İçince Cargill'in Kola Turka'lısını, Turkalaşırsın...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
İrfan DEĞİRMENCİ

“Cargill” gıda dalında faaliyet gösteren, gelişmekte olan ülkeleri sömüren 1865 yılında ABD'de kurulmuş şirkettir. Çevreyi kirleten fabrikalarıyla dünyanın birçok ülkesinde insan sağlığına, aynı zamanda ülke ekonomilerine de zarar vermektedir. Mısır ve nişasta bazlı şeker ithalatı yapmakta ve yerleştiği ülkelerde siyasi gücü arkasına alarak ülkelerin doğal beslenmesi bir yana öz kaynaklarını kurutmakta büyük güç ve ün kazanmıştır. Fast food olarak ünlenen beslenme zinciri sahiplerinin kurdukları büyük hamburger firmaları da bu şirketten aldığı gıda malzemeleri ile ayrıca sağlık, ekonomik ve sömürü bakımından kendi rollerini de üstlenmektedirler. Ot ve samanla beslenmesi gereken, hamburger eti kaynağı olan ineklerin, beslenme maliyetlerini düşürmek için ve zaten doğal kaynaklarını da çoktan tüketip temin edemedikleri için mısır ile beslemektedirler. Bu da hayvanların hastalanmasına ve sağlıksız yüz binlerce ton et ile insanları zehirlemek riski taşımaktadır. Amerika’da yediği hamburger yüzünden ölen çocukların davasında çok güçlü oldukları için hiç etkilenmemişlerdir.

Gelelim ülkemizdeki faaliyetlerine:

1998 yılında Bursa’da kurmuş olduğu fabrikanın oldukça olaylı geçmişi vardır.

Arkasındaki büyük emperyalizm gücüyle küstahça ülkemize yerleşen Cargill, tarım arazilerine fabrikalar kurup nişasta bazlı tatlandırıcıları Amerika’dan ithal ettiği genleriyle oynanmış mısırlarla üretmeye başladı. Şeker pancarı üretimi felç olduğundan arkasına AKP’yi alarak siyasi güç de edindiler.

Ulus ötesi Cargill firması, Bursa ili Orhangazi ilçesinde 212 dekarlık birinci sınıf tarım arazisinde Bursa Valiliği İl İdare Kurulu'ndan aldığı inşaat ve imar ruhsatı izniyle 1998’de yatırıma başlayarak mısır işleme tesisi kurmuştu. Yüksek Planlama Kurulu, Cargill’in yatırım yaptığı araziyi “tarım dışı alan” ilan etti. Ancak 19 sivil toplum kuruluşunun başvurusu üzerine, Bursa 2. İdare Mahkemesi, yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu da 18 Nisan 2002’de Cargill’e verilen bazı izinlerin iptalini kararlaştırdı.

Cargill firmasının yatırımına olanak sağlayan İznik Gölü Çevre Düzeni Planı Danıştay 6. Dairesinin 26.11.2002 tarih ve E:2002/4839.K:2002/5652 kararıyla iptal edildi ve bu karar İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca onaylandı. Plan idari yargı tarafından iptal edildiğinden, Cargill Firması yatırımının hukuksal dayanağı da ortadan kalktı.

Cargill'e özel af niteliğindeki yasayı Cumhurbaşkanı Anayasaya aykırı olduğu için veto etmesinin ardından 31 Ocak 2007'de TBMM'de yasa aynen kabul edildi. Cumhurbaşkanı Sezer ve CHP yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Anayasa Mahkemesi, yapılan düzenlemeyi 20 Şubat 2007 tarihinde iptal etti ve Başbakan Erdoğan'ın sinirlenip meşhur “yolu greyder gibi açacağız” sözlerini sarf etmesine neden oldu. Daha sonra 7 Aralık 2007'de Bursa Bölge İdare Mahkemesi, Cargill ve Bursa Valiliği tarafından yapılan son itirazı da reddetti.

Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi "yolu greyder gibi açmak için"…

 

****

Danıştay Onüçüncü Daire 13/12/2006 karar tarihli, esas numarası 2793, karar numarası 4732 ve karar yılı 2007 olan Danıştay bilgi bankasında yer alan davanın bilgileri aşağıdadır:

