İkiyken Tek Olabilmektir Aşk!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Mehmet Ali Yazıcı
Yazının Yazıldığı Tarih: 
2007

 

 
Aşkın unutulduğu, sevginin, sınırsızca verme isteğinin yerine çıkar ilişkilerinin geçtiği bir dönemde nedir aşk? Ya da insanlık kendine özgü, başka canlılarda olmayan güzelliklerden vazgeçiyor mu? Aşk da bunlardan biri mi? İnsana ait olduğunu bildiğimiz halde neden sahip çıkmıyoruz aşka? Neden hep insana ait olmayan, insanın doğasına aykırı olan, insanı güzelleştiren değil; çürüten, yozlaştıran değer(sizlik)lere sahip çıkıyoruz, benimsiyoruz? Bunların peşinden koşuyoruz bir ömür. Bize, insana yakışan bir güzellik olduğuna göre, öyleyse nedir aşk?

 
 
 
 
 
Hermann Hesse bir yazısında aşk üzerine şu değerlendirmeyi yapıyor:"Bir bütün olarak çağımıza inancım azaldıkça, insanlığı düşmüş ve kurumuş gördükçe, bu çöküşün karşısına devrimi daha az koyar oldum; ama aşkın büyüsüne olan inancım daha da artıyor."
Yarına giden yolda umudun adıdır aşk. Bütün zorlukları, engelleri barındırır içinde. Bütün çelişkileri, ak ile kara gibi, ölümle yaşam gibi, son ile başlangıç gibi, gözünden süzülerek akan yaşın yüzünü gıdıklayıp güldürmesi gibidir aşk. Ağrılarıyla, sızılarıyla ayakta kalabilenlerin ve yürümeye çalışanların işidir. Bunun için de her insan âşık olamaz. İçinde hüznü ve umudu taşır, umutsuzluğu da… Bazen umut sırtlar umutsuzluğu, bazen umutsuzluk gölgeler umudu. Çok keskin ayrılıklar yoktur, anlayamaz insan ne zaman ne olduğunu; gülerken ağlamak gibi bir şeydir aşkın ruh hali. Onun için aşk anlatılamaz, sadece yaşanır.
Aşkın öznesi değişebilir; ama insan yaşamında ki bütün güzelliklerin genel adıdır aşk. Farklı isimler alabilir, değişik içeriklere bürünebilir. Devrim aşkı, yurt aşkı, karşı cins aşkı, sanat aşkı vb.
Aşk sadıktır insana. Aldatıldığında, aşağılandığında küsmez insana. Arkasını dönüp gitmez. Kaybettiğini kabul eder, aşkından vazgeçen insanın yerine üzülür. Aşkta aldatılan, vazgeçilen karşıda duran değildir. Kişi yârini, dostunu, arkadaşını, uğrunda dövüştüğü davasını aldatamaz. Ama kendini aldatabilir. Dünyanın en kolay, en zahmetsiz işidir bir insanın kendini aldatması. Âşık olmadığı halde, öyleymiş gibi davranarak yapar bunu. Nice insan yaşamıştır bu durumu. Ve sonunda aşkın öznesi kaybedilir. Aşk, maskelerin uyumlu dansını uzun süre kaldıramaz.
Aşk kural tanımaz, sınırlar çizmez, önceden belirlenmiş kalıplara dökmez kendini. Sorumlu bir özgürlük ister; ulaştıkça kendine yeni ufuklar çizer; yeni açılımlar, yeni paylaşımlar, yeni perspektifler geliştirir. Afacan bir çocuk gibi yerinde dur(a)maz, ulaştığıyla yetinmez, onun için hep “aç” olandır aşk.
Aşk öğrenilmez, öğretilemez, yaşanır. Ve ancak yaşanılanlar kavramlaştırılıp aşk tanımlamaya çalışılır. Bunun için tek bir ’durum’ değildir aşk ve tek bir tanıma asla sığmaz/sığdırılamaz. Kişiden kişiye değişir. Farklı düşünce akımları farklı tanımlar getirirler aşka. En güzeli, emek isteyeni, emek verilenidir. Emekle, sabırla yaratılanı, ilmik ilmik işleneni kolayca terk etmez, onu üreteni.
