Silahları Bırakalım (!)

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
NURİ BABA

CHP de bir şeyler oluyor...

 
Olanları biz mi anlamıyoruz, yoksa anlasınlar da, insanlar nasıl "şok" oluyorlar diye üzerimizde deney mi yapıyorlar?
 
Kişilerle polemiğe girmeme adına, bizleri dehşete düşüren sözleri edenlerin adını burada anmıyoruz ama genel olarak CHP yönetimi dersek de, kimse bizi yanlış anlamasın...
 
Bu satırlarda düşüncelerimizi aktarırken, söyleyenlerin ağzından birebir duymasak da, en azından yandaş olmayan basının haberlerinden veya değerli kalemlerinden duyduğumuzla konuyu somutlaştırmaya çalıştığımız da bilinmelidir...
 
Bir yetkili " Kürt sorunun çözümü için iki tarafında silah bırakması geçerli bir yoldur." demiş... "İki taraf" derken anlatılmak istenen, dağdaki PKK çeteleriyle, TSK’nin mi silah bırakmasıdır? Eğer böyle bir düşünce varsa, bu fikri ileri sürenler çok haklıdır..! Zira, PKK’nın siyasi kanadı olarak, böyle bir fikir elbette savunulur diyebilirdik ama ne yazık ki, bu fikri ileri sürenler CHP’liyse ve dilinin ucuna gelen her sözcüğü dillendirmenin yöneticilik olduğunu sanıyorsa, durum çok daha vahimleşmektedir...
 
Türkiye Cumhuriyeti, biz bilmeden bir ülkeyle savaş halinde midir? Ve artık, araya BM girerek, iki tarafında silahları bırakması gerektiğini söyleyerek, savaşın sona ermesi için bir çözüm yolu mu önermektedirler. Eğer öyleyse, kabul... Veya Türkiye Cumhuriyetinin misakı milli sınırlarını korumakla görevli sandığımız ordusu, gerçekte bir terör örgütünün silahlı gücü müdür ki, aynı değerde olan iki gücün birlikte silah bırakması istenebilmektedir?
 
Mademki, bunların hiçbiri değildir, öyleyse Türk Halkının gözünün bebeği olan Ordusunu, emperyalizme uşaklık yapmak ve uyuşturucu yollarını güven altına alma adına örgütlediği bir cinayet şebekesiyle eşdeğer görmek, hangi Atatürkçü sosyal demokrat bir yöneticinin aklına gelebiliyor ve bunu dillendirebiliyor ki... Bu cesareti acaba CHP içinde kimlerden alıyor?
Yıllarca yazdık ve savunduk...Oyunu, kuralına göre oynayamayanlar kaybederler...Öyleyse, Sayın Kılıçdaroğlu'nun, bazı konularda ve seçime kadar, bazı görüşlerinden ödün verdiğini söyleyerek ve iktidarın kozlarını elinden alma adına ; bir sosyal demokrat partinin yapmayacağı eylemleri yapacağını duyurarak, oyunu kuralına göre oynadığını kabul edebiliriz ama "Bakın onlar yarı bellerine kadar bataklığın içindeler..Biz boynumuza kadar bataklığa gireceğiz." demek, oyunu kuralına göre oynamak değil, olsa olsa "Biz, emperyalizme , AKP tarikatından daha çok hizmet ederiz." diyerek, bataklığa gömülmeyi şimdiden kabullenmektir...
Oyunu kuralına göre oynamanın da kuralları vardır...Temel ilkelerden verilen ödünlerle, bu oyunlar oynanmaz..Sadece bataklığa girenlerin niteliği değişir...
Eğer ortada hala Türkiye Cumhuriyeti kalmışsa!
 
Nuri BABA
iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

O zaman, her çeşit demokratik

O zaman, her çeşit demokratik vasfını yitirmiş seçimlerden medet ummak, hangi akla hizmettir. Bizimki olmadığı açık! Bütün ulusal güçler, hızla biraraya gelmek zorundadır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.