Açılım süreciyle nereye gidiyoruz?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Fatma Özkaya
Yazının Yazıldığı Tarih: 
31.10.2009

Açılıma verilen ara herkesin hakkında soru işaretleri bıraktı. Ben ve benim gibi birçok kişi daha açılım süreci gündeme gelmeden, bu konu hakkında bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyor ve devletten sorumlu davranış örneği bekliyordu. Açılım süreci başladığında kuşkusuz ki buna en çok sevinen kişilerden biride bendim.


Günümüz uluslararası ilişkilerinde başarıya ulaşmanın olmazsa olmazı öncelikle kendi içindeki sorunları halletmektir. Kiminin “PKK Sorunu” dediği ama bence bal gibi de “Kürt Sorunu” olan bu mesele sağlıklı bir çözüme ulaştırılmazsa Türkiye’nin uluslararası arenada yer alma şansı (daha doğrusu hak ettiği yeri alma şansı) çok küçüktür.
Ancak Türk devleti sorunlarla yaşamayı kendi kaderi olarak görmedi ve bu konuda önemli bir adım atarak “açılım sürecini” başlattı.


Daha süreç falan başlamadan bu işin zor olduğu ve taraflar arasında karşılıklı özveriler gerektirdiği biliniyordu. Çünkü ne kadar Kürtlerle birlikte kardeşçe yaşıyoruz dense de özellikle 90 dönemi olaylarının da etkisiyle iki halk birbirinden çok uzaklaştı. Bu süreç içerisinde halklar birbirini yeniden tanıyacak ve bizler ateşli azınlık olan DTP tabanıyla tanışacaktık. Her iki tarafında acıları vardı. Ateş düştüğü yeri yakar misali acılı yürekler dinlenecekti. Kimi sağduyuyla hareket edip artık kanın durmasını isteyecek, kimiyse evladını boş yere mi kaybettiğini soracaktı.


İşte tüm bu kaos içerisinde dağdan inip teslim olan PKK’lıların karşılanmaları bardağı taşıran son nokta oldu. Öyle ki süreci başlatanlar bile görüntülerden rahatsız olup bin bir güçlükle açılan kapıyı kapamayı tercih ettiler. Görüntüler bence de rahatsız ediciydi ama siyasi iradenin böyle çarçabuk karar alması da oldukça şaşırtıcıydı.


Yolun başında böyle bir kırılma noktasının oluşmasının en önemli nedenlerinden biride her şeyin siyasi iradeye bırakılmasıdır. Dağdan inmeler, silah bırakmalar, doğuya yapılacak olan yatırımlar tabi ki önemli adımlar ama biz bir ekmek alıp Kürt ya da Türk komşumuza gitmezsek, evlerimizde hala birbirimizi kötülersek dünya açılımı yapılırsa ne fayda!

Fatma ÖZKAYA

iletisim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Kürt açılımı

Öncelikle karşımızdaki kişilerin bir devlet veya düzenli bir ordu olmadığını kabul etmeliyiz.Onlara TERÖRİST demek bile eminim gerçek TERÖRİST'lere karşı ayıp etmek olacaktır.Bunlar sayıları 5-10 bini geçmeyen,oradan buradan ne amaçla geldiğini bile bilmeyen (çoğunluğu) ÇAPULCU SÜRÜSÜ'dür.Böyle bir durumda bir devletin,böylesine bir ÇAPULCU SÜRÜSÜ ile anlaşması ve onlara imtiyaz tanıması son derece yanlıştır.Ancak tabiki hükümetimiz de bunu çok iyi bildiği için konuyu gündeme KÜRT AÇILIMI olarak getirdi.Bence ismini böyle koymak direkt olarak KÜRT'lere hakarettir.90 dönemi olayları ile aramızın açıldığını yazıyorsunuz,80 dönemi ile kimlerin aralarının açıldığını unuttunuz mu yoksa? Şimdi sıra onlar için de açılım yapmaya mı geldi? Konuya KÜRT AÇILIMI adını verip,sadece ÇAPULCU'ların dağdan inmesi ile neticelenen bir durum için adını bir kez daha çok iyi düşünmemizi gerektiriyor bu açılım.Aslında gölgelenmeye çalışılsa da bunun gerçek adı PKK AÇILIMI'dır.Bu açılımı kabul etmiş gibi görünelim.O zaman ilk adım için sadece kampların BEKÇİSİ,KORUCUSU,DEDESİ,ANASI,HİZMETÇİSİ,AŞÇISI ve ÇOCUKLARI mı gelmeli idi sizce? Hani o yıllardır bize karşı silah sıkan ÇAPULCULAR? Muhtemelen Avrupadan da gelecek olanlar,en fazla 1 veya 2 si dışında hiçbiri sorguya dahi alınmadan salınıverecekler.Ne yani PKK denen ÇAPULÇULAR bunlardan mı oluşuyor? Yoksa onlar gelenlere davranışımızı izleyip de mi karar verecekler,gelip,gelmemeye...Hani MAYINA KARŞI TARLADAN EŞEK GEÇİRMEK misalinde olduğu gibi.Karşı tarafın amacı gerçekten bu çatışmayı durdurmak olsa,bu ülkede bir PİŞMANLIK YASASI var.Gelir,pişmanlığını ifade eder,yatar birkaç yıl oradan da normal hayatına geçer.Ama inanın,bir çok gazetede yer alan haberlerde nasıl bu çatışmanın sonlanmasını KORUCULAR'ın hiç istemediği söyleniyorsa,bunlar da asla istemezler böyle bir şeyi.Çünkü o zaman PARA muslukları sonuna kadar kapanacaktır.Çatışmayan bir gruba hangi ülke MADDİ DESTEK verir ki? Affa karşı değilim ama şartlarını ben koyduktan sonra.Zira AFFEDEN BENİM,karşı taraf değil......

açılın ben kürdüm

yazıyı beğendim güzel ama eksikliği hissedilen şey elle tutulur gözle okunur bir üslubun olmaması, bu konuda kendini geliştirsen iyi olur. yoruma ise diycek bir şey yok neresinden öpsen dökülüyor ama açılıma karşı çıkanların genel profilini de yansıttığından bilmekte tabiki fayda var.

yazın için genel bi eleştiri yapamıycam ama küçük bir noktaya değinebilirim.

ama biz bir ekmek alıp Kürt ya da Türk komşumuza gitmezsek, evlerimizde hala birbirimizi kötülersek dünya açılımı yapılırsa ne fayda!

burda kastettiğin türk ün kürde, kürdün de türk e gitmemesi sanırım ama türk ün türke veya kürdün de kürde aynı şeyi yaptığını gördün mü ki bir de ırklar arasında yayacaksın diyorum.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.