Mayıs 2013

Kişilik Değiştirme Stratejisi

İnsanların fizyolojik yapıları, biyolojik yapıları farklı olduğu psişik yapıları da farklıdır. Konuşmaları, davranışları, sevinçleri, üzüntüleri, tepkileri, heyecanları da farklıdır.
 
Birçok insan yetiştirildikleri karanlık düşünce atmosferlerinde insanımsı robot olmanın gereğine göre konuşuyor, yazıyor, hareket ediyor.
 
Kin, nefret, öfke içinde, düşünce ve yaşam biçimine davet haykırışlarını izlerken, insan, dünya’da yeni bir canlı türü mü şekillendi, şekilleniyor sorusunu sormadan edemiyor.
 
Silahla işgal edilemeyecek, edilse bile sonuç alınamayacak toplumlara yönelik, biraz uzun bir süreçte farklı yöntemler uygulanıyor.

Algı Değişimi, Medya ve Hukuk

Günümüz insanı; bilginin sınırsız dolaşımı, teknolojinin yaşamla içiçe geçmesi gerçeği ile yaşamaktadır.
Hak, hukuk, adalet, düzen, ilişkilerde buna göre değişim geçirmektedir.
Çağdaş suç ve ceza anlayışı; insanlığın acı deneyimleriyle belli ilkelerle tanımlanmıştır.
Evrensel insanlık değerler bütünüyle, hukuk normları oluşturuldu. Böylece din, dil, ırk, renk, cins ayrımı gözetmeksizin herkesin hukuk önünde eşit olduğu gerçeği kabul edildi.
 
Din’ler, ideolojiler; kendi suç ve ceza anlayışını ileri sürerken, ben ve öteki ayrımcılığı ile hukuku işletmek ister.
 

Kürt Özgürlük Hareketi ve AKP'nin Sonu…

AKP iktidarı teröristlere tavizler verdikçe, teslim oldukça, Türkiye’nin bölünmesine bu karar iştahlı çalıştıkça doğal olarak teröristler ve onların kalemşorları PKK – AKP ilişkisini bir Kürt sorunu varmış da onun çözülme çabalarıymış gibi göstermeye, bazen de aşka gelip asıl maksat ve işlerini ortaya koyan demeçler vermeye devam ediyorlar.

·         PKK nın yaptığı pusular ve katliamlar artık birer “Kürt özgürlük hareketi” olarak anlatılmaktadır.

·         Hükümetin zaafından başka güçleri olmayan çakal sürüsü kendilerine “gerilla” ismini vermiştir.

·         Yaptıkları haince arkadan vurmalara “savaş” adı takmışlardır.

·         En ilginç durumlardan biri de Türkiye’nin güney doğu bölgeleri için “kuzey Kürdistan” demektedirler.

·         Duran Kalkan “Çekilme için gerilla istekli değildir. Onları ancak önder ikna edebilir. O da eğer onlara yüz yüze hitap edebilirse” diyor. Devamında Gerilla bırakın kuzey Kürdistan’dan çekilmeyi, daha o bölgeye gitmek istiyor” diye konuşuyor.

Maddenin Evrimi ve Diyalektik (VI)

Materyalist Diyalektik; maddi dünyada varlıklarını geçici olarak sürdüren sonsuz çeşitte ve sonsuz sayıda olan nesnelerin, olgu ve olayların, süreçlerin karşılıklı olarak birbirlerini etkilediğini; çünkü bütün bu nesnel olgu, olay ve süreçlerin birbirleriyle doğrudan veya dolaylı ilişki içinde olduğu görüşünü savunur. Yine Materyalist Diyalektik; sonsuz sayıda olan bu ilişkileri, ilişkilerin ana karakterlerini temel alarak onları belli başlı gruplara ayırır, onları kategorize eder ve onları belli kavramlarla ifade eder. Kategorileştirme yönteminin ana özelliği ise; diyalektik ilişkilerin genellikle iki yönlü, iki kutuplu, iki taraflı olması, bütün ilişkilerde determinizm (belirlenimcilik) yani bir yönün diğer yönü belirlemesi kuralının geçerli olması ve nihayet yönlerin, kutupların, tarafların birbirleriyle çelişkili bir ilişki içinde olmalarıdır.

