Teröre Karşı Milli İttifak (1)

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Hakan Yavuz

Geçtiğimiz yıl, “10 KASIMDA 10 MİLYON TÜRK ANITKABİR’E” çağrısını yaptığımızda, Haçlı Seferine karşı halk hareketi geliştirmek için, bütün güçlerin tek merkezde, özellikle Ankara’da toplanması gerektiğini vurgulamıştık. O çağrı bu yönüyle etkili olmuştu.

Ülkemizin bugün karşılaştığı büyük tehlikeleri aşmamız, sorunların üstesinden gelebilmemiz için de, büyük birlikteliklere ihtiyaç var. Bölücü terör sorununu alt edebilmek için, güçlü bir Milli Duruş göstermemiz gerekiyor.

Şehit cenazelerinin ardından devlet erkânı tarafından yapılan basmakalıp açıklamaların, hiçbir önem ve anlam taşımadığı ortada. Teröre karşı halk sathında gösterilen tepkiler de, ne yazık ki çok cılız ve Milli Güç ruhunu uyandırmaktan çok uzak. Bu yazıda, bunun nedenleri üzerinde durmak istiyorum.

Kısaca, “halk uyuşturulmuş” diyerek, sorunu anlamak ve nedenleri ortadan kaldırmak mümkün değil.

Sorunun ne olduğunu, Şemdinli saldırısından sonra ülke çapında yapılan gösterileri anlatan haberlerden alıntılarla açıklayacağım. İşte birkaç haber:

“Aralarında Türkiye Kamu-Sen üyelerinin de bulunduğu grup Taksim Meydanı’nda toplandı. Ellerinde Türk bayrakları taşıyan yaklaşık 150 kişilik grup… Mecidiyeköy’de toplanan İstanbul Alperen Ocakları üyesi yaklaşık 150 kişi… Adapazarı’nda 150 kişi ellerinde Türk bayraklarıyla tugay komutanlığına yürüdü… TGB’ye bağlı yaklaşık 20 kişilik grup.”

Türk Milleti, Sayın Bahçeli’nin “olağanüstü hâl ilan edilmeli” demesine yol açacak kadar önemli siyasal koşullara ve terörist saldırılara maruz kalıyor, şehitler veriyor. Fakat cenazeler dışındaki tepki eylemlerinde toplananların sayısı, 20, 50, 150 civarında seyrediyor.

Bakın ulusunsesi.com sitesi yazarı Sayın Aysen Aydın, “Bir Miting Geçti” başlıklı köşesinde Ankara’da yaşadığı durumu nasıl anlatıyor.

“Bir gün sonrada şehitlerimiz için Kızılay’da toplandık. Fazla duyuru yapılamamıştı ama habersiz olup da sadece Kızılay’da bulunan insanlar bile toplansaydı yeterliydi!

Kızılay’a şehitlerimiz için yapılacak mitinge katılmak için gittiğimde bir avuç insan olduğumuzu gördüm. Orda bulunan arkadaşlarla hepimizin içi isyan etmeye başladı…

Bu muydu şehitlerimize verdiğimiz değer? Bu muydu vatan toprağına duyduğumuz saygı?

Miting başlayıp da sloganlar atılmaya başlandığında Kızılay’da bayağı bir seyircimiz olduğunu gördüm. Kimi 20 m uzaktan bakıyordu… Kimi ise hiç umursamadan yoluna devam edip gidiyordu. Kimi gençler gülerek topluluğu seyrediyor sohbet ediyorlardı… Kimi ise elinde tespih, güzel bir film izler gibi zevk alarak bakıyordu.

Bir “ihh” vakfı kadar toplanamamıştık! Ne “hepimiz Filistin’liyiz diyenler vardı ne de hepimiz Ermeni’yiz… Çokbilmiş (!) entel takımı olan, özür dileyenler de yoktu! Sadece bir avuç “şehitleri için içi yananlardık” Evet yanlış okumadınız… Sadece bir avuçtuk!”

