Mutlu Olan Kim

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
İzzet Kütükoğlu
Yazının Yazıldığı Tarih: 
5-7-2010

 

Türkiye; ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel sorunların yaşandığı bir ülke halindedir! Bu sorunlar ülkede yaşamı çekilmez hale getirmekte, insanları mutsuz hale getirmektedir.
Bu sorunlar toplumun bütün kesimlerini etkilemektedir.
Toplumsal "beyin" bu sorunlara çözüm getirmekten ne yazık ki çok uzaktadır!
Siyaset ve sosyal bilimciler sıradan insanın bile gerisindedirler!
Yaşanan sorunların tartışıldığı platformlarda insanlar bir kör bakışı ile sorunları tartışmakta, sorunlara genelde sonuca bakarak, sonuçtan geriye doğru bakarak çözüm aranmakta, asla sorunların temeline inilememektedir.
Genelde sorunların nedeni olarak siyasetçilerin anlayış ve zihniyet bozukluğu neden olarak göstermektedir.
Oysa anlayış ve zihniyet bozukluğu, aydın entelektüel kesimde daha ileri boyuttadır!
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Memlekette, "Ayaklar baş, başlar ayak olmuş vaziyettedir." en bariz en açık temel nedenleri bile aydın geçinenlere anlatmak imkânsız iken, sıradan, adam yerine bile konulmayan birisi bu gerçekleri çok kolay anlayabilmekte, kimselere anlatamadığınız konuları çok kolay anlayarak anlatanları hayretlere düşürebilmektedir.
Bulunduğum kasabanın pazarında tanımadığım iki köylü arasında şöyle bir konuşmaya şahit oluyorum; Köylünün biri, "şu hükümetten bir kurtulsak diyor. Öteki şu şekilde cevap veriyor; Hükümetten kurtulacaksın da ne olacak? Düzen aynı düzen oldukça, hiç bir şey değişmez!"
Söz konusu hükümet, Ecevit, Bahçeli, Yılmaz hükümeti...
Bir köylünün pazar yerinde bu gerçeği vurgulaması beni düşündürüyor.
Ben isterdim ki, bunu bir siyaset bilimci, bir sosyolog falan düşünsün. Düşünsün ki, Bunlar, bu gerçeği medyada topluma anlatsın ve millet sistem değişmeden hükümet değiştirmenin çare olmadığını anlasın.
Ama nerde?
Gerçek budur.
Sistem değişmeden sonuç değişmez!
Ne yazık ki, bu gerçeğin idrakinde aydınımız yoktur. Aydınlarımız siyasetçiden daha siyasallaşmış, gerçeği göremez hale gelmişlerdir!
Ülkenin sistemden anlayan bir tek bile aydını yoktur!
Bu devirde, bu zamanda!!!
Bu zamanda bile sistemden anlayanın olmadığı bir ülkede cumhuriyet falan olamaz!
Mümkünatı yoktur!
Birileri "ikinci cumhuriyet diyor."
Lakin sistem ne bildiği yok!
Bu yazıyı okuyanlardan dünya haritasına göz atmalarını istiyorum.
Şu gerçeği göstermek için, Dünyada sistemden anlayan ülkeler birde anlamayan ülkeler vardır.
Sistemden anlayan ülkelerde teknoloji gelişir. Teknolojinin geliştiği ülkelerde demokratik yönetim şekilleri de gelişir.
Teknolojinin gelişmesi de, demokratik rejimlerin gelişmesi de "sistemden anlamayı gerektirir."
Birinin gelişmediği coğrafyada, diğeri de gelişmez.
Ülke insanın ülke sevgisinden şüpheye yer yoktur. Herkes ülkeyi gerektiği kadar sever. Ülke insanı cumhuriyeti de demokrasiyi de sever.
Lakin sevmekle olmuyor, ülke vatan uğruna ölmekle olmuyor.
Cumhuriyet diye tatbik edilen düzen, düzen yozluğundan başka bir şey değil ise ve sen bunu anlamıyor, bu düzen yozluğunu gerçek anlamda cumhuriyet haline getiremiyorsan sevme bu ülkeyi nede vatanı!
Değerli okurlar, cumhuriyeti ilan etmekle cumhuriyet olmuyor. Cumhuriyetin sistematik olarak kurgulanmış olması gerekir.
Sistemlerde unsurların olması gerektiği yerde olmaları, olmaları gerektiği özellikte olmaları gerekir.
Bir ülkede seçimlerin yapılabiliyor, partilerin kurulabiliyor olması, ülkenin seçilmiş insanlar tarafından yönetiliyor olması ve ülke yönetiminin babadan oğla geçmiyor olması o ülkenin cumhuriyetle yönetildiği anlamına gelmez.
Kelimenin tam anlamı ile "Kral çıplaktır!"
Türkiye de cumhuriyet hiç bir zaman olmamıştır!!!
Bunu neden söylüyorum?
Çünkü bu ülkenin, gerçek bir cumhuriyet yönetimi ile hangi konuma gelebileceğini görebiliyorum. Bunu görebildiğim için ve gerçeğin farkında olduğum için, cumhuriyete inandığım için bunu söylüyorum.
Peki, sizce ben en olumsuz tepkiyi kimden görüyorum dersiniz?
Ne yazık ki; cumhuriyet bilmez cumhuriyetçilerden!!!
Sormak isterim onlara; Bu ülke size göre cumhuriyetle yönetiliyor mu?
Atatürk'ün 1923’te cumhuriyeti ilan ettiğini hatırlatacaklardır.
Bunu biliyorum. Atatürk cumhuriyeti ilan etmesine etti de, kimselere cumhuriyetin nasıl bir şey olduğunu anlatabildi mi?
Olmaz ya, Atatürk dirilecek olsa, bu gün bu topluma cumhuriyetin nasıl bir yönetim şekli olduğunu anlatabilir mi?
Mümkünatı yoktur anlatamaz! Bu gün bile anlatamaz. Bu gün bile anlatamazsa, seksen yıl önce Atatürk bunu anlatabilmiş olamaz. Bunu anlamayanlarda ne Atatürkçü Nede cumhuriyetçi olamaz!
Bunu Atatürk kalkıp anlatmayacaktır. Bunu Atatürk idealine sahip, cumhuriyete inanan birileri anlatabilir.
Bunu ben anlatıyorum.
Peki, anlayabilecek misin?
Sen kim sin ya!
Ben kimim?
Eğer Atatürk başka bir sıfatla yeniden dünyaya gelecek olsa, Bu ülkenin Atatürkçüleri onu geri döndüğüne pişman edeceklerdir.
Sen kimsin ya! Diyeceklerdir.
Bana dedikleri gibi!
Ben kimim sahi?
Ben ruhunda Atatürk'ü yaşatan adamım.
Saygılarımla.
iletisim@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.