Rumlarda BM Tedirginliği

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra müzakereler Rumların istediği gibi gitmemeye başladı.   Aniden her şey ters yüz oldu Rumlar için. Daha önce Birleşmiş Milletlerde istedikleri her şeyi yaptırıp her kararı aldırabiliyorlardı ama şimdi rüzgarlar hiç beklenmedik şekilde ters esmeye başladı. Bırakın güvendikleri dağlara kar yağmasını, dağlar bile kayboldu ortadan. Rum yönetimi, BM merkezinde 19 Nisan’da gerçekleşecek, kritik Kıbrıs sorunu görüşmesi öncesinde bekleme pozisyonunda, daha doğrusu titreme pozisyonunda.

Eller kollar bağlı bekliyorlar BM Genel Sekreterinin müzakerelerin geleceği ile ilgili kararını…

Daha evvel olsa, yaygarayı basarlar, araya insanlar, diplomatlar sokarlar ne yapar ne eder kendi istekleri doğrultusundaki kararı çıkartırlardı ama şimdi gıkları bile çıkmıyor.

Artık kendilerini takıp, adam yerine koyan yok ki seslerini yükseltsinler.

Daha evvel Yunanistan sesini yükseltir, diplomatlarını seferber eder, bin bir yalan ve dolanla BM’de veya BM Güvenlik Konseyinde kararlar çıkarttırırlardı. Ama şimdi parasızlıktan diplomatlarının birçoğunu geri çekmek zorunda kaldılar. Dolayısıyla  gradoları da (itibarları) yerlerde sürünüyor. Ne takan var, ne de dinleyen…

Anavatan Yunanistan bu durumda olursa, yavrusu daha mı iyi konumda olur. Elbet onun da aynen anası gibi gradosu yerlerde yuvarlanıyor. Takanı yok, sayanı yok.

Türk tarafı iki olasılığı masaya koydu.

Kendini saydırıyor, dinletiyor ve istekleri doğrultusunda da bastırıyor. Ya Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını devralacağı 1 Temmuz’a kadar Kıbrıs sorununda çok taraflı konferansın gerçekleştirilmesini ya da müzakere prosedürüne son verilmesini talep ediyor.

Bu talebini pekiştirmek için de Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Özel Temsilcisi Özersay işi sıkı tuttular. 

Kudret Özersay ABD ve Rusya ziyaretleri yaparak BM Güvenlik Konseyi’nin önde gelen ülkeleri olan ABD ve Rusya’nın Dışişleri yetkilileri ile görüşürken, bugün de Cumhurbaşkanı Eroğlu, İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun davetlisi olarak Suudi Arabistan’a gidiyor.

Rumlar Türk tarafının bu girişimlerinden sonra müzakerelerde taktik değişikliğine gitmek zorunda kaldı.

Şimdi müzakerelere Avrupa Birliğini de bulaştırmak ve Kıbrıs sorununun bütünlüklü idare edilmesiyle, Türkiye’nin uluslararası ve Avrupa toplumu önünde şikayet edilmesi konularında stratejiler hazırlamaya başladı.

Bu stratejiler her zamanki gibi gene yalana dolana dayalı olacak ama büyüklerimizin dediği gibi “Korkunun ecele faydası yok!”  

Yunanistan Başbakanı Lukas Papadimos ile Dışişleri Bakanı Stavros Dimas’ın dün Kıbrıs Rum tarafına gelmesi ise hiçte tesadüf değil.

Koltuklarının altında Kıbrıs müzakereleri, Avrupa-Türkiye ilişkileri, Güney’in AB Dönem Başkanlığı, doğalgaz ve Türkiye’nin uyarıları konuları var.

“Çok taraflı Konferansı” birlikte, el ele kol kola kahramanlar gibi reddetmeye hazırlanıyorlar.

1940 yılında, İkinci dünya savaşının daha başında İtalyan’ların teslim olun Notasına “Oxi” (Hayır) dedikleri 28 Ekim gününü “Olağanüstü bir kahramanlık yapmış gibi” hala kutluyorlar ama bu Oxi’den sonra İtalya bir baştan diğerine Yunanistan’ı işgal etmişti.

Rumların ve Yunanlıların ilk saldırıları Cumhurbaşkanı Eroğlu’na olacak ve kendisini “Müzakereleri tıkamakla” ve 2. Cumhurbaşkanı Talat ile varılan sözlü mutabakatlardan “caymakla” suçlayacaklar, sanki diplomaside baş başa yapılan ve tutanaklarda yer almayan sözlü mutabakatlar geçerliymiş gibi. 

Tabii Rumlara ve Yunanlılara aramızdaki “Helenofil”ler de, yani Rum-Yunan sempatizanları da gönülden destek verecekler.

Özetle; Tüm çabalarına karşın son raund Rumlar için çok çetin geçecek. Üstelik bir de İngiltere’nin eski tutumunu da değişmiş gözüküyor. 1 Temmuz sonrası için İngiltere’nin de bir B planı var.

 

Prof. Dr. Ata ATUN

ata.atun@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.