Aşk, sabır işidir. Paylaşımcıdır. Bencillik aşkın düşmanıdır. Aşkla bencillik aynı bedende bir arada duramaz. Aşk; karşılık beklemeden verebilme pratikte yaşanırken, karşılıklı sonsuz beklentiler, özverili tutumlar isteyen çoğalımcı bir süreçtir. Bu durum çoğu zaman çelişkiymiş gibi çıkar karşısına insanın; çelişkidir de. Ancak, karşılık beklememe ve sonsuz beklenti çelişkisi bir kez aşıldı mı, artık hiçbir kuvvet onun gelişiminin önüne geçemez. Bu boy atmanın verdiği olağanüstü güç, kişiyi daha yüksek üretim ve paylaşıma sevk eder. Kendini yeniler, her gün yeni bir ’karşılaşma’ oluşturur ve daha da güzelleşir. Yeni çelişkileri çözme potansiyeli artık mevcuttur. Bu süreklilik yaşanılan ilişkiye her yeni gelişmeyle olumlu yönde bir boy attırır. Bu nedenle statik bir durum değildir aşk, dinamiktir. Hele alışkanlık hiç değildir.
Aşkın, alışkanlığa tahammülü yoktur. Elimize aldığımız bir çiçeği hemen koklamak için burnumuza götürmemiz alışkanlıktır; aşk değil. Sıkıntılı bir anda bir dostumuzu aramamız alışkanlıktır; aşk değil. Sevdiğimiz insanla ihtiyaç duyduğumuz anda yan yana gelme isteğimiz alışkanlıktır; aşk değil. Alışkanlıkların bitmesi bazen ’bir aşkın bitişi’ olarak tanımlanır. Oysa aşk bitmez bir şeydir eğer aşksa, biten olsa olsa alışkanlıklardır.
Aşk, çocuk gibidir. Kırılgan, çabuk kahreden ve alıngandır. Bir o kadar da ihtiyar. İnsanlık tarihinin biriktirdiklerini inkâr etmez. Bu birikim ve yaşanmışlıklara yeni ve güzel şeyler katabilmek için çaba harcar. Aşk, bizi bizden daha iyi anlar ve yaşantılarımıza güç katar.
Aşk, emek ister. İlk bakış, hoşlanma aşk değildir. Bazı sevgiler ya da karşındakinde yakaladığın olumlu özelliklere hayranlık aşk değildir. Aşk, çabadır, kafa yormaktır. Bir şeyde erime, farklılıklarını koruyarak ona katılma isteğidir. Küçük hesaplar, çapsız yaklaşımlarla örülemez aşkın kalesi. Büyüklük ister, olgunluk ve samimiyet ister, güç ve çaba ister. Basit insanların kolayca ulaşabilecekleri bir zirve değildir aşk. Bedel ödemeyi, gerekiyorsa kaybetmeyi göze alabilmektir. Canımızı pazarda bulmuş gibi ortaya koyabilmek, bütün zorluklar ve sıkıntılar karşısında ’ben önde olacağım’ diyebilmektir. Aşk, hiçbir çıkar gözetmeksizin, bir karşılık beklemeksizin kendimizi adayabilmektir. Öznesi değişebilir aşkın, aslolan engin bir adama isteğidir. Ve yaşamın ve onu güzelleştirmenin kendisidir aşk.
Özgür bir kişilik aşkın olmazsa olmaz koşuludur. Özgür olmayan, kendi ayakları üzerinde duramayan bağımlı kişiliklerin aşkla arası iyi olamaz. Aşk, isyankârdır; kendine dayatılmak istenilene, yerleşik olana başkaldırır. Kendi yasalarını kendi bütünselliği içinde oluşturur. Hiçbir hazır-verili duruma itibar etmez. Hiç bir bedel ya da ceza onu geri döndüremez. Başkaldıran asi insanların işidir aşk.
Aşk, ikiyken tek, üçken tek, yüzken tek olabilmektir. Biz diyebilmenin yolu ise benden kurtulmaktan geçer. Onun için aşk, bencil değildir; paylaşımcıdır. Yarınlara, gelecek düşleri kurarak umutla yürümek istiyorsak, aşka sahip çıkalım. İnsan hayatındaki çürümeye, yozlaşmaya ve insandışılaşmaya karşı aşkı savunalım.
 
iletisim@PolitikaDergisi.com
 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.