Elbette, eylemlerin önemini ve niteliğini belirleyen, sadece katılanların sayısı değildir. Yeri gelir tek kişiyle de, çok anlamlı ve duruş sahibi eylemler yapılabilir. Ancak, bütün ulusun yüreğinin dağlandığı bir olaya tepki gösteren eylemler, “bir avuç” insan tarafından yapılıyorsa, ortada bir sorun var demektir.

Sorunu anlamak için, şimdi de tepki eylemleri hakkında verilen diğer haberlere göz atalım.

İzmirliler, internetteki paylaşım siteleri üzerinden örgütlenerek meydanlara çıktı. Yaklaşık 500 kişilik grup sloganlar atarak, şehit olan Mehmetçikler için son görevlerini yerine getirdi… Sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta, 'Vatansever Facebook Sayfaları' adıyla örgütlenen yaklaşık 200 kişi, Taksim'de toplanarak terör saldırılarını protesto etti.

İlginç değil mi? Anlı şanlı partilerin, sendikaların, gençlik örgütlerinin toplayamadığı kalabalıkları, aynı olay üzerine, aynı gün ve aynı yerlerde, internet sitelerinde oluşan gruplar toplayabiliyor. Bunun bir anlamı olmalı. Burada internetin ya da iletişimin gücü üzerinde değil, farklı bir konu üzerinde duracağım.

Tepki eylemlerinin cılız kalmasında asıl sorun, parti, sendika, dernek, hareket, platform ya da oluşum adını taşıyan küçük gruplarda. “Küçük grup” kavramını sosyolojik anlamda kullanıyorum. Bu sosyolojik grupların içinde bulundukları ruh halleri, aslında kendilerinin de içinde bulundukları büyük grubun, yani sosyolojik anlamıyla milletin ruh haliyle uyuşmuyor. Hepsi, kendi örgütsel kimliklerini koruma veya öne çıkarma kaygısıyla olsa gerek, Milli Ruhun ekseninden uzaklaşıyorlar. Bu durumu belki de farkında olmadan algılayan milletin bireyleri, bu küçük gruplardan uzak duruyor.

İnternet oluşumlarında ise, böyle kaba bir “küçük grup” kimlik vurgusu olmadığı için, oralarda Milli Ruha uygun söylem ve tarzlar gelişiyor. Bireylerin bu oluşumlarla hareket etmeleri daha kolay oluyor.

Şimdi bakınız, Milli Ruha uygun davranmak deyince, neyi kastettiğimi anlatan güzel bir haber daha var:

Denizli'de gıyabı cenaze namazı kılındı. Aralarında şehit yakınları, Türkiye Gençlik Birliği, Ülkü Ocakları, Alperen Ocakları üyelerinin de bulunduğu yaklaşık 400 kişi, teröre lanet yağdırdı.

Kendi başlarına 20, 50 kişi toplayabilen küçük gruplar, Denizli gibi nispeten küçük bir ilimizde bir araya gelip, İstanbul ve Ankara’dan daha etkili bir eylem gerçekleştirmişler. Hem de nerede bir araya gelmişler? Gıyabı cenaze namazında. Yani her boyutuyla düşünüldüğünde, Milli Ruha hitap eden bir oluşum gerçekleşmiş ve bu eylem halktan da güzel bir cevap almış.

İşte, vatansever eylemlere halkın ilgisiz kaldığından yakınanların veya “bir avuç kaldık” diyenlerin bu konuları düşünmesi gerekiyor. Vatan için yapılan eylemlerin, küçük grupların itibar ve eleman kazanma gayretinden uzaklaşması, samimi bir niyetle ve sadece Milli Ruhu canlandırmak ve Milli Gücü ortaya çıkarmak için planlanması gerekiyor.

Yazının Çarşamba günü yayınlanacak bölümünde, Milli İttifak kapsamındaki somut eylem önerilerimi ve ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ile E. General Osman Özbek tarafından ayrı ayrı dillendirilen “birlik” çağrıları hakkındaki görüşlerimi sunacağım.

Hakan YAVUZ
sosyologhakanyavuz@gmail.com
iletisim@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.