Ermeni Tasarısını Onaylayanlara Ne Yaptınız ki Onaya Sunanları Eleştiriyorsunuz?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Serhat KUŞDOĞAN

Geçen yıl Ermenistan ile Türkiye arasında, İsviçre de bir protokol imzalanmıştır. Protokolde;
İkili ve uluslararası ilişkilerinde, eşitlik, egemenlik, diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerine saygılı olacakları ve bu ilkelere saygı gösterilmesini sağlayacakları yönündeki taahhütlerini teyit eder.
İki ülke arasındaki mevcut sınırın uluslararası hukukun ilgili anlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanındığını teyit eder.”
cümleleri yer almaktadır.

19.01.2010 de "karşılıklı sınıra saygı duyulması" yönündeki protokol maddesiyle ilgili olarak Türkiye, bunu Ermenistan'ın 1921 tarihli Kars Antlaşması'nı kabul ettiği biçiminde yorumluyordu. Ancak, Ermenistan Anayasa Mahkemesi, bu maddenin, yalnızca bağımsız Ermenistan Cumhuriyeti'nin kurulmasından yani 1990'dan sonra yapılan anlaşmalar için geçerli olduğuna hükmetti. Yani Ermenistan’ın Bağımsızlık Bildirgesinde yer alan, Türkiye’den toprak talepleri devam etmektedir.

Sizce bu talep, karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi yönünde olumlu bir adım mı?

AB, 26 Ocak günü görevlendirdiği Asya sorumluları aracılığı ile Büyük Tarihi Ermenistan haritasını ( Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini de kapsayacak şekilde ) yayınlamıştır.

Protokolde ayrıca;

Tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelenmesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması. Bu diyalogda Ermeni, Türk ve İsviçre temsilcileri ile diğer uluslararası uzmanlar da yer alacaktır.” paragrafı da yer almaktadır.

Ermenistan; biz soykırımın tartışmasını değil, Ermenilerin tarihi kalıntılarının analizinin yapılmasını istiyoruz. 1915 sürecinde Anadolu’yu terk etmek zorunda kalan Ermenilerin mallarını, haklarını, çıkarlarını belgelendireceğiz. Sonra da anlaşmaları ve sınırları yeniden değerlendireceğiz, ısrarını bir dostluk göstergesi gibi algılayabilir misiniz?

ABD her yıl aynı dönemde olduğu gibi Türkiye’den yeni talepler de bulunmak üzere Ermeni tasarısını oylama sürecine başladı bile...

ABD, AB, Ermenistan ve İsviçre protokolün yürürlüğe girmesini beklemeden, protokolün taraflara sağladığı karşılıklı güven tesisini ortadan kaldıran uygulamaları ile protokolü geçersiz hale getirmişlerdir.

Protokolün yürürlüğe girmesi adına son derece özverili tavizler veren Türkiye karşısında, başta Ermenistan olmak üzere ABD, Fransa ve İsviçre protokollerin uygulanmaması için ellerinden geleni yapmakta ve süreci kaosa sürüklemektedirler.

1. Türkiye’nin bölgede bir askeri tatbikat icra etmesi,

2. Bu tatbikatın icrasında, Hükümetin gözlemci sıfatı ile bulunmaması,

3. Tatbikatın basına kapalı icra edilmesi

Bölgenin sıcak gelişmelere gebe olduğunun sinyali olarak değerlendirilmelidir.
Bu tatbikatın Balyoz soruşturmasına yamanmaya çalışılması,

Basınımızın CIA ve Pentagon güdümlü yeniden konumlandırma uzmanları tarafından körleştiğinin acı göstergesidir.

Protokol onay sürecinin sınırların açılmasıyla noktalanması düşünülemez.

Cumhurbaşkanı’nın Başbakan, Genelkurmay Başkanı, muhalefet ve yargı ile görüşmeleri; milli bir mutabakatın sağlandığını göstermektedir.

Genelkurmay Başkanı’nın, Silahlı Kuvvetlerin ‘Tek Ses Tek Vücut’ Hareket etmesini sağlayabilecek soruşturmaların adil ve bağımsız yürütülmesine destek vermesi, göreve başladığı günden beri TSK’ne “Tek Ses Tek Vücut” prensibi ile emir komuta etmesi, dosta güven, düşmana korku vermektedir.

Korkusunu yenmeye çalışanların, gelişmeleri bir kaos olarak değerlendirmeleri gerçek yüzlerini görmemiz için yeterli sanırım...

Türkiye’de protokolün Uluslararası bir başarı olduğunu savunanlar;

1. Ermenistan rahatlayacak, sınırlar açılınca ekonomisi canlanacak,

2. Tarihten gelen kardeşçe yaşama alışkanlığımız devam ettirilecek,

3. Ermenistan’dan alternatif boru hatları geçebilir, Nabucco hayata geçirilebilir, diyor.

Şimdi inceleyelim;

1. Türkiye ile Ermenistan sınırı açılıp ticaret artarsa, bu durum Ermeni vatandaşlarının pozisyonunu değiştirmez.

Nereden biliyorsun?

Türkiye de artan ticaret vatandaşın cebine girmiyor. Ayrıca, Ermeni piyasası bütün alanları ile Rus şirketlerinin elinde. Ruslar bu düzeni bozdurmaz.

