Türkiye'nin Kıbrıs Rum Kesimine Uyguladığı Liman Ambargosu

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Kıbrıslı Rumların 1963 yılından beridir Kıbrıslı Türklere uyguladığı ambargoları, anavatan Türkiye'nin dışında hiç kimse ağzına almazken ve bırakın haklarımızı savunmayı, düşünmeye bile tenezzül etmezken, Kıbrıs Rum tarafı Türkiye'nin kendisine uyguladığı limanlar ambargosunu fırsatını bulduğunda her yere şikâyet ediyor.  

Merkezi Limasol'da olan Kıbrıs Rum Armatörler Birliğinin başkanı Yorgos Muskas, hafta içinde yer alan bir çalışma yemeğinde, İngiltere Dış İşleri ve Ortak Refah Ülkeleri Bakanlığında bu yılın başlarında kurulmuş olan ve Avrupa Direktörlüğü içinde yer alan Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye'yi kapsayan Doğu Akdeniz Ekibi başkan yardımcısı Hinesh Rajani ile Lydia Starchman'a, Türkiye'nin Kıbrıs Rum bayraklı gemi ve uçaklara uyguladığı ambargoyu şikayet etti.

Bay Muskas bu şikayetlerine ilaveten birde İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'ye verilmek üzere ellerine bir mektup tutuşturdu.

Willliam Hague'a gönderdiği mektubunda da, Kıbrıslı Rumlara yardım etmek için Türkiye ile olan iyi ilişkileri kullanarak, Türkiye'nin uyguladığı ambargoyu kaldırabilmek için elden ne gelirse yapmasını talep etti. Üstelik bu talep yazısı içinde de, Kıbrıslı Rumlarla birlikte, hem Türkiye'nin hem de Avrupa Birliğinin zarar gördüğünden bahsetti.

Gönderdiği mektubunda özellikle de bu ambargonun Avrupa Birliğinin ekonomisine çok zarar verdiğine, en çok da Kıbrıs Rum Kesimine zararının dokunduğuna değindi.

İşi kızıştırmak ve Türkiye'yi cezalandırıcı karşı bir eylem yapmak için de, Türkiye'nin bu ambargosuna misilleme olarak tüm Avrupalı armatörlerin sahibi oldukları gemilere kolay ülke bayraklarını çekmek yerine bunları değiştirerek Avrupa Birliği içinde üçüncü büyük deniz filosuna sahip Kıbrıs Rum kesiminin bayrağını çekmeleri gerektiğini talep etti.

Bay Muskos bu talebini rica olarak değil, Avrupa Birliğinin Türkiye'ye ambargo uygulaması talebi olarak istedi.

1987 yılında Kıbrıs Rum bayraklı gemi uçaklara deniz ve hava limanlarını kapatan Türkiye, Mayıs 1997 tarihinde aldığı yeni bir kararla bu uygulamasının içeriğini değiştirerek yaptırım alanını genişletti ve Kıbrıs Rum tarafı ile herhangi bir şekilde bağı olan ve sahipleri arasında Kıbrıs Rum vatandaşı veya da Kıbrıs Rum tarafına tescilli bir şirket bulunan gemi ve uçakların da deniz ve hava limanlarına girişini yasakladı. Buna ilaveten Kıbrıs Rum tarafından kalkan bir gemi veya uçak da, bayrağı ne olursa olsun Türkiye'nin deniz ve kara limanlarına girişi yasaklandı.

Kıbrıs Rum kesimi, dünyanın 10. ve AB'nin 3. büyük deniz filosuna sahip. Avrupa Birliği ülkelerine ait gemilerin yüzde 12'si Kıbrıs Rum bayraklı ve dünya üzerindeki gemi yönetim şirketlerinin nerdeyse dörtte biri, toplam da 60 tanesi de Kıbrıs Rum tarafında tescilli.

Bu şirketlerin yönettikleri gemilerin hiç biri, bayrağı ne olursa olsun Türkiye limanlarına giremiyor. Türkiye'nin Kıbrıs Rum tarafına uyguladığı ambargonun Kıbrıslı Rumlara faturası bayağı büyük.

Türkiye'nin Avrupa'nın enerji transit merkezi olması ve Irak, Azerbaycan ve o yöreden çıkan petrolün Akdeniz'e çıkış kapısının İskenderun'da olması nedeni ile Kıbrıs Rum bayrağı taşıyan petrol tankerlerinin neredeyse tümü ve bunlara sahip olan şirketler Kıbrıs Rum kesimini terk etmek mecburiyetinde kaldı.

Sadece 2008 yılında, Türkiye'nin Kıbrıs Rum bayraklı deniz taşıtlarına uyguladığı ambargonun Kıbrıs ekonomisinin verdiği zarar 138.5 milyon Avro tutarında. Bu miktar Kıbrıs Rum tarafının

Gayrı Safi Yurt İçi Hasılasının yüzde 1.3'ü. Kıbrıs Rum Denizcilik sektörünün zararı ise 100 Milyon Avro. Toplamda ortalama senede 250 milyon Avro gibi bir zarara uğruyor Kıbrıs Rum kesimi.

Hava taşımacılığında ise, Türkiye'nin hava sahası Kıbrıs Rum bayraklı uçaklara ve Larnaka ile Baf'tan kalkan farklı bayrak taşıyan uçaklara kapalı olduğu için, Rusya, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerine gitmek isteyen bu uçaklar, Anadolu'nun üzerinden kestirme uçmak yerine, Karadeniz'in kuzeyindeki ülkelerin hava sahasını kullanmak zorunda kalmaktalar. Bu nedenle de hem maliyetleri artmakta hem de pahalı biletler nedeni ile yolcu kaybına uğramaktalar.

Türkiye'nin Rum hava ve deniz taşıtlarına uyguladığı ambargonun kalkmasının tek koşulu var. KKTC'nin dünyaya açılan havaalanı olan Ercan havaalanının uluslararası uçuşlara açılması. Ercan uluslararası uçuşlara açılmadıkça, Rumlar, Hague'da, Kraliçe Elizabeth'e de, Obama'ya da, Putin'e de mektup gönderseler bu ambargonun kalkmayacağı açık.

Her şey karşılıklı, sevgi de, şer de, ambargo da....       

 

Prof. Dr. Ata ATUN

ata.atun@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.