Türkiye'nin Enerji Geleceği

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Türkiye’nin 2050 Enerji Falı çok parlak. İnanılır gibi değil.

Coğrafik konumu nedeni ile Türkiye, dünyanın en önemli enerji yolu ve enerji aktarım istasyonu konumunda.

Avrupa’ya giden ve de gidecek olan tüm enerji hatları Türkiye üzerinden geçmek üzere planlanıyor.

Orta Asya’nın Avrupa’ya yönelik doğal gazı, Türkiye üzerinden gönderilmek üzere projelendirildi ve kapasite arttırıcı ilave projelerde bu doğrultuda yapılıyor.

Avrupa Birliği Ocak 2011’de Azerbaycan ile imzaladığı bir anlaşma ile uzun vadeli olarak Azebaycan’dan gaz alımını garanti altına aldı ve olası Rus yaptırımlarına bir alternatif yarattı.

Bu doğrultuda yapılan planlamada Nabucco hattı, Şahdeniz projesi kapsamındaki Azerbaycan gazını Türkiye üzerinden Balkanlara ve oradan da Avusturya kanalı ile tüm Avrupa’ya ulaştıracak. Buna ilaveten daha büyük kapasitede bir boru hattı daha inşa edilecek veya Nabucco hattı ile amalgame edilerek kapasite arttırılacak.

2012 yılının Haziran ayında Türkiye ile Azerbaycan hükümetlerinin yaptığı anlaşma ile Azerbaycan’ın Şahdeniz projesi ile Hazar denizinden çıkardığı doğalgazı Avrupa’ya ulaştırılması sağlayacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) hayata geçirildi. Gerekli istimlak işlerinin bitirilmesi ile bu yılın sonlarında vurulacak ilk kazma ile proje başlayacak ve 2017 yılında sona erecek. Bu hatta ileriki yıllarda Türkmen Gazı’da bağlanacak.

Hattın kapasitesi 16 Milyar metre küp ve ilk yıllarda bunun 6 milyar metre küpü Türkiye’de tüketilirken geri kalan da Avrupa’ya iletilecek. TANAP hattı, Türkiye üzerinden Yunanistan, Arnavutluk, Adriyatik Denizi ve İtalya kanalı ile Avrupa’ya Azerbaycan doğalgazını taşıyacak.

İskenderun Körfezindeki Ceyhan limanı ise 150 milyon tonluk bir petrol musluğu konumunda. Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı ile Kerkük-Yumurtalık hatlarının her biri yıllık 50’er milyon tonluk petrol taşıma kapasitesine sahip. Yıllık 50 milyon tonluk kapasiteye  sahip olacak Samsun-Ceyhan boru hattı ise hala gündemde.   

İstanbul boğazı ise tek başına yıllık 150 milyon ton sıvı gaz ve petrol ürünlerinin yegane geçiş yolu. Şu anda maksimum kapasitesine ulaşmak üzere ve bu nedenle de Türkiye Cumhuriyeti 2. bir İstanbul boğazı geçişi açmak hazırlığı içinde. Hem bu ikinci İstanbul Boğazı Montrö Anlaşması kapsamı dışında olacak, hem de iki yakasında insanların yaşadığı İstanbul Boğazından petrol yüklü tankerlerin geçişlerinde yaşanılan tehlikeleri kendi bünyesine çekecek.

Enerji konusunda asıl önemli aşama bundan sonra.

Avrupa Birliği, önümüzdeki 20 yıl içinde Afrika’nın kuzey bölgelerinde güneşten enerji üretmeyi programlıyor ve bu doğrultuda da hazırlıklara başladı.

Avrupa Komisyonu, güneş yoğun bölgelerde fotovoltaik ve bir noktaya odaklatılmış güneş ışınlarının yarattığı yüksek ısı ile oluşacak buhar gücü vasıtasıyla elektrik üretilmesi ve Avrupa’daki yüksek tüketim merkezlerine aktarılması düşüncesi olan “Desertec” (Çöl Teknolojisi) adı altında bir projeyi destekleme kararı aldı.

Bu proje ile ilgili olarak “Çöl enerjisi 2050” (Desert  Power 2050) adı altında hazırlanan rapora göre Kuzey Afrika (North Africa-NA)  ve Orta Doğu (Middle East-ME) arasında entegre bir elektrik aktarım sistemi kurulacak ve bu enerji Avrupa’ya aktarılacak.

MENA bölgesinde hava kirletilmeden ve doğaya zarar vermeden sadece yenilenebilir enerji ile elde edilecek elektriğin Avrupa’nın enerji gereksiniminin yüzde 20’sinin karşılanması planlanmakta. MENA projesinin hayata geçmesi ile Avrupa’daki karbon salınımında da yüzde 95’lik bir düşüş bekleniyor.

Tüm bunlara ilaveten Suudi Arabistan ve Mısır’ı da Avrupa’ya bağlayacak bir hat var geleceğin enerji projeleri içinde.  

Avrupa’nın bu son enerji vizyonu ve planlaması içinde Türkiye kilit bir rol oynuyor. Türkiyesiz bu projelerin hayata geçmesi olanaksız.

AB komiseri Oettinger’in Brüksel’deki Konrad Adenauer Vakfı’nda yapılan toplantıda “İddia ederim ki önümüzdeki 10 yıl içerisinde, bir Alman başbakan, Parisli meslektaşı ile dizleri üstünde Ankara'ya sürünerek gidip Türklerden, 'Arkadaşlar lütfen bize katılın.' diye rica edecekler" açıklamada bulunması gerçekte hiçte boşuna değil, tesadüfte değil.

Ata ATUN

Ata.Atun@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.