Siyasette Çarşı Pazar Dönemi:Karşı, Kendine Karşı!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Alp Giray

İki ay önce, Karşı gastesini bakkalda, rafta gördüğüm ve ilk ve son kez aldığım gün yazılacaktı bu yazı. Gecikti, isabet olmuş. Dün itibari ile gaste kendini tasfiye etme kararı aldı. Varacağı yerin bu olduğu belliydi diyeceğim; ama biraz üstten bulunabilir, demiyorum. Varacağı yerin bu olduğuna şaşırmadık, demekle yetiniyorum.

Zor günler, zor zamanlar yaşıyoruz, kabul; bir şeyler yapmak da elzem, evet; iyi niyetle buna çaba sarf edenler de var, eyvallah; ama bu tip çöküş dönemlerinde panikle sağa sola saldırmaktansa, sükûnetle, sabırla, tuğla tuğla yükselmeye çalışmak daha mantıklı geliyor bana. Kızanlar olabilir; ancak Gezi kalkışmasının bir başarısız bir isyan girişimi olarak kalması da tesadüf değil. Hâlihazırda zaten mobilize kitlelerin, eylemlerini bir üst seviyeye taşımalarını iktidarın yıkılacağına yoran eski romantik örgütçü zihniyetin bu kaçıncı fiyaskosudur?

Bununla beraber, Türkiyeli sosyalistlerin yıllardır büyük fedakârlıkla sürdürdüğü mücadelesini, Gezi sürecinin ortaya çıkmasındaki emeklerini göz ardı edip yepyeni koşulların varlığını öne sürüp buna da “Gezi ruhu” adını verip buradan yürümeye çalışan da bir kitle var. Karşı, işte bu kitlenin egosuna oynadı. Gasteyi elime aldığım an hissettiğim buydu.

Gezi’de popüler olan oyuncular, siyaset sahnesine müslüman devrimciler, anti-kapitalist müslümanlar vs. isimlerle çıkmaya çalışan ekipler, zaten muhalif yayınlarda sözü, adı geçen isimler; bir araya gelip bir yayın çıkardılar, yalana karşı gerçeği savunacaklarını iddia ettiler, güzel. BirGün’ün çıkış dönemini anımsadım.

Yukarıda bir ikileme dikkat çekmeye çalıştım; bize sunulan iki tane yanlış yol var: Birisi, yeni dönemi okuyup analiz edemeyen eski solcular; bir de geçmişin mirasını basamak olarak dahi göremeyen iyi-kötü niyetli ultra-yeni kafalar. Burada ikincileri konu ediyoruz ve karşı olmak lafzını kullanarak da Beşiktaş Çarşı’nın popülaritesinden istifade etmeye çalıştıklarını görüyoruz.

Evet; Çarşı hem tribünlerde hem de sokakta, doksan dakika küfür etmekten fırsat bulursa, önemli ve güzel işler yapıyor, bu açık. Ama bu, bu kadardır. Buradan bir devrimci muhalefet organı çıkmaz.

Şebnem Sönmez, iyi bir insan, iyi bir oyuncudur; ama halka akıl verecek, iktidarı almanın yolu yöntemini gösterebilecek çapta değildir. Hasan Kaçan’la beraber 28 Şubat eleştirisi filminde rol alıp, sonra gençlere model olmaya çalışmak hem ayıp hem komiktir.

Eren Erdem, İhsan Eliaçık; namuslu, dürüst, samimi inançlı kişilerdir, önemli entelektüel birikime sahip de olabilirler. Ancak bunlardan kahraman yaratmaya çalışmak, sosyalist camiaya takviye kuvvet yapma girişiminde bulunmak da zavallıcadır.

Bu noktada, solun pek de etik olmayan bir görüşe sahip olduğunu belirtelim. Her iki isim, muhalif de olsalar en nihayetinde İslamcı bir dünya görüşüne mensuplar ve solcuların, sırf mevcut hükümete eleştiri yapıyorlar diye bunlarla yoldaş olma çabası üzücüdür, acınasıdır. Devrimcilik ve anti-kapitalistlik, evet sadece sosyalistlerin tekelinde değil; ama bunlara müslüman sıfatı ekleyip sahneye çıkmak da neyin nesi? Bu, bizim uzak durmaya çalıştığımız, solcuların dışlaması gereken kimlikçi, yeni solcu anlayışın bir tezahürüdür. Herkes müslüman, feminist, çevreci gibi önadları taşımak isteyebilir ve taşır; ancak söz konusu olan devrim mücadelesi ise, hepsi bırakılır ve aynı yerde, devrimcilikte buluşulur.

Karşı, işte bu sakat muhalif bakışın ürünü olarak; bir uyanık para babasınca finanse edildi ve gelin buyurun, ekibinizi kurun, yapın satın denilerek, andıklarımıza sunuldu. Patronluk böyledir, solcu da olsa, patron, evvela kazanacağı paraya bakar. Hazır Gezi süreci de ortak bir örgüt, yayına evrilmemiş, önce davranıp seçim öncesi parsayı toplayalım, kafası… Tapeler de ortalığa saçılmış, Cemaat iktidarı zaten yumrukluyor; biz de vicdan, onur, dürüstlük gibi politika üstü kavramlarla işimize bakalım…

Çıktığı vakit, muhalif yayınlar kapsamında bakılırsa, iyi bir satış rakamı yakalayan Karşı, dün itibari ile, tiraj kaybı yüzde seksene yaklaşınca, yine kuranlarca, yani cebi paralı adamlarca, kapatıldı. Çalışanlar, yazarlar, çizerler haklarını alamamaktan bahsediyorlar şimdi.

E, bu kadarı da fazla. Hani Gezi ruhu, hani karşılıksız özveri, emekçi halk sevgisi?.. Karşı her şeye karşı da paraya karşı değil mi?.. İnsanlar emeklerinin karşılığını tabii isteyecek, diye düşünülebilir; evet isteyecek; ama reklama, gösterişe, meşhur oyuncu, şarkıcılara verecek 1 Lirası yok bu halkın, bunu da görmek lazım. 1 Liraya gaste satılmaz. Satılırsa da işte böyle kimse almaz. Gezi ruhunu yaratan gençlerin, sizin vereceğiniz akla ihtiyacı mı var acaba?..

Bunlar zannediyorlardı ki, Taraf gibi, gasteyi 1 Liraya da satsak bizi alıp okuyanlar olacaktır; çünkü biz bu işi biliyoruz. Bilmiyorsunuz, pardon ama!.. Kamuoyunda tanınan, televizyonda görünen, ağzı laf yapan adamlar bir araya gelince teveccüh görecek diye bir şey yok, hele ki böyle bir süreçte. Bu vesile ile söylemek istiyorum, bu sol camia, özellikle basın yayın alanında tam bir oligarşik yapıya dönüştü; bazı kişiler var ki, her yeni dergi, gastede bunlar el üstünde, istediklerini yazma, söyleme hakkına sahipler;  bunların derdi de ne devrim ne başka bir şey, zira devrim olsa ilk bunlar koltuklarından kalkacaklar, bunu biliyorlar ve bu yüzden gemilerini bir şekilde yüzdürmeyi, nasılsa artık, beceriyorlar.

Özetle; Karşı olayından çıkan hisse şudur: Birileri, gayet kendine özgü bir isyanın ruhunu cisimleştirip inisiyatifine almaya çalıştı; ama o isyanı yaratanlar bu samimiyetsizliği fark etmekte gecikmedi. Karşı kendine karşı olduğunu gördü. Bu, umarım ki artık oligarşik sol zihniyete bir ders olur; sosyalizme fedakârca hizmet etme amacında olan gençlere yol açmak bir yana, onların önünü kesenlere iyi bir örnek teşkil eder.

Aydın Doğan’ın öksürüp yazar yaptığı Tuna Kiremitçi’den medet umanların da boyunun ölçüsünü alacağını, muhakkak ki göreceğiz.

Alp GİRAY

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.