Seçimlerin Gölgesinde Saklanan Gerçek

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bir seçim daha yapıldı ve 1950 den beri kazananlar yine kazandı. İncelendiğinde görülecektir ki Türkiye’de seçimler demokrasi ilkelerine göre değil, küresel çetenin emirlerine göre yapılıyor. Küresel çetenin denetimi istekli veya isteği dışı biraz gevşettiğinde işbirlikçileri hemen zora giriyor. Tabii küresel çetede zamanın modasına göre sert bir şekilde devreye girip durumu kendi istediği biçimde düzenliyor. Bu bazen askerle, bazen kendi memurunu bakan olarak, bazen de din kullanılarak yapılıyor. Durum daha da zor ise bunların hepsi bir arada kullanılabiliyor.

30 Mart seçimleri de küresel çetenin gövde gösterisi olarak geçti. Tabir yerinde ise bu sefer kendilerine o kadar güveniyorlardı ki adayları ayakkabı kutuları, tapeler, ses bantları, hatta dini aşağılayan konuşma iddialarıydı. Kendi durumlarını test ettiler ve kazandılar. Demokrasiden ve ekonomik çöküntüden Türkiye’yi uzak tutabilirlerse sömürülerine keyifle devam edebilecekler.

Türkiye’yi demokrasiden uzak tutmak için çok da büyük çaba sarf ettikleri söylenemez. Çünkü işçinin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Cumhuriyet ilan edildiğinde ülkemizde işçilerin nüfusa oranı hemen hemen sıfıra yakındı. Atatürk’ün CHP si hem işçi sayısını yükseltmek, onlara bilinç katmak, hem de girişimci sayısını çoğaltarak ülke kalkınmasını sağlamak adına karma ekonomik sisteme başvurmuş ve çok büyük başarılar sağlamıştır.

İşte küresel çetenin CHP korkusu bundandır. CHP yi kıra döke bu günkü iktidarların benzeri bir parti durumuna getirme çabaları bundandır. Bu çabalarında da büyük başarı sağladıkları kesindir. CHP deki kadrolara bir bakarsanız ne kadar haklı olduğumuzu göreceksiniz. Küresel çete yinede genlerinde Atatürk CHP si olan şimdiki CHP den çekinmekte ve onun iktidar olmasını her şekilde engellemeye çalışmaktadır. Günümüzde Atatürk’e kadar varan saldırıların arkasındaki büyük gerçek budur.

Bu ülkede sadece çalıştığının karşılığı ile geçinen işçi sayısı bilinenden ve tahmin edilenden azdır. İşçilerin büyük çoğunluğu kazançları yetmediği için köylerinden veya başka yerlerden destek almaktadır. Bu da gerçek işçi bilincinin gelişmesine engel olmaktadır. Bunların çoğu yarı işçi sınıfındadır. O yüzden de yıllar içinde sendikalaşma oranı yükseleceğine düşmektedir. İşverenlerin büyük çoğunluğu hükümetlerin bilinçli göz yumması ve teşvikleri ile kusurlu kazanç elde etmektedirler. Bu da onları hükümete karşı başı eğik tutmakta, işçinin bilinçlenmesini önlemek adına küresel çetenin saflarında yer almaya itmektedir. Bu davranışlar ise işçinin gelişmesi ile birlikte demokrasinin gelişmesini de önlemektedir.

Küresel çetenin en büyük handikabı gençlerdir. Nitekim seçimlerde muhalefetin hangi partisinin yanında olursa olsun oyuna sahip çıkma durumu büyük ölçüde onlardan gelmiştir. Gezi olayları ile vücut bulan gençlik direnişlerinin temelinde de aynı sorunu görmek mümkündür.

Üniversite sonuna kadar iş hayatından uzak olan gençler okul bittikten sonra büyük oranda işsiz kalacaklarını bilmekte, gelecek kaygısı çekmektedirler. Gerçi sistem yarış adı altında onları birbirine üstünlük sağlamaya itmektedir ama bu da gerçeği değiştirmiyor. Genç işsiz oranı %27 yi geçiyor. Başka bir deyişle şimdiye kadar küresel çetenin emirlerini başı önünde yerine getiren yarı işçi yarı köylü sınıf giderek azalıyor. Dünya genelinde bozulan ekonomi de bizim gibi ülkelerdeki işsiz ve yarı işsizleri sadakalarla desteklemeyi de zorlaştırıyor. Bu itibarla önümüzdeki zaman diliminde gençlerin daha çok protestocu tavırlarını göreceğiz.

CHP seçim propagandalarında yolsuzluğu, hırsızlığı işledi ve kaybetti. Bundan sonra taktik değiştirip hem kendine hem de Türk demokrasisinin gelişimine katkıda bulunmak için gençlere kulak vermeli ve onların geleceğine yatırım yapacak politikalar üretmelidir. Bilmelidir ki bu günün gençleri yarının işçileri yani demokrasinin olmazsa olmazları olacaklardır.

Bu itibarla özüne dönmeli, Atatürk ilke ve inkılâplarını tekrar hareket noktası olarak almalıdır. Değilse iktidar bile olsa ülkeye, millete hiçbir yararı olmayan bir tabela partisi, küresel çetenin bir oyuncağı olacak ve öylece kalacaktır.

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

CHP, artık CHP değil...

CHP, artık CHP değil... İzmir'deki adayları yakından görüyoruz. Hangisi gerçek CHP'li? Hangisi "solcu"... Bana en ilginç gelen de Bornova belediye başkanı olan zat... Olgun Atilla... Aile boyu müteahhit! Bu zat, AKP'ye mi yakışırdı, CHP'ye mi? Halk bir CHP'li seçtiğini zannediyor! Allah bilir "solcu" seçtiğini zannedenler bile vardır! Asıl mesele muhalefet boşluğu... Selâmlar...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.