye, BM'ye gönderilmiş tek bir satır yok. Yani İskele Boğazı'ndaki tesis doğaya zarar verecek de, Vasiliko'daki tesis mi zarar vermeyecek? Her ikisinin de adanın merkezi addedilen Lefkoşa'ya uzaklığı neredeyse aynı.

Atatürk Emperyalizm ve Kapitalizm

Yazar: 
Gökhan Cebeci

   Ülkemizin de yer aldığı Ortadoğu bölgesinde tansiyon bir hayli yükseldi. Emperyalist devletlerce kurgulanmış olan oyun nedeni ile ateş sınırlarımıza kadar dayandı. ‘Yurtta barış dünyada barış’ ilkesini bir kenara koyan hükümet çıkardığı tezkere ile Türkiye’yi ateş çemberinin içine iyiden iyiye sokmuş durumda.

 

   Tam da bu sırada, yeryüzünde emperyalizmi ilk kez mağlup eden komutan ve devlet adamı olan Atatürk’ün, ‘kapitalizm afeti ve onun çocuğu emperyalizm’ şeklinde tanımladığı bu iki kavram hakkındaki görüşlerini bir kez daha hatırlayalım, politikacılarımız anlamasa bile halkımız bilsin istedim.

Şahıslaşan Kurumlar Ve Terör Zafiyeti

Yazar: 
Koray KAMACI
Yazının Yazıldığı Tarih: 
24.09.2014

Son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında kulağımıza bilgi kaynaklarımdan ilginç bilgiler de gelmeye başladı. Bugüne kadar söylediğimiz birçok husus aynen çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Bu konuda bizi takip edenler iyi bilir. Özellikle baktığımız zaman Camia ve AKP’nin birbiri ile çatıştığı bir dönemde özellikle Camiaya yapılanlar parti içinde de birçok kişi tarafından tepki ile karşılanmıştı. Emniyette başlayan zorunlu atamalar ve görevden almalar öyle bir hal aldı ki Terörle canla başla mücadele eden Müdürler ve Komiserler gayri hukuki bir süreç işlenerek yok yere yalan yanlış fişlemeler ile görevden alınmaya başladı. Tam da bu süreçte MİT özellikle sessiz kalarak Emniyet içinde olan bu hadiseleri umursamayarak ve hatta baştaki siyasileri yanlış yönlendirerek kariyeri boyunca birçok başarı sağlamış ve emniyette kendini kanıtlamış kişilerin görevden alınmasını dolaylı yönden sağlamıştır.

Dokuz Yaşında Başörtüsü

Yazar: 
Gökhan Cebeci

Güzel bir deyiş vardır Türkçemizde: ‘Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma.’ Aslında son yıllarda çok da hayatımıza yansımayan bu söz artık önemini tamamen yitirmiş durumda.

Neden böyle bir giriş yaptım, anlatayım.

Dört ay süre ile ve özel koşullarda geçirdiği hapis hayatını 12 yıl boyunca her fırsatta dile getiren bir Tayip Erdoğan izledik. Mağduriyetini, uğradığı haksızlığı onlarca kez anlattı, dinledik.

Ama başbakanlığının ikinci yarısında yaşanan hukuksuzluklar sonucu yıllarca özgürlüklerinden yoksun kalan insanlar için yapıcı tek kelime ettiğini duymadık. Yetmedi, bu davaların savcısı olduğunu öğrendik.

Stratejiyi IŞID'dinimiz mi?

Yazar: 
SADULLAH BAKIRTAŞ
Yazının Yazıldığı Tarih: 
25.09.2014

Kaynayan ve kanayan Ortadoğu’da strateji savaşları aslında ABD’nin Irak işgaliyle başlamıştır. İzlenen yol, asker ve mühimmat lojistiği ve taktiği aslında kimsenin bilmediği yollarla ilerletiliyordu. Amerika’nın Ortadoğu’da savaşmaya askeri yeterlimiydi? Asker takviyesi nasıl gerçekleştirildi?  Kaçımız bilgi sahibi. İşte bunu konuşalım ama perdenin önünde ki sesi IŞİD’ diniz hepiniz; Ya arkası!

ABD Irak işgalinde kısa süreli bir taktikle çok da çatışma yaşamadan bölgeyi teslim almayı düşünüyordu. Ancak bir yıl bile olsa bölgede operasyon düzenleyecek askeri yoktu. Nasıl yoktu diyorsunuz şuan; Amerikan askeri iklimi Ortadoğu iklimi ile uyuşmuyordu. Uzun vadede bir operasyon yapabilmek iklimsel olarak zordu.

CHP Nereye Gidiyor?

Yazar: 
Gökhan Cebeci

“Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir.”M.K.Atatürk.

 

   Çok açık ki ikincisini kurtarmadan birincisini kurtarmak olanaksızdır.

 

   Büyük bir deha olmasına karşın hayatı boyunca örgütçülüğe inanmış ve birçok örgütlenmeyi gerçekleştirmiş olan Atatürk’ün göz ardı edilen en büyük özelliği budur.

 

   Ülkenin karanlığa sürüklenişini durdurmak, Cumhuriyet başta olmak üzere Ata’sının devrimlerini ve bütün emanetlerini koruyup kollamak isteyen Atatürkçülerin de Ulu Önder’i örnek alıp örgütlü güç olarak hareket etmekten başka şansları yoktur. Sahip oldukları en büyük örgüt de CHP’dir.

Askerin Hükümete "İlk" ve En Net" Eleştirisi

Yazar: 
Tamer YAZAR
Yazının Yazıldığı Tarih: 
31.08.2014

Davutoğlu, çok önceden belirlendiği gibi, Başbakan oldu…

Erdoğan da, çok önceden belirlendiği gibi, Cumhurbaşkanı…

 

Merak ettiğimiz şey, çok önceden BAŞKA nelerin belirlendiği… !

 

Aslında bunu merak eden sadece biz SİVİLLER değiliz…

ASKER de o MERAK konusunda hayli net…

 

Ve hatta hayli SERT…

 

Evet…

İçeriği paylaş