Ankara 7. İdare Mahkemesi'nin 27.04.2006 tarih ve E:2005/639, K:2006/1062 sayılı kararının; davacı şirketin meşrubat üreten bir şirket olduğu, başka bir şirketten aldığı nişasta sütünü kendi bünyesinde işleyerek tatlandırıcı (izoglukoz türü şeker) haline getirdiği ve ortaya çıkan bu şekeri piyasaya arz etmeyerek tamamını ürettiği meşrubatlarda girdi olarak kullanmakta olduğu, bu nedenle şirketin Şeker Kanunu kapsamında (A) kotasına tabi şeker üretmediği, ancak Şeker Kurulu tarafından alınan dava konusu kararla, aynı ekonomik bütünlük içinde olsa da, sattıkları nihaî mamullerin içerisinde kullanabilmeleri için Şeker Kurumu'ndan kota temin etmeleri gerektiğine karar verildiği, 4634 sayılı Şeker Kanunu'nda şeker fabrikası tanımlanırken şekeri girdi olarak kullanan işletmeleri ayrık tutulduğuna göre, ayrık tutulan işletmelerin hangileri olduğunun Mahkeme kararında belirtilmesi gerekirken bu hususun irdelenmediği, Kanun'da kotaya ilişkin bulunan kısıtlayıcı hükümlerin idari işlemle genişletildiği, bu konuya ilişkin hukukî düzenlemenin yorum suretiyle, amacı ve lafzı aşan biçimde genişletilmesinin hukuka aykırı bulunduğu, ancak yasal bir düzenleme halinde, kendileri gibi şeker üreten meşrubat fabrikalarının şeker fabrikası sayılıp, kotaya tabi olabileceği, Kanun'un amacının; yurt içi talebin yurt içi üretimle karşılanmasına ve gerektiğinde ihracata yönelik olarak Türkiye'de şeker rejimini, şeker üretimindeki usul ve esaslar ile fiyatlandırma, pazarlama şart ve yöntemlerini düzenlemek olduğuna göre, bu amaca uygun olarak, şirketleri tarafından üretilen şekerin iç piyasaya arz edilmeksizin tamamının meşrubat üretiminde girdi olarak kullanılması, kotaya tabi bir şeker üretimi olmaması karşısında, kamu yararına aykırı olarak dava konusu işlemin tesis edildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

http://www.danistay.gov.tr/kerisim/

 

****

 

Buna da yeni bir yasal düzenlemeyle karşılık verildi ve 27 Mart 2008 tarihinde Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nda bir değişiklik daha yapılarak, Cargill yeniden "hukuk içine" alındı.

Son cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet SEZER in veto ettiği yasa teklifi gerekçesi şöyleydi:

Kamu yararına aykırı

10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer veto gerekçesinde yasanın yabancılara ayrıcalık sağladığını ve anayasaya aykırı olduğunu savundu. Gerekçede “Yasanın, özellikle bir yabancı şirketin ya da varsa belirli şirketlerin tarım arazilerinde kurulu sanayi tesislerinin sorununu çözmek amacı taşıyan 6. maddesindeki düzenleme, yasaların genel, soyut ve nesnel olmasını gerektiren evrensel hukuk kurallarıyla ve Anayasa’nın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır“ ifadesine yer verildi. Gerekçede ayrıca yasanın 6. maddesiyle yapılan düzenlemelerle, hukuka aykırı bir etkinliğin 3 yıl süreyle koruma altına alınarak sürdürülmesinin sağlandığı da belirtilerek şöyle denildi: “Oysa, yasalara, ulusal çıkarlara ve kamu yararına aykırı olduğu yargı kararlarıyla hükme bağlanmış, hukuka aykırı bir etkinliğin, ilgili kamu yönetimlerince hiç geciktirilmeden durdurulması hukuk devleti ilkesi ile Anayasa’nın 11. ve 138. maddeleri uyarınca zorunludur. İncelenmekte olan yasanın 6. maddesiyle, bir yabancı şirket ya da belirli şirketlerin hukuka aykırı durumları ve etkinlikleri yasanın güvencesi ve koruması altına alınmış olmaktadır ki, böyle bir düzenlemenin ’ayrıcalık’ tanıma niteliği taşıdığı ve Anayasa’nın 10. maddesine aykırı düştüğü kuşkusuzdur.”

Derken gün gelir Cola Turka Cargill ile ortak olur ve Cargill’in GDO ile ürettiği nişasta bazlı glikozla Cola Turka birbirine kavuşur.

Başbakan’ın Sakarya’da açılışını yaptığı Cola Turka fabrikasının açılış konuşmasında şu sözleri dikkat çekiciydi:

Başbakan Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Sakarya Akyazı’da bulunan Cola Turka fabrikasının açılışını yaptılar. Kabineden bazı bakanların da katıldığı açılışta Cola Turka’nın henüz yayınlanmayan reklamları gösterildi. Ülker ailesinin bölgede üçüncü yatırımını gerçekleştirdiğini ve ‘iftihar ettikleri bir tablo’ yaşadıklarını belirten Erdoğan, çevre illerin de bu yatırım anlayışını ortaya koymalarını istedi. Cola Turka’nın ilk çıkışının çok ‘anlamlı ve farklı’ olduğunu kaydeden Erdoğan, “Türkiye genelinde Ülker ailesi diğer ürünlerde nasıl tutturduysa Cola Turka’da da tutturması, arzu edildiği zaman bir şeyin başarıldığını göstermesi bakımından anlamlıdır. Kendilerini tebrik ediyorum” diye konuştu. Kendisinin Ülker bayisi ve oğlu Ahmet Burak Erdoğan’ın Cola Turka’nın İstanbul Anadolu yakası bayiliğini yaptığı yönündeki eleştirileri de cevaplayan Erdoğan, “Bazı spekülasyonları ortadan kaldırmak için bir gerçeği ortaya koymak istiyorum. Yazılı ve görsel medyada ortaya konan aslı astarı olmayan iddialar var. Türk milleti bu iddiaların kaynağının yalan olduğunu bildiği için itibar etmeyecektir. Bunlar da şahsımızla ilgili olanlardır. Bizler her zaman, ülkemizde bir taş üstüne bir taş koyanların destekçisiyiz. Onlara yardımcı olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Ülker Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Özokur da, bisküvi ve çikolata ile başladıkları üretim sektöründe bugün 800’e yakın ürün alanında hizmet verdiklerini söyledi. Özokur, Ülker Grubu’nun yaklaşık 17 bin çalışanı ile 2 milyar 255 milyon dolar ciro yaptığını kaydetti. Sakarya Valisi Cahit Kıraç ise, yaklaşık 230 kişinin çalışacağı fabrikanın bölge ekonomisine sağlayacağı katkının önemli olduğunu ifade etti.

