Divan Şiiri "soyut şiirmiş"; Güldürmeyin Adamı !

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ne derdi hatırlarsınız lisede edebiyat öğretmenlerimiz : "Divan şiiri soyut şiirdir, yüksek zümre edebiyatıdır." Küllüyen yalan...

Hani bize çocukluğumuzda bir öykü anlatırdı... "Ağustos Böceği ve Karınca..." Hani Ağustos Böceği yaz boyu öter de, Karınca yaz boyu çalışır; sonra Ağustos Böceği karınca kapısını çalar yemek dilenirdi." Aynen bu öykü gibi...

Yahu ağustos böceği de karınca da bir mevsim yaşar.. Kim haklı, ağustos böceği mi, yoksa topladığı yiyecekleri kışın yiyemeyecek karınca mı? Fiii tarihinde yazmıştım bunu : "Ağustos böceği hep haklıydı da bize yanlış öğrettiler" diye...

Masal yaklaşık aynı masal... İnönü Cumhuriyeti yönünü Batı emperyalizmine çevirince, bizim bin yıllık Divan şiirimizi de "tu kaka" yapmaya, illa Batı klasiklerini bize öğretmeye kalkıştı... Yani bir nevi "ağustos böceği" ni oynadı...

Oysa Divan şiiri benzetmeleri, dil oyunlarını Arapça ve Farsça'yı pek seven BAKİ de bile somuttan somuta benzetmelerdir... Soyut şiirle ilgisi yoktur Divan edebiyatının...

İşte örnekler buyur oku sayın okur, bazılarını günümüz Türkçesine aktarıyorum maalesef, bazılarında gerek yok :

"Gerçek hadis imiş bu ki kadının vefası yok / Kim sevdi biri kadını dedi kadının cefası yok" (Nesimi)

"Gel gel beri ki orucun ve namazın kazası var / Sensiz geçen zamanın kazası yok " (Nesimi)

"Baharda tövbe etmeye akıllılar deliliktir demiş / Gel bugün söze uy yarın işi sofuluğa vur" (Şeyhi)

"Al yanaklı güzeller gül bahçesinde neler yapmadılar / Servi yürütmediler goncayı söyletmediler" (Necati)

"Adeti kadınların cevr ü cefadır amma / Bana ettiklerini kimselere etmediler (Necati)

"Suya versin bağban gül bahçesini zahmet çekmesin / Bir gül açılmaz yüzün gibi verse bin gül bahçesine su" (Fuzuli)

"Yârin elin öpmek arzusuyla ölürsem dostlar / Kase yapın toprağımdan sunun onunla yare su " (Fuzuli)

"İçmek ister bir hile ile bülbülün kanını rengi kırmızı olsun diye gül dalı / Gül damarın girsin de zavallı bülbülü kurtarsın su " (Fuzuli)

"Ayağının altına erişeyim diye sürekli bir ömür boyu / Başını taştan taşa vurur gezer avare su" (Fuzuli)

"Bülbüllerin ister seni ey gonca ağızlı gel / Gül gittiğin anlayalım gülşene sen gel" (Nedim)

"Kız oğlan nazı nazın şehlevend avazı avazın / Belasın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kafir (Nedim)

"Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana / Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sana" (Nedim)

"Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedim / Bir perî-sûret görünmüş bir hayal olmuş sana " (Nedim)

"Bâkî çemende haylî perîşân imiş varak / Benzer ki bir şikâyeti var rûzgârdan" (Baki)

Allahınızı severseniz, neresi soyut bu benzetmelerin / istiarelerin. Tam tersine hepsi yaşanandan çıkmış, gözümüzün önünde...

Haaaa; bir de işin tersi var. Hadi diyelim Divan şiiri soyut şiir. Daha ne istiyorsunuz, Divan şairleri bizim Ahmet Haşim'den, İkinci Yenicilerden; Batı'da Baudlearie'dan, Rimbud'dan, Verlaine'den Mallerme'den önce yakalamış "soyut" şiiri...

Bizim Ahmet Haşim, İkinci Yeniciler Batı'nın bu şairlerinde özenip şiir yazmıyorlar mıydı? Demek Divan şairleri Haşim'den de İkincilerden de daha ilerideymiş...

Ne dersiniz?

Divan kötülemek, Batı şairlerine özenip şiir yazmak bizi şiir geleneğimizden koparır. Kopardı da nitekim.. Kim tanınıyor Batı'da bizim Orhan Veli'mizi, İkinci Yenicileri ? Fransızların gözünde bu şairler ancak üçüncü sınıf şair sayılır. Asıl "babaları"  (bizimkilerin özendikleri şairler) onların şairleridir çünkü...

 

 

Ufuk KESİCİ

 

ufuk.kesici@politikadergisi.com

Yorumlar

Yanlış mısra

"Gerçek hadis imiş bu ki kadının vefası yok"

Nereden uydurdun bu mısraı? İnsan bir veznine kadar yahu? Kadın değil hûb olacak. Sen kimmmmmmmmmm Dîvân şiiri üzerine yazı yazmak kim? Bırak bu işleri Ufuk Kesici...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.