E-Dergi Yazıları

Din ve Siyaset

Yazar: 
Celal ŞEKERCİ

   Din ve siyaset insan yaşamının en önemli iki kavramıdır. Bilindiği gibi siyasetin en önemli meselesi “meşruiyet”tir. Konumuzun önemi, işte bu noktada ortaya çıkmaktadır. Çünkü din, bu çerçevede çok istismar edilmiş ve çağlar boyunca siyasi meşruiyet için kullanılmıştır. Hâlâ da kullanılmaktadır. Bu durum da çarpık anlayışlar doğurmakta ve adaletsizliği getirmektedir. Din ve siyaset arasındaki ilişki; insanlık hayatında nasıl rol üstlenmiş, önce bunu psikolojik temelli olarak ele almak gerekir. İnsanın içsel dünyasında ilginç bir hükmetme güdüsü vardır. Yani,  kendisinden başkasına otoritesini kabul ettirmek ve onları istediği gibi yönlendirmek; böylece egosunu tatmin etmek. Tamam, toplumsal hayatın sürdürülebilmesi ve bir düzen sağlanabilmesi için insanları, kanunlar ve yasalar dahilinde gayet insani bir orijinle yönetmek gerekir. Zira siyaset bilimciler tarafından da siyaset; “insanları yönetme sanatı” olarak tarif edilmektedir. Egoyu tatminle bu durum kastedilmemektedir. Aksine bununla, hiçbir sınır tanımayan ve gayri ahlaki kuruntular altında vuku bulan durumlar ifade edilmek istenmektedir. Zira bu zihni yapılanım ilahlık iddia etmeye kadar varabilmektedir. Öyle ki bu anlayışı, kendi ontolojisini kendisinin yaratma gayretinde olduğu iddiasında bulunan; batı dünyasındaki pozitivizm gibi akımların ve eski Mısır firavunlarının yapısal karakterinde biraz inceledikten sonra çok rahatlıkla görebiliriz.

Politika Dergisi - Mansur Yavaş Mülakatı

PD Roportaj Ekibi: 
Emrah ÖZDEMİR
Yardımcı Ekip: 
Attila Demir

   29 Mart 2009 yerel seçimlerinin üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Bu seçimde ülke genelinde CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP’li Mansur YAVAŞ, seçilememesine rağmen kazanandan daha fazla ilgi gören, gündemde olan isimlerdi, diye düşünüyorum. İşte bu isimlerden doğma büyüme kendi kentim olan Ankara’nın adayı Mansur Yavaş Bey ile mülakat yaptık bu sayımızda.

Atatürk’ten Nemalanmak...

Yazar Adı: 
Ahmet Mümtaz İDİL

   Bir konu dikkat çekiyor mu, gerçekten merak ediyorum.

   Yurtsever (milliyetçi veya ırkçı olan kesimden söz etmiyorum) düşünceleri savunan ve Atatürk ilkelerine bağlı olduğunu her fırsatta yineleyen ART, Ulusal Kanal ve Halk TV gibi yayın organlarında sürekli Atatürk ile ilgili bazı CD ve kitap satışları yapılıyor. Bunlara ek olarak da bayrak, rozet gibi aksesuarlar da promosyon olarak veriliyor.

   Bunun adı açıkça Atatürk adının suiistimal edilmesidir.

Tıkır Tıkır Çalışan Makineler ve Ekonomik Ulusalcılık: Otomobil Sanayii Üzerinden Dersler

Yazar Adı: 
Prof. Dr. Alkan SOYAK
Yazarın Özgeçmişi: 
Prof. Dr. (11 Nisan 2006) Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, İktisat Politikası Ana Bilim Dalı.

 

   Konuya giriş yapma adına nasıl bir cümle kurmam gerektiğini düşünürken imdadıma yine TV yetişti. Birçok ünlü Türk işadamı ve kadını bir tanıtım filminde bir araya gelmişler; “Tıkır tıkır tıkırdıyorlar”. “Sanayinin devleri Türkiye’nin makinelerine güveniyor; çünkü Türkiye’nin makineleri Türkiye için tıkır tıkır çalışıyor” mesajını veriyorlar. “Türkiye’nin makineleri” tıkır tıkır çalışıyormuş, hem de Türkiye için! Milliyet gazetesinde yer alan bir haber ise, ekonomi ağırlıklı Fransız “La Tribune” gazetesinin Renault’nun dördüncü nesil Clio modelini 2011’den itibaren sadece Bursa’da üreteceğini yazması üzerine Fransa’nın ayağa kalktığını, Renault’nun Fransa’daki sözcüsü haberi şimdilik doğrulamasa da, hükümet kanadından böyle bir durumun kabul edilemeyeceği tepkisinin geldiğini aktarıyor. Diyeceksiniz ki Türkiye’nin makinelerinin “tıkır tıkır” çalışmasıyla Fransız Renault ile ilgili bu haber arasında ne alaka var? Çok alaka var, biraz sabır…

