P—Film: Noviembre

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Timur Veysel Doğruok

 

   > Timur Veysel DOĞRUOK

Sanata değer vermenin, inanılan değerlerle anlatıldığı bir başyapıt Noviembre. Achero Manas imzalı 2003 yapım bu filmde mükemmel bir anlatımla; insanların inandıkları değerlerin peşinden nasıl koştuğunu ve bunu hem sanat için hem de diğer insanlara da bu sanatı yine inandıkları üslupla anlatmak için… Hem de insanlar için.

   Ana karakterimiz Alfredo, Noviembre isimli tiyatro grubunun lideri konumundadır. Noviembre’nin temelinde yatan bazı olmazsa olmazları, kurallar belirlemektedirler. Bu kuralların da temelinde, toplumun da sanata dâhil edilmesi, putlaşmış bir seyirci kitlesinden öte, katılımcılar olması ve oyunların para karşılığında olmaması yatmaktadır.

   Alfredo seçmeler için Madrid’e gelir ve orada yine seçmelere katılacak diğer insanlardan bazıları ile ayaküstü sohbete takılır. Daha sonra bir dostluk grubu oluşur ve beraber oyunlar sergilemeye başlarlar. Bu oyunlar sokak tiyatroları ve gösterileri tadında gelişmektedir, zaten Alfredo ve grubu da bunun bu şekilde olmasına özel önem vermektedir. Bu oyunlardan biraz para kazanmaya başlarlar ve paranın dağıtılması ile beraber, Alfredo; bu parayı veya kendisi üzerine düşen payı istemediğini belirterek, bunu para için yapmadığını söyler. Karşılığında aldığı ironik cevap ise birçoklarının ayrıma düştüğü konuma baskı yapmaktadır. “Al şu parayı, ne var bunda? Sevdiğin işi yapıyorsun. Sevdiğin işten para kazanıyorsun işte.”  Alfredo, bu duruma şiddetle karşı çıkar. Böylece verilmek istenen duygulardan bir tanesi, literatürsel olarak “toplumsal hizmet aşkını” burada açıkça ortaya koymaktadır. Tiyatro ile ilgilerini başkalarına anlatmak, onların kendi düşüncelerini ve sanata olan saygısına saygı katmaları bence bir toplumsal hizmettir. Çünkü toplumun bu kadar yozlaşması, kavga, gürültü, hırs için savaşır hale gelmesinden ziyade, sosyolojik bir yapı olan toplumun bir arada düzgün bir şekilde yaşamasına katkı sağlamak en önemli toplumsal hizmettir.

   Alfredo, bu işin bağımsız bir tiyatro ile olacağına kanaat getirmiştir. Yine de seçmelerle konservatuara girmiş ve oyunlara başlamıştır. Ancak sistemsel bir hiyerarşinin, çokça görüldüğü gibi, üst kesimlerde olanların alt kesimlerdekine baskı uygulama arzusu Alfredo’nun da başına gelmektedir. Hocası onunla ve diğerleriyle alay edildiğini, Alfredo’nun amaçsızca orada bulunduğunu iddia etmekte ve Alfredo’ya;  “Neden tiyatro?”  sorusunu yöneltmektedir. Ancak eğitmenin sistemsel hiyerarşisine göre;  en iyi  bilen kendisidir ve Alfredo’nun ne cevap vereceğini aklınca çok iyi bilir….   Ve Alfredo’nun dünyayı değiştirmek isteyip istemediği sorusuyla devam eder… Alfredo: “ Amacım, kendim ve insanlar için bir şeyler yapmak. Tiyatro! Çünkü, insancıl bir iletişim ve birbirimizi anlayacağımız eşsiz bir yol. Bu boktan dünyayı değiştirmeyi ne kadar istediğimi bilemezsin… Ve bence hâlâ vakit var…!”  İşte Noviembre’nin doğuşu bir nevi bir başkaldırıdır. Ama bu başkaldırı savaşla değil, saygıyla olmuştur.

   Noviembre’nin yapısı, küçük skeçleri toplumun içerisinde sergilemek ve izleyicileri de