MHP İçin Rüzgar Esmeye Başladı

Referans İçerik: 
Mhp Neden Kaybetti?

2010 yılında bu sitede referandum sonuçlarını MHP açısından değerlendirdiğim “MHP Neden Kaybetti” başlıklı bir makalem yayınlandı. Orada mealen Sayın Devlet Bahçeli’nin hitap yeteneği olmadığından, ancak önüne konan metini okumaktan ibaret olduğundan ve vizyonsuzluğundan bahsetmiştim. MHP’nin, denizin ortasında ki yelkenli bir gemiye benzediğini, rüzgar çıkarsa ilerlediğini, çıkmazsa ilerleyemediğini ifade etmiştim. MHP’nin 1999 seçimlerinde %17,98 oy alabilmesinin sebebini Apo’nun yakalanma rüzgarına bağlamış, 2002 seçimlerinde %8,3 oy alarak meclise dahi girememesini rüzgar bekleyen Bahçeli’nin esmemesi sebebi ile meclise giremediğini, 2007 seçimlerinde %14,29 oy almasını da ANAP ve DYP yi darmadağın eden rüzgarın MHP’nin gemisinin hareket etmesini sağladığını anlatmıştım. (ANAP ve DYP seçmeninin MHP’ye kayması...)

Rumların Büyük Yanılgısı

Rumlar ciddi ciddi tanınan bir devlet olduklarına inanarak ve de Rusya ve Fransa ile kurdukları derin dostluklara güvenerek hem Kıbrıs konusunda hem de doğalgaz konusunda büyük oynamayı tercih ettiler yıllar önce.

 

Oynamaya oynadılar da, bu sefer oynadıkları büyük oyunun altında kaldılar.

Kendilerini dokunulmaz sandılar, geleneksel “OXİ”lerini (HAYIR’larını) çekince her sorundan kurulacaklarını sandılar ama bu sefer güvendikleri dağlar kendilerine OXİ çekti.

 

Avrupa Birliği’ne girişlerini görkemli gösterilerle, havai fişeklerle, meydanlarda içkinin su gibi aktığı eğlencelerle kutlamışlardı. Hedefleri Avrupa Birliğine üye tüm ülkeleri Türkiye’ye karşı kışkırtıp, adanın tümünü ele geçirmekti.

Okullarda Serbest Kıyafet Rezilliği…

İlerde siyaset bilimciler, her şeyin nasıl yanlış yapılabilececeği hakkında ders vermek için hiç zorlanmayacaklar. Çünkü önlerinde AKP iktidarı gibi son derece geniş bir kaynak olacak.

Bir iktidarın ipleri başkalarının elinde olursa ve birde yöneticileri şark kurnazı olursa sergileyecekleri icraatlarda böyle gülünç ötesi olur.

Herkes biliyor ki bunların birinci görevleri Laik Türkiye Cumhuriyetini öncelikle aldıkları emir icabı ılımlı İslam Cumhuriyeti yapmak. Beceripte ellerine tutuşturulan metni yeni anayasa diye çıkarabilirlerse bu emir yerine getirilmiş olacak. Ancak bu konuda baştan beri devam eden bir sıkıntı var. Ilımlı İslam Hıristiyanlaştırılmış bir İslam demek. Foyaları ortaya çıktığında ve ABD iktidara başkasını getirdiğinde Anavatan partisi gibi yok olmak istemediklerinden tabana da hoş görünmek istiyorlar.

PKK Siyasallaşıyor Mu?

Yazar: 
Halit DURUCAN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
09.052013

DSP-MHP ve ANAP’tan oluşan üçlü koalisyon hükümeti döneminde PKK Terör Örgütü’nün beli kırılmıştı. Genel Kurmay Başkanlığı’nın Terör Raporlarında 2002 yılı itibariyle bir yılda 7 şehidimizin olduğu görülmektedir. Üçlü koalisyon hükümeti fesih kararı aldıktan sonra 2002 yılında erken genel seçime gidilmiştir. ABD’nin desteği ile AKP Hükümeti iktidara getirildi. İşte bu dönemden itibaren terör olaylarında ciddi bir tırmanış meydana gelmiştir. PKK Terör Örgütü yeniden hain tuzaklarıyla can almaya ve ocak söndürmeye başlamıştır. ABD tarafından beslenen bir takım yazar-çizer kadrosu ve basın-yayın kuruluşları AKP’yi cilalama ve parlatma vazifesiyle vazifelendirilmiştir. Bir ABD ürünü olarak ortaya çıkan; Yüce Türk Milleti’nin hiçbir değeriyle bağdaşmayan AKP Hükümeti, şu sıralar Türk Düşmanı olan PKK ile aynı amaçlar etrafında birleşerek Türkiye’nin bölünmesine hizmet etmektedir. Son zamanlarda görünen şudur ki, İmralı Adası’nda kafese atılan ABD Köpeği Abdullah Öcalan, Türk Siyasetine yön ve ayar vermektedir. Daha düne kadar CHP’yi ve MHP’yi BDP’nin vagonu olmakla suçlayan Başbakan Tayyip Erdoğan, Türk ve Türkiye düşmanı olan BDP ile Türk Milleti’nin anayasasını yazmaya hazırlanmaktadır.

Rumlar Zamana Oynuyor

Rumlar müzakereleri başlatmamak için elden geleni yapıyorlar.

Oynamak istemeyince yer dar oluyor, dolayısıyla bahanesi çok bizim komşuların.

 

1968 yılından beridir devam eden görüşmelerde konuşulmamış, tartışılmamış bir konu kalmamışken hazırlık yapmak için 6 ay gibi uzun bir süre talep ediyorlar. Aslında maksatları ipe un sermek ve müzakereleri olabildiğince uzatmak.

Buna ilaveten bir de ekonomik kriz içinde olduklarını, önceliklerinin ekonomik krizden çıkmak olduğunu belirtip uzatma istiyorlar.

 

Rum Yönetiminin Dışişleri Bakanı Kasulidis bu nedenle ABD'ye gitti ve müzakerelerin ertelenmesi  ile ilgili gerekçelerini evvelki gün New York’ta BM Genel Sekreterine aktardı. Bu gün de Washington’da görüşeceği ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’ye anlatacak.

Bilimsel Sosyalizm ve Kemalizm (Atatürkçülük) (I)

Ülkemizde son yıllarda yoğun ideolojik ve siyasi tartışmalar yaşanmaktadır. Bu tartışmalarda en çok karşımıza; ön planda siyasi olarak, Demokrasi, Özgürleşme, Eşitlik, Laiklik, Hukuk Devleti, Tam Bağımsızlık, Emperyalizm, Kürt Sorunu, BOP vs. gibi konular çıkmasına karşılık, arka planda ideolojik olarak ta Liberalizm, Muhafazakârlık, Sosyal Demokrasi, Bilimsel Sosyalizm ve Kemalizm konuları çıkmaktadır.

İçinde yaşadığımız dünyada ise; özellikle 2008 küresel ekonomik ve finans krizinden bu yana, SSCB ve Doğu Avrupa’daki reel sosyalizmin çöküşüyle artık dünyamızın Neoliberalizm ekonomi politiği temelinde ebedi tek değişmez sistemi olarak ilan edilen emperyalizm-kapitalizm sistem hakkındaki iyimser düşünceler, giderek yerini eleştirisel şüphelere bırakmaktadır. Dünyada yeni toplumsal sistem arayışları yeniden canlanmaktadır.