Cumhuriyet Tarihine Kronolojik Bakış (II)

Yazar: 
Sevda EĞER

“Neler yapmadık şu vatan için<?xml:namespace prefix = o />

Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik!”

Orhan Veli

 

 

   Kısım 2: 1959 ­ 1968

 

 

   1959 02 Ocak Küba’yı oligarşik bir diktatörlükle yöneten Amerikan işbirlikçisi Batista’ya karşı savaşan, Fidel Castro önderliğindeki gerillalar Batista diktatörlüğünü devirdiler.

 

   1959 21 Ocak CHP’nin yayın organı olan Ulus Gazetesi’nin ‘Nalıncı Keseri’ başlıklı yazının yayınlanması gerekçesi ile yazı işleri müdürü Ülkü Arman ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun birer yıl hapse mahkum olması.

AKP Anayasası

   Hükümet, kendisine muhalif olan her alanda reform çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Yüksek yargının yetkilerinin kısıtlanması ve siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılması bugün iktidar sahibi olan AKP için olumlu şeyler ifade etse de geleceğin Türkiye’sini olumsuz yönde etkileyecektir.

   2002 yılından bu yana iktidarın sahibi AKP kapatılmaktan son anda kurtulmuştu. O gün bugün Anayasa reformu için çok daha titiz ve hızlı çalışıldı. AKP tekrar aynı durum ile karşılaşmamak için kapatılması güç olsun hatta imkânsız olsun diye reformu gün yüzüne çıkardı.

P—Tiyatro: Ankara DT Oyunları

    > Emrah ÖZDEMİR

   Zamanım yettiğince tiyatroya gitmeye çalışan sıradan bir izleyiciyimdir. Yıl boyunca beğendiğim oyunları sizlere buradan tanıtmak istedim; fakat çoğu kez zamanım yetmedi. 2009-10 tiyatro mevsimi bitmeden gittiğim ve gitmenizi salık verdiğim oyunları sizlere kısaca tanıtmaya çalışacağım.

    > AÇ SINIFIN LANETİ

    Geçen yıl izleme fırsatı bulduğum Sam Shepard’ın “Curse of the Starving Class” (1978) adlı oyunundan Pınar Kür tarafından Türkçeye çevrilen Aç Sınıfın Laneti; bankalar, krediler, borçlar içinde yok olan bir ailenin gerçekliğini, trajedisini bizlere sunuyor. Sahne başarımı oldukça iyi olan oyunun yönetmeni Cem Emüler.

P—Film: "Dersimiz: Atatürk"

   > Nuran TALAY

 

   Son dönemlerde çekilen Atatürk filmlerinden kendini ayrı tutabilen, Turgut Özakman’ın tarihî bilgi birikimi ile yoğrulmuş nadide bir film; “Dersimiz: Atatürk”.

 

   Ülkemizde yabancı dil ile eğitim veren okullarda okumak, okutmak kendi tarihimizi kendi tarihçilerimizden öğrenmek yerine yabancı eğitimcilerden öğrenmek gibi bir hevesin yaygın olduğu bir gerçek. Çocuklarımıza, gençlerimize “Ulusal Kurtuluş Savaşımız”ı gerektiği gibi öğretemedik ve halen verilen eğitim ile öğretemediğimiz görülüyor.

"Batı"ya Mektup

Yazar: 
Celal ŞEKERCİ

   Bu yazımda ülke gündemini bir kenara bırakıp 1959 yılından bugüne kadar süregelen AB yolunda Türkiye’nin karşısına çıkarılan engellere mürekkep damlatmak istedim. İngiltere, Almanya, İtalya, Yunanistan ve Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği ve diğer Avrupa / Batı ülkelerinin tarihlerine parmak basarak sizlere aktarmak istiyorum.

 

Gaflet, Dalalet ve Hatta Yeni Osmanlı

   “Eğer bir işin sonucu için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu kötü olasılık gerçekleşecektir.” (Murphy’nin Olasılık Yasası)

İçeriği paylaş