Sonunda Bunu da Yaptı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
HAYRİ GÜNEL
Yazının Yazıldığı Tarih: 
20/07/2010

 

Ve sırf MHP seçmeninden oy alabilmek için meclis grubunda yaptığı konuşmada Mustafa Pehlivanoğlu’nun idam edilmeden önce ailesine yazdığı son mektubu okurken “ağladı” (?) (!).
Buna göre:

1) Bu tarz siyaset yapma modası ya da refleksi, Turgut Özal’ın 1987 yılında by-pass ameliyatı olduğu Houston'daki Methodist Hastanesi’nden yayınlanan ve onun sonunu hazırlayan bileşenlerden biri olan “İcraatın İçinden” programındaki ağlaması gibi artık “mazi” olmuştur. 1987’deki ağlama birçok kişiyi etkilemiştir ama Recep Tayyip’in ağlamasını kimse “yememiştir”. Ve bu “ağlama” samimi değildir. Tiyatral bir mizansendir.

2) Recep Tayyip açısından işler artık “ağlama” noktasına kadar gelmişse, bu görüntü, bu şahsın elinde avucunda artık pek bir şey kalmadığını da göstermiş olması bakımında önemli bir ayrıntı olarak belleklerde yerini almıştır.

3) Eğer Recep Tayyip MHP tabanının oylarına gözünü böylesine dikmişse, demek ki kendi yaptırdığı anketlerin verileri onu bu tür stratejilere itmek ya da başvurmak zorunda bırakmıştır.

4) 12 Eylül darbesi sadece Mustafa Pehlivanoğlu’nu değil, “Erdal Eren”i de idam sehpasına göndermiştir. O Erdal Eren ki, hiç kimseyi öldürmediği yıllar sonra anlaşılan ve reşit olmadığı raporlarla kanıtlanmasına karşın, düzmece bir biçimde yaşı büyütülerek sehpada katledilen bir çocuktur. Recep Tayyip, neden Erdal Eren’nin de son mektubunu okumamıştır? MHP seçmeni bu kadar saf mıdır? Ya da Recep Tayyip bu seçmen prototipini bu kadar akılsız, bu kadar aptal mı zannetmektedir?

5) Daha iki gün önce, bir bakanı, yeni kurulması düşünülen “ordu”nun –sarkık bıyıklı-lardan oluşmayacağını ifade ettikten sonra Recep Tayyip’in bir başka –onların deyimiyle- “sarkık bıyıklı” için ağlaması olsa olsa komiktir.

6) Recep Tayyip’in “ağlaması” bu bakımdan bir tükenişin de başlangıcı gibi okunmalıdır. Çünkü bir siyasi parti lideri, bir seçimden önce “ağlama” gibi tiyatral mizansenlere başvuruyorsa ve de gözünü bir başka partinin oyuna dikmişse, biliniz ki bazı şeylerden umudunu kesmiştir. Özal’ın Houston’daki ağlaması ve gözyaşları içerisinde “bir şans” daha istemesi onun sonunu hazırlayan yanlış adımlardan biri değil miydi?
AYNI RECEP TAYYİP
Ağladığı grup toplantısındaki o konuşmasının bir yerinde kendisini işsizliğe çözüm bulamadığı için eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu’na cevap vermeye çalışırken açıkça “bu işin bir çözümü var da uygulamıyorsam, çok iddialı olacak ama siyasetten çekilirim” dedi.
Bu bir itiraftır. Hem de çok acı bir itiraf.
—Ben yönettiğim bu ülkedeki en korkunç soruna bir çözüm bulamıyorum- demektir bu.
Bir başbakanın düşebileceği en kötü durum budur.
Ve işte sırf bu yüzden bile, bu durumdaki bir başbakan, bir politikacı…
Artık tükenmiş demektir ve de çekip gitmelidir. En namusluca olanı budur!
Olmamıştır çünkü… Yapamamıştır. Ve bunu da açıkça itiraf etmiştir!
 
 

iletisim@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Merhaba

Yarım ton kömür ve bir kutu son kullanma tarihi geçmiş gıda karşılığı ona oy verenler neden göz yaşı karşılığı vermesin ki? Gerçi gözyaşı karın doyurmuyor ama....Saygılar..

senin için söylemeye gerek

senin için söylemeye gerek var mı tam olarak bilemiyorum ama -ki büyük bir olasılıkla yok gibi görünüyor- daha önceki yazılarımı biliyorsan eğer, çoğunun sonunda hep aynı dilek vardı: "sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın" diye...sen de hep böyle kal e mi?...saygı bizden...(HAYRİ GÜNEL)

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.