Türkiye Amerika merkezli dış politika ile hareket ettiğine göre,

Sormamız geren soru, “Türkiye ne yapmak istiyor?” değil...

ABD, Türkiye’yi yem olarak kullanıp, Ermeni lobisini ne kadar daha kandırabilir, olmalı...

Amerikalıların Ruslarla İran konusunda uyum içinde olduğu, Rusya’nın küresel sermaye ile piyasa koşullarında, Batı kapitalist sisteminin kuralları çerçevesinde sağlıklı ilişkiler kurduğu görülmektedir. Rusya’yı Doğu Bloku ülkesi gibi görmek gericiliktir. Rusya Batı kapitalist sistemi ile sosyalist sistemi aynı hedefe yöneltip, kendi düzenini kuruyor.

2. Mikro milliyetçi, dinî kökenli akımları, laik-sosyalist yönetim anlayışını benimsemiş federasyon altında birleştirmek, ortak menfaatlerin savunulduğu, dünya üzerinde söz sahibi bir güç haline gelmek ütopik de olsa evrensel bir ideal olmalıdır.

3. Ermenistan’dan gaz ve petrol çıkmadığına göre, bu anlamsız Nabucco ülkeleri kalabalığı niye?

Azerbaycan’dan veya İran’dan gelen boru Nabucco için zaten yeterli.

İran’dan gelmesine Ruslar izin vermiyor, Amerikalılar istemiyor. Azerbaycan’dan gelmesi için Karabağ sorununun çözülmesi lazım. Nabucco başka bir amaca hizmet etmesi için Türkiye ve Ermenistan’a sunulan “yem”dir.

Bu konuda ayrıca fikrim;

Anlaşmazlıklar yaşayan ülkelerin, araya giren diğer devletler tarafından kullanılmamak adına, ortak bir deklarasyon yayınlamasıdır. Sorunları aramızda çözmek istiyoruz, fikrinde birleşmeleri kendi menfaatleri için doğru olanıdır. En azından bölge ülkeleri ile çözüm arayışına girmenin bölgesel istikrar ve güven adına olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyorum.

Karabağ sorununun Rus-Ermeni ilişkilerinin tarihsel sürecine dayandığını bilenler, bu sorunu ABD veya Fransa ile değil de Rusya-Azerbaycan-Ermenistan ile çözülebileceğini görebilmelidir.

Bu protokollerin imzalanması ve Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi Türkiye’ye yönelik soykırım iftiralarını ortadan kaldırmamıştır.

Ermenistan protokolü derhal TBMM’den çekilmelidir.

ABD’nin Türkiye’nin protokolleri TBMM’de onaylaması için yoğun baskı yaptığı ortadadır.

TBMM, protokolü kabul ederek Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesini tartışmaya açamaz.

Hükümet arkasındaki Milli Birliğin farkındalığı ile,

Ermeni tasarısına parlamentolarında onaylamaya sunanları yanlış yaptıkları konusunda ikna etmek istiyorsa; onay veren ülkelere bu kararlarından geri adım atmaları konusunda girişimler de bulunmalıdır.

 

Serhat KUŞDOĞAN
iletisim@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Merhaba

Benim fikrim, bizim hükümete kalsa Ermenilerle değil protokol yapmak, selamlaşmaz bile. Ancak ne yazıkki iş bizim hükümete kalmıyor. Ortadoğuda atılan her adım, emperyalizmin gözetimi altında ABD ile Rusyanın oynadığı satrancın hamleleridir. Bizse bu oyunda, uyguladığımız bağımlı politikalar nedeni ile sadecxe bir piyonuz. Hükümetimiz piyon olmaktan vaz geçmedikçe de onlar hamle yapacak biz acı çekeceğiz. Saygılar..

KOMŞULARLA SIFIR SORUN

" KOMŞULARLA SIFIR SORUN " Böylesine APTAL bir söylem olabilir mi? Olabiliyormuş demek ki....Bu söz bana BANA DOKUNMAYAN YILAN, BİN YIL YAŞASIN sözünü hatırlatsa da,komşularımızın istekleri aklıma gelince;onların YILAN'dan daha beter olduklarını düşünmeden edemiyorum.
Bu söylemi gerçekleştirmek için ERMENİ'lere KARS'ı vereceğiz,KÜRT'lere bizim topraklarımızın bir kısmını da içine alacak bir şekilde KÜRDİSTAN kurulmasına izin vereceğiz,hazır başlamışken YUNANLI'lara da EGE'yi komple verelim,olsun bitsin.Bu arada ben de AYAKKABILARIMI BAĞLAMAK İÇİN EĞİLDİM,BENİMLE SORUNU OLAN KOMŞULARIM BUYURSUN GELSİNLER.(Bu cümle için özür dilerim ama gerekli idi)
Bu arada o meşhur ERMENİ'lerden ÖZÜR KAMPANYA'sına bizzat katılan AYDIN'larımız için de,AYDIN kelimesinin lugat anlamına baktım.

AYDIN:
1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevver. 3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevver. Kılıçarslanın hanımının ismidir.

Ancak anladığım kadarı ile bu açıklamanın içinde VATAN HAİNİ sözcüğü yer almıyor.Muhakkak unutmuşlardır.Veya bu AYDIN'lar gerçek AYDIN değil,ÇAKMA AYDIN'lardır.Saygılar.....

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.