Başbakan Erdoğan, konuşmasına başlamadan önce kürsünün önünde duran Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifleri (APEK) çalışanlarının taşıdığı “Cola Turka şekersiz olmaz” pankartını gördü. Erdoğan, APEK’lilere bakarak, “Peki Cola Turka glikoz isterse ne yapacaksınız?” diyerek gülümsedi. Konuşmasının ardından kurdeleyi keserek, tesisin açılışını yapan Erdoğan, tesisi kısa bir süre gezdi. Erdoğan, başına Cola Turka yazılı şapka taktı ve ikram edilen Cola Turka’yı içti.

Ülker Grubu, Cargill’in tüm dünyada Cerestar’ı satın aldığından Pendik`teki şirketlerine de ortak olduğunu bildirdi. Ülker Grubu’ndan basında çıkan haberlere ilişkin olarak yapılan açıklamada, grubun, Pendik’teki Pendik Nişasta Sanayi şirketini (PNS) Avrupa’nın bu konudaki en büyük Şirketi Cerestar ile ortak olarak kurduğu bildirildi. Açıklamada, ‘Ancak Cargill daha sonra tüm dünyada Cerestar`ı satın aldığından Pendik`teki şirketimize de ortak olmuş oldu. Bunun dışında Ülker Grubu`nun Cargill`in hiçbir sanayi ve ticari faaliyetine ortaklığı söz konusu değildir’ denildi. ( basından )

 

****

Avrupa’da %2 oranında kullanılan glikoz miktarı Cola Turka’da %40 oranındadır.

Son zamanlarda %40 olarak Cola Turka’ya katılan GDO’lu nişasta bazlı glikoz %50’ye çıkarılmak istenmektedir.

11 Mayıs 1998 tarihinde akla vicdana sığmayacak şekilde delilleri karartılan, ses sanatçısı Sevim Tanürek’in ölümüne yol açan kaza sonrası Başbakanın oğlu Ahmet Burak Erdoğan’ın elini kolunu sallayarak dolaşması bir yana Erdoğan ailesi oğullarının Cola Turka bayiliğiyle gurur duymaktadır.

Ve Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle;

Her zaman, ülkemizde bir taş üstüne bir taş koyanların destekçisi ve onlara yardımcı olmaya devam edecektir!

Bunların yaptıklarını belgelemekle bitmez. Yolsuzluklarını, hukuksuzluklarını, Kürt açılımı adıyla yürütmekte olduğu BOP eş başkanlığı görevini ülkeyi bölme yolunda hızla ilerletmelerini…

Yazmakla, anlatmakla bitiremeyiz.

****

İçmeyin Cargill’in Cola Turka’lısını,turkalaşmayın sonra…

Türklüğünüze, sağlığınıza, ülke ekonomisine, geleceğinize zarar vermeyin.

 

irfan.degirmenci@politikadergisi.com

(PD Okur Temsilcisi)

 

Yorumlar

Düzeltmeler

- Bir gazlı içecekte %40-50 düzeylerinde glikoz bulunması mümkün değildir. Bu oran ister şeker ister mısır (glikoz) şurubu olsun %15 düzeylerindedir. Dolayısıyla Avrupa'da %2 gibi bir kullanım olması da mümkün değildir, %2 şeker/glikoz içeren bir içecek sudan çok farklı bir tada sahip olmaz.

 

- Türkiye'de GDO'lu mısır şurubu, hele ki bu şirketinki gibi bütük çapta, üretilemez. Pepsi ve Coke dahil bütün şirketler Türkiye için, daha maliyetli olduğu halde, GDO'suz ürün kullanmak zorundadır.

 

- Türkiye'de mısır şurubu kotası vardır, şirketler şekerden ucuz olduğu halde belli bir miktardan fazla HFCS kullanamazlar.  

 

Doğru bilgilerin birkaç hatalı bilgi sebebiyle önemini yitirmemesi için eklemek istedim. 

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.