Makbul Türklerin Kemalizmine karşı Makbul Kürtlerin Yükselen Apoculuğu mu?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Deniz Demir
Yazının Yazıldığı Tarih: 
24.03.2013

Apo demiş:"Heyet gelsin.’’heyet gitmiş.

Apo demiş:"Şartlarım şunlar."şartlar kabul edilmiş.

Apo demiş:"Artık çözüm istiyoruz,barış istiyoruz;planı yapıp Ankara’ya göndereceğim."Tamam,kabul denilmiş.

Ve son olarak Apo demiş:"Tüm silahlı unsurlar ateşkes yapıp;sınırın öte tarafına çekilecek."Herkes tamam demiş.

Apo demiş,Apo demiş…Son günlerde hangi taşın altına bakarsanız Apo’nun eli çıkmış,Apo bir şeyler söylemiş;ve görünen o ki devlette o eli sıkmış ve adına barış demiş.

Kuşkusuz her siyasi,sosyal hareketin başarıya ulaşması oldukça geniş kitlelere yayılmasıyla mümkündür.Kitlelerin aktifleşmesini hedef alan hareket daha sonraları hareketin liderini esas alan bir anlayışa bürünür.Hatta bu reel hareket bir isim değişikliğine giderek liderin ismiyle anılıp;bir akım haline gelir.Marxizm ve Marx,Kemalizm ve modern Türkiye gibi.Durum böyle olunca destekçi kitle hareketin farzlarını liderden öğrenme ihtiyacı duyar ve bunlara göre de yaşar.Çünkü liderin söylediği her şey indirilmiş bir vahiydir artık.

Anadolu’nun son yüz yıllık sosyo-politik realiteleri incelendiğinde bu ve buna benzer birçok örnekle karşılaşılması olağandır.Milli Mücadele öncesi başlayan ve pantürkizme dayan,Enveriye kalpağıyla özdeşleşmiş Enverizm;Milli Mücadele dönemi ve sonrasında yerini Kemalizme bırakmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşmesi yolunda elzem sayılan bir kavram olarak Kemalizm her yapının harcına katılmıştır.Ancak bu yeni akım bir infiale de yol açmış;toplumun tamamına sunulmadan sadece belli unsurlarca sahiplenilmiş,yeni bir ötekileştirme aracı haline gelmişti.Kendini saf Türk makbul Türk olarak tanımlayanlar adına Kemalizm denen akımı önce zimmetlerine geçirmiş,sonra bir güzel kutsadıktan sonra en yükseğinden bir kenara kaldırmış;onu incelemek belki de benimsemek için uzatılan elleri ulusalcılık ve laiklik şartlanmalarıyla karşılamış,hor görmüş ve nihayetinde kaçırmıştır.Bir kısım halk ise inatla bu unsurların kartelleşmesine son vermeye çalışmış;bu akımı halka indirgemeye çalışmışsa da mutlak manada bir başarıyı yakalayamamıştır.

Zaman denen acımasız çark Kemalizm cephesinde bu şekilde ilerlerken;Kemalizm üzerinde monopol kuranlarca ötekileştirilen bir kısım halksa yeni bir ideoloji,yeni bir akım arayışına girmiş;her geçen gün yeni bir ruh aramıştır.Derken takvim yaprakları 1978 yılının 27 Kasım’ını gösterirken bu ötekileştirilmiş,arayıştaki halk, adı PKK olan yeni bir kavramla tanışmıştı.Bu yeni kavram ilerlemek için elzem saydığı halk tabanına sahip olmak için kendini yeni bir hareket olarak tanımlıyor ve adına Kürt Hareketi diyordu.İlerleyen zaman,değişen siyasi,sosyal ve konjüktrel yapı bu yeni hareketin biraz daha büyümesine de olanak sağlamıştı.Derken bu yeni oluşumun lideri Nairobi Operasyonuyla,ülkenin kilometrelerce uzağında Kenya’da 16 Şubat 1999’da yakalanır ve hapse atılır.Ancak bu kimilerine göre ise İmralı’da inzivaya çekilmek olarak algılanır.

Tarihler 2013 yılı Baharı’nı gösterdiğindeyse uzunca yıllar süren hapis hayatı aslında Apo için felsefi ve ideolojik bir eğitim kampı şeklinde geçmişe benziyor.Ve yaptığı açıklamalar artık felesefi ve siyasi literatürde yeni bir kavramı daha ortaya atıyor:Apoculuk.Hapis yılları artık Apo’ya ihtiyacını duyduğu ve her akımcının sahip olduğu mazlum ve olgun havasını tüm kara geçmişine rağmen katmıştır artık.Bu,kitleler üzerinde kullanmak için kaçınılmaz bir özellik ele geçmez bir afyondur artık.

Aslında PKK'nın organizasyon olarak geçmişi ve liderin Apoculuk akımı 1974'de "Ankara Democratic Patriotic Association of Higher Education" olarak başlamaktadır. Grup, bu dönemde büyük ölçüde öğrencilerden oluşmakta ve başında Abdullah Öcalan bulunmaktadır. Ankara'da kurulan organizasyon kısa bir süre içinde Güneydoğu Anadolu'ya taşınmış ve bölgedeki genç Kürtler arasında propaganda faaliyetlerinde bulunmuştur.Hızla yayılan Apoculuk hareketi kazandığı yüksek ivmeyle tartışmasız artık bir siyasi araç haline de gelmişti.Öyleki örgüt bunu etkili bir şekilde kullanmış;liderin yakalanışından sonra bile dağılmamıştı.

Keza örgüt yanlısı Kürtler bu diyagramda artık net bir mesaj da vermeye başlamıştı kendilerince:’’Kürtlerde binlerce apo vardır.’’Kapatılan Kürt partilerine,siyasi yasaklı Kürt kökenli liderlere bakıldığında bir şekilde geri çekildiklerini ama aynı Apoculuk kavramını yerlerine gelen başka unsurların ve başka şahısların yürüttüğünü görüyoruz.Keza her gelen hareketi daha ileri taşımaya çalıştı.Ve belki de zirve:21-Mart-2013 Diyarbakır Nevruzu oldu.

İşte iki farklı kutuptan ülke izlenimi ve iki farklı kutuptan ideolojik akım kritiği.Hal böyle olunca sormadan edemiyor insan makbul Türklerin Kemalizmine karşı makbul Kürtlerin yükselen Apoculuğu mu?

 

Deniz DEMİR

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Makbul Türklerin Kemalizmine karşı Makbul Kürtlerin Yükselen Apo

Merhaba,

Mevcut Kemalizm ile yaratılmaya çalışılan Apoculuğu karşı karşıya getirerek anadolu üzerinde emelleri olan bir kısım insanın niyetlerine açıklık getirmişsiniz. Ancak işin havada kalan tarafı her zaman olduğu gibi bu günde emanet duruyor. Şöyle ki;

Kemalizm, Mustafa Kemal'in kurduğu ve halkının tamamına "Türk" dediği cumhuriyetin kuruluş felsefesidir. Buradaki "Türk" tanımı asla bir etnik gurubu tanımlamaz. Bin yıldır çok çeşitli etnik unsurların bir arada yaşadığı bu ülke halkına verilen ortak addır, bir nevi üst kimliktir.

Yaratılmaya çalışılan Apoculuk ise, tamamen bir etnik kökeni yüceltmeye, bu şekilde ülkenin bütünlüğünü bozmaya yönelik bir emperyalizm oyunundan başka bir şey değildir. Batı bunu tarihte hep yapmış ve yapmaktadır da. Başarılı olmaları da imkan dahilinde değildir. Zira, yapılan araştırmalar bunca çaba ve baskıya rağmen Kürt halkının tamamına yakın bölümünün ne Apo'yu ne de PKK yı istemediği yönündedir. Kaldı ki, kürt hareketi olarak tanımlanmaya çalışılan hareketin başı, yani Apo bile Kürt değildir. 

Sözün özü ortada bir halk hareketi yoktur. Emperyalizme figüranlık eden kesimler vardır. Saygı ve selamlar...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.