Dur!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Serhat KUŞDOĞAN

 

Daha demokratik bir Anayasa, toplumun her kesiminin söz hakkına sahip olduğu komisyonda, Milli ittifak ve konsensüs ile yazılır.
12 Eylül referandumunda Anayasa değişikliğinin halk tarafından onaylanması hiçbir mana ifade etmez. Çünkü konsensüs sağlanmamıştır. Tek bir siyasi görüşün taleplerini içermektedir.

Yeni bir Anayasa için bu değişikliklerin farz olduğunu söylemek; tek başına anayasa yazmak için halktan onay istiyorum demektir.
"Ülkemin yeni bir Anayasaya ihtiyacı var. Bu yeni Anayasayı ancak AKP yazabilir.”

Diktatöryal bir söylemdir.
 

 

İstikrar ve mevcut çok seslilik ortamında diktatöryal yönetim anlayışı, ülkenin varlığının devamı için bir alternatif gibi gözükebilir. Kazanılmış hakları geri alamazsınız. Halka karşı savaşamazsınız!
 
Darbe dönemlerinin insanlık dışı uygulamalarını eleştirirken, sizin fikirlerinize karşı olanlara on katını yaparak daha fazla demokrasiyi amaçladığınızı söyleyemezsiniz.

Darbeciler her yaptığını referans alanların, darbe döneminin on katı antidemokratik uygulamaları, daha fazla Demokrasi adına, inandırıcı değil!
 

 

Devleti tüm kurumları ile ele geçirerek topluma hükmetmek, sınırsız iktidarını kurmak, halkı kin ve düşmanlığa sevk eder. Savunduğunuz radikal tezleri kendi ellerinizle çökertirsiniz.

Suçluluğu ispatlanmadığı halde düzmece belge ve artist tanıklar ile yargısız infaz ettikleri emsalleri arasında üstün başarılar göstermiş kişileri yok sayarken; kendi devam eden davaları ile ilgili ima veya sorulara dahi tahammül gösterememektedirler. Kendisine yapılmasından rahatsız oldukları konuların, başkalarına yapılması için kampanyalar düzenlemek, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmiyor diyebilir misiniz?
 
Mevcut iktidarın, “gelen gideni aratır” sözünü doğrulamak adına verdiği mücadelenin, acımasız ve gaddar boyutlara ulaştığını düşünüyorum.
 
İslam dininde söylediği ile yaptığı bir olmayana ne denir ? Bilemiyorum. Ben Türk’üm ve benim kültürümde böyle insanların lafına itibar edilmez. Mümkün mertebe bu tip insanlarla alışveriş yapılmaz.
 
Çıktıkları televizyon programlarında, katıldıkları konferans ve toplantılarda, kendileri çalıp kendileri söyleyen evet bloku; Anayasa değişikliğinin olumsuzluğunu ortaya koyan ciddi argüman ve tezlere, yazar ve gazetecilere, öfke ve nefret halinde küçük düşürücü, onur kırıcı söylemlerle hakaret etmektedirler. Yandaşın şak şaklarını çoşkuyla karşılayanlar, vatandaşın eleştiri ve şikayetlerinin içeriğini hiçbir şekilde gözden geçirmeden bağırıp çağırmayı, kendilerinden farklı düşünen kişilere hakaret etmeyi, dini bir meziyet saymakta, dinsizlik ile suçlayarak dışlamakta ve küçük düşürmektedirler. Başbakan vatandaşa tepeden bakan söylem, tavır içindedir. Başbakan özellikle sivil toplum kuruluşlarına özgür iradeleri ile oy haklarını kullanmalarını tavsiye etmek yerine, referandumda EVET oyu vermelerini emretmektedir.
 
Tek sesliliği amaçlayan yönetim anlayışı, demokrasi – özgürlük – hukuk kavramlarını iyi analiz etmelidir.
 
21 yy. da ruhani duygularını iş-aş ve yardım karşılığı kullanabildiğiniz insanlara, diktatöryal yönetim anlayışı ve günah klasik şartlanması ile hükmedemezsiniz. Çaresizlik içinde vaatlerinize sarılan reylerin, ruhani söylemlerle kazanılmış haklarını geri alamazsınız.
 
Kendinizi kandırmayın, Ülkemi kurtuluşu olmayan kaos ortamına sokmayın...
 
Referanduma götürülen değişikliğin, demokratik sivil bir anayasa olmadığını savunan kişilere darbeci yaftası gibi içi boş suçlamalarda bulunan, hakaretler ile aşağılayan kalemlerin, dialog çağrısının ne kadar anlamsız, hoşgörü felsefesinin ne kadar düzmece olduğu anlaşılmıştır.
 
Referandumda EVET bloku, hayır seçeneğini savunanlara karşı sergiledikleri tutum ile ne kadar demokratik(!), sivil(!) ve mütevazi(!) olduklarını kanıtlamışlardır.
 
Referandum sonucunda amaçları;
 

 

Ülke içinde kaos yaratarak, hizipleşmeyi kızıştırmak, halkı kin ve düşmanlığa sevk eden söylem ve eylemlerini icraata dönüştürmek olanlar var.
 
Evet ve Hayır oylarının ülkemdeki hizipleşmeyi doruğa çıkaracağını bilen iktidarı, içinde az da olsa insan sevgisi kaldıysa durmaya çağırıyorum.
 
% 47 EVET, % 53 HAYIR sonucu
veya % 53 EVET, % 47 HAYIR sonucu ülkemde derin ve aşılamaz kutuplaşmaları beraberinde getirecektir.
Devletin varlığı ve bölünmez bütünlüğü adına bir şey yapmalı diyen herkesin referandum sürecinin durdurulmasını talep etme zamanı gelmiştir.
 
Bu sürecin devam ettirilmesi ülke menfaatlerine aykırıdır. Referanduma sunulan Anayasa değişikliğinin ortak konsensüs olmadığı açıktır.
 
TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler derhal Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırarak ortak konsensüs sağlanıncaya kadar referandum sürecinin durdurulduğunu açıklamakla mükelleftir. Ülkemi parçalamak adına giriştiğiniz referandum süreci, başlangıcından itibaren antidemokratiktir.
 
Bu antidemokratik süreci şahsi çıkarlarınız sebebiyle engelleyemezseniz;
Türk Milletinin azim ve kararlılığı “ %90 HAYIR” sonucunu yüzünüze tokat gibi vuracaktır.

HAYIR sonucu karşısında;
Mevcut iktidarınızın gayri meşruluğunu tartışmaya açarak, kin ve düşmanlık ateşine körükle koşanlardan olacaksınız.
LÜTFEN DURUN!
 
iletisim@politikadergisi.com
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.