Kadınlar...!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Hasanarda DURĞUN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
13.01.2011

Yazıyı yazmaya koyulurken Vatan gazetesinin 25 Aralık 2010 tarihli gazetesinin “Ayşeler Nasıl Kurtulur” başlıklı orta sayfası konuyu yazmayı düşündüğümden beri masamın bir ucunda duruyordu. Vakti geldi diye düşünüp aldım elime, yine o sinir hortumuna dönüşen ürperti kıpırdadı yüreğimde ve bu sinirin gözlerime vurduğunu gözlerimin fal taşı gibi irileştiğini hissettim.

 
 Ve haberi özetleyen en Önemli pasaj:
“Dövüldü, tecavüze uğradı, affetti, öldürüldü…”
 
[6 ay önce boşandığı karısı Ayşe Paşalı’yı sokak ortasında on yerinden bıçaklayan İstikbal Yetkin daha önce de defalarca şiddete başvurmuştu. Çift geçen yıl Mart ayında da adliyelik olmuş, gazetelere çıkmıştı. Karısını öldüresiye döven gaddar koca, ardından da tecavüz etmişti. Nedeni ise karısının bir akraba düğününde dayısının oğluyla dans etmesiydi! Yetkin “cinsel saldırı” suçuyla çıktığı mahkemede “ Eşimi çok seviyorum, pişmanın” deyince tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.]
 
Yaklaşık olarak bir hafta önce yazmak istediğim bu yazımı çeşitli sebeplerden ötürü ertelemek zorunda kaldım. Konunun inceliğinden dolayı uzun süre yazamamak beni sinirlendirmeye de başlamıştı açıkçası.
 
Malum Kadına Şiddet bütün dünyada belirli ölçülerde var olmakla birlikte Asya ve İslam ülkeleri ve ne yazık ki bizde de diğer ülkelere nazaran daha yaygındır. Toplumsal olayları dün’den bugün’e incelediğimizde Kadın’ı bir türlü Modern Toplumun gerektirdiği boyutlara ulaştıramadığımızı üzülerek görürüz. Daha da önemlisi İslam’ı, Gelenekleri, “Erkek Adam Karısına ………( Boşluğa istediğiniz O çok mühim erkeklik sözünü koyun)” vs şeyleri maske yapıp bunun altından devasa travmaları yarattık ve geçen her gün de yaratmaya devam ediyoruz.
 
Haberin devamında konu iyice açıklandıktan sonra birkaç benzer olayı da haber yapılmış, bu haberler arasında geçen yıldan da hatırladığım şu kısım yineledi öfkemi:
 
"Sevgisini satırla gösterdi: SAADET ULUS, henüz 24 yaşında çiçeği burnunda bir öğretmendi. İstanbul’da çalışırken 42 yaşında ki muhasebeci yalçın Algan ile tanıştı. Bu tanışma hayatına mal oldu. Algan sürekli genç kızı rahatsız etti. Saadet Ulus, yalçın Algan’ı defalarca savcılığa şikâyet etti ama çare olmadı. Genç kız tayinini Ardahan’ın Göle ilçesine aldırdı, yine de kurtulamadı. Göle’ye gelen Algan 12 Şubat 2010 da sokak ortasında genç kızı satırla öldürdü."
 
Ve tahmin edeceğiniz gibi Kadın Örgütlerinin, Hukukçu Kadınların tamamen haklı tepkisi. Ayrıca Türkiye’de kadına yönelik şiddet oranı % 42 ve hemen ekleyeyim referans aldığım kaynaklara göre dünyada da bu durum pek farklı değil, Atlantik ötesi bile neredeyse aynı ( Kanada, ABD)
İşte bizi, bize özetleyen en açıklayıcı konulardan sadece biri, hem de büyükçe biri. İster kabul edin, ister etmeyin halimiz bu. Böyle giderse bu olmaya da devam edecek. Geçen hafta sitede Dursun Özden ve Güldane Dal konuya sadece küçük bir penceresinden baktılar ve eminim ki okuyanlar hem öfkelenmiş hem de kendilerini sorguya çekmişlerdir bu konuda daha duyarlı olma adına. Onları da yürekten kutluyorum bu konudaki özverilerinden dolayı. Durumun en mikro özeti böyle, düzeltmek için izlenecek yol belli daha dikkatli ve daha anlayışlı bireyler olmaya ve yetiştirmeye koyulacağız. Meseleye daha rasyonel yaklaşımlar sergileyeceğiz. Daha müreffeh bir aile ve toplum düzeni istiyorsak bunu yapacağız.  Aksi takdirde bu haberleri her gün okuyup yine sinirlenmeye devam edeceğiz. Ta ki bu rasyonel ve olgun davranışı sergileyene kadar, yani kader bizi mecbur edene kadar, yani O Cani kadar cesaretli olana dek.
 
İki Öneri:
1) Platon’ un Devlet isimli kitabı,
2) Giovanni Sartori yazmış olduğu Bahar Ulusoğlu Darn ve Gül Batuş’un çevrisini yaptığı Görmenin İktidarı isimli kitabı.
 
iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.