Kadından ve Giyiminden Tahrik Unsuru Olur Mu?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Türkiye'de; yaşadığımız hengâme içinde, canımızı acıtan sorun ve gelişmeleri “anlık” ve reflekssel tecrübe ederiz.
Kadın meselesi de bunlardan biridir.
Kadına karşı şiddet...
Kadına karşı ikircikli davranış modelleri...


Çaktırmadan, evde başka söyleriz, dışarıda başka söyleriz; lâkin ortak mutabakat, kadına karşı ikinci sınıf muamelelerin “zımnen” sürdürülmesidir.
Dostlar alışveriş de görsündür, zihnin arkasında yatan...

* * *

17 Ekim 2011 nüshalı gazete HABERTÜRK’TE Sn. Kutlu ESENDEMİR’İN cemiyet hayatının en yakinen tanıdığı modacı Sn. Cemil İPEKÇİ ile yapılmış röportaja yer verildi...

Röportajda, Cemil İpekçi’nin ilginç tespitleri vardı...
YENİ AKİT yazarı Nusret ÇİÇEK, “Sokaklar, dar pantolon giyen kadın popolarıyla iğrenç bir manzara sergilerken, benzer manzaralar Meclis çatısı altına taşınıyor…” açıklamaları ve,
Mecliste kadın vekillerin pantolon giymesi tartışmaları...
BDP’nin tartışmaya, erkeklerin de mecliste kravat takmaması, kadın vekillerin de tesettürle gelmeleri üzerine bir öneri vermesi ile girmesi...
Siyasi iktidarın son anda, kadın vekillerin pantolon ile gelmeleri değişikliğini alt komisyondan çekme kararı...

* * *

“Vekil kadınların pantolon serbestisinin rafa kaldırılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna, Sn. İPEKÇİ, aşağıdaki gibi cevap vermiş:

“Bizde temel sorun şu: Sorunlar bizim ülkemizde kadınların kıyafetleri üzerinden konuşuluyor. Çünkü, bu ülke kadını eziyor. Kadın üzerinden prim yapılıyor. Ülkemizde kadınlar, haklarını kazanmış değil. Bu da, kadınlarımızın yüzünden. Kadınlar birleşip, Cumhuriyet mitingleri gibi, “kadınlar mitingi” yapsa, 2 gün de greve gitse, sokaklara dökülseler yer yerinden oynar. Türbanlısı, türbansızı bir arada tabii. Çünkü türbanlısı da öldürülüyor, türbansızı da, çarşaflısı da. Geçen dönemlerde engelli milletvekillerimiz oldu. Engellerine göre giyimlerinde değişiklik olmuştu. Ama onları tartıştık mı? Hayır. Çünkü onlar erkeklerdi.”

“Bir erkek, bir kadından ve onun giyiminden neden tahrik olur?” sorusuna, Sayın İPEKÇİ; şöyle cevap vermiş...

“Cinsel problemleri olan insanların ileri sürdüğü şeydir bu. Sizin cinsel hayatınız sorunluysa, sizin kendinizle bir probleminiz varsa, bu sorunla paralel gidiyorsa, giyimi kuşamı ne olursa olsun bir kadın gördüğünüzde orada hep tahrik unsuru vardır. Cansız mankenlerden tahrik olup tecavüz eden yok mu? Ölülerden tahrik olan yok mu? İnsanoğlunun hayvan olduğunu unutmamak lazım. Beynini geliştirmediği zaman daha çok hayvan kalıyor. Hayvan kaldığı ve gelişmediği sürece de, yemek, içmek ve seks dürtüsü daha önde.”

* * *

Gerçekten de...
İlginç bir durumdur...
Ve sorulup, düşünülmesi gerekir:
“Bir erkek, bir kadından ve onun giyiminden neden tahrik olur?”

Neden olur gerçekten de?..
Neden, kadın poposu tahrik unsurudur?
Erkek poposu tahrik unsuru değil midir?
Erkek poposundan tahrik olmayan(etkilenmeyen) kadın yok mudur?

Şu husus, bir vakîadır...
Bu ülkede, kadın üzerinden “prim” yapılmaktadır.
Tesettür meselesi, bir ara, çok fazla gündeme getirilmedi mi?
Siyasi iktidar, tesettür/türban meselesini kendine tapulamadı mı?
Türban üzerinden, siyasi alan veya müttefik elde etmedi mi?
Kadın ve giyimi, neden bu ülkede bu kadar, anlaşmazlık yaratacak raddede bir gündem maddesi hâline getirilir?
Şimdi gündem o kadar fazla karışık ki...
Kamu alanı mıydı değil miydi tartışmalarıyla, kızların-kadınların giyim özgürlükleri üzerinden kendilerine siyaseten hareket alanı yaratan, kendilerinin siyaset stratejilerini, ataklarını, kadın giyimine endeksleyenler, bu “kadim” meseleyi unutuverdiler.

* * *

Tesettür veya türban...
Kadın açısından bir giyim-kuşam meselesidir...
Tamamen kişilik hak ve özgürlükleri kapsamında değerlendirilmelidir.
Meseleye, laiklik ve siyasi bir araç bakımından bakılacaksa, bu da, kamu hizmeti veren, kamu hizmeti alan dengesinde aranmalıdır.
Gerçekten de tesettür giyimi, devletin laik rejimine yönelik gizli emelleri örtmeyi hedefliyor ise ve toplumun çoğunluğunda bu saik tezahür ediyorsa, katı laiklik prensipleri çerçevesinde, kadınların; “kamu alanı” içinde “kamu hizmeti veren” konumundayken, tesettür giyimini, hukuksal dayanakla düzenlemeye alarak yasaklarsın...

Ama...
Kadının kendi varlığı üzerinden, ister siyasal değer katma olsun; ister ekonomik değer katma olsun; VİCDANSIZLIKTIR, HAKSIZLIKTIR, İNSAFSIZLIKTIR...
Bir erkek de kadın üzerinden “değer” yaratma aşağılıklığından kurtulmalı ve kendi feraset dehlizinden “bir şeyler” üretmeye başlamalı...

Erhan SALMAN

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.