Türkiye’nin İstihbarat Bağımsızlığı da Tehlikede!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Mehmet ÇAĞIRICI
Yazının Yazıldığı Tarih: 
14.03.2012

Geçtiğimiz üç-dört hafta önce Türkiye siyasal yaşamı "MİT Yasası" ile çalkalanmıştı. Bu yasaya göre MİT mensuplarının soruşturulmaları artık Başbakan’ın iznine bağlanmıştı.  Hatta daha sonraları Genelkurmay Başkanlığı da harekete geçerek aynı korumadan TSK mensubu subayların da yaralanmalarını talep etti. Muhalefet bu yasayı “Erdoğan kendi Gladyosunu kuruyor” (CHP milletvekili Muharrem İnce) diye yorumlamıştı.

Yasayı gündeme getiren siyasal olaylar ise şöyle gelişmişti. Özel yetkili KCK Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’i KCK soruşturması kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırmıştı. Adı geçen MİT mensupları Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla Oslo'da yapıldığı iddia edilen MİT, PKK ve “Kongra-gel” mensupları arasındaki müzakerelere katılmışlardı. Bu görüşmeyle ilgili bir ses kaseti internette yayınlanmıştı. İddialara göre bu ses kaseti de İsrail gizli ajan örgütü MOSSAD tarafından İnternete sürülmüştü.  Yine iddialara göre MİT, KCK oluşumunda da aktif rol almıştı.

Bütün bu gelişmeler üzerine hükümet alel acele meclisten MİT Yasası'nı çıkarmış; Cumhurbaşkanı onaylamış ve yasa çok kısa zamanda yürürlüğe sokulmuştur.

Bu olay bazı çevrelerce AKP - Cemaat ilişkilerinde bir çatışma olarak değerlendirilmişti. Hatta kimi yorumcular bu olayı;  emniyet ve adalet bakanlığında büyük etkisi bulunan F. Gülen cemaatçi çevrelerin Başbakan Erdoğan’ı köşeye sıkıştırma, neredeyse Başbakan’a yönelik bir darbe yapma girişimi olarak yorumladılar.  Onlara göre hükümetin görünmeyen gizli koalisyon ortağı, iktidarda daha fazla güç ve daha fazla pay istiyordu. Yani bu bir hükümet içi iktidar kavgasıydı.

Kimi yorumcular ise bütün bu olayların perde arkasında Suriye meselesinin yattığını iddia ediyorlardı. Onlara göre de ABD, Erdoğan hükümetini cemaat üzerinden Özel Yetkili Mahkeme savcıları tarafından Suriye’ye müdahale etmesi için sıkıştırıyordu. Erdoğan ise bütün bunlara karşı MİT yasasını çıkararak direniyordu.

Ancak bütün bu olaylarla ilgili olarak benim dikkatimi ise Zeynep Gürcanlı’nın 14.03.2012 tarihide Hürriyet Portalında yayınlanan bir makalesi çekti.  Sayın Gürcanlı bu makalesinde CIA Başkanı David Petraeus’un Türkiye ziyaretine değiniyor ve bu ziyaretin Türkiye’de istihbarat örgütlerinin yeniden yapılanmasıyla bir bağlantısının olduğuna işaret ediyordu. Sayın Gürcanlı, asıl sürprizin ise CIA Başkanının, yanında Amerikan NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı) başkanı olan James Clapper’i de beraberinde getirmesi olduğunu yazıyordu.  NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı) Amerika için yabancı telefonlarını dinleyen, e-postaları izleyen bir kurumdur.

Sayın Gürcanlı Türkiye’de istihbaratın yeniden yapılanmasını; daha önceden Genelkurmaya bağlı olan “Elektronik Sistemler Komutanlığı’nın da MİT’e devredildiğini, MIT’in bir de Milli İstihbarat Koordisyon Kurulu oluşturduğunu, başına da Hakan Fidan’ın getirildiğini belirterek açıklıyor. Hakan Fidan’ın istihbaratçı olarak en büyük özelliği ise CIA, NSA ve Amerikan dışı istihbarat örgütleri (Örneğin MİT gibi) aralarındaki ilişkileri çok iyi tanıyan bir uzman olması. Sayın Gürcanlı ayrıca yazısında emniyete (polis ve jandarmaya) bağlı istihbarat örgütlerinin de MİT’e bağlanmaları için yasal çalışma hazırlıkların yapıldığına işaret ediyor.

Özetle AKP, MİT’ in yapısını değiştiriyor;  yetki ve görev alanlarını çoğaltıyor. Öyle ki sadece dış güvenlikle ilgili istihbarat çalışmalarında değil, iç güvenlikle ilgili de istihbarat yetkisini MİT’e devrediyor. Üstelik MİT’i son çıkan MİT Yasası ile de yasal bir çelik zırhla koruyor.  Ve en dehşet veren, en vahim olanı ise bütün bu yetki ve korumalarla donattığı MİT’i, ABD’nin CIA ve NSA gibi istihbarat örgütlerine (Hakan Fidan üzerinden) bağlaması, bu ulusal güvenliğimizin en önemli kurumlarını onlara çalışır bir alt kurum haline getirilmesidir.

Malum; komşumuz Irak ha parçalandı; ha parçalanıyor. Suriye’de sular durulmuyor. İsrail, Filistin’e karşı savaş provaları yapıyor. İran sürekli tehdit altında! Türkiye’de bölünme anayasası hazırlıkları var. Türkiye’nin etrafında cadı kazanı kaynıyor; Türkiye’nin içinde, tam yönetim merkezinde ise emperyalizm işbirlikçileri egemen!

Emperyalizm, Büyük Ortadoğu Projesi'ni (BOP) bölgede yaşama geçirmeye çalışıyor. Onun en büyük yardımcı ise Türkiye’de, Ankara’da en üst karar merkezlerinde oturuyorlar.  Emperyalizm Türkiye’nin şimdilik dış siyasetini ve diplomasisini kendi planlarını gerçekleştirmede kullanıyor. MİT ile birlikte artık ülkemizin İstihbarat birimlerini de kendine bağlıyor. Geriye Türk Silahlı güçleri kaldı. Onu da muhtemelen Suriye’ye müdahale için kullanmayı planlıyor.

Emperyalizm artık ülkemizde AKP üzerinden M. Kemal Atatürk ve Kuvayı  Milliyecilerin kurduğu meclisi, hükümeti  kendi amaç ve planları kullanmakla yetinmiyor. Emperyalizm AKP ve koalisyon ortağı F. Gülen cemaati üzerinden ülkemizin emniyet, adalet bakanlığı mensuplarını, özel yetkili mahkemelerinin yargıç ve savcılarının bazılarını da denetimi altına almış durumda. Şimdi de sıra ulusal güvenliğimizin en önemli kurumlarından olan ulusal istihbarat örgütü MİT te!  AKP; yetki ve görev alanını büyüttüğü, yasalarla koruduğu bu milli örgütümüzü de altın tepside ABD emperyalizminin emrine sunuyor!  Yarın sıra TSK’ya gelecek. O zaman da artık çok geç kalınmış olacak.

Uyan artık Türkiye!

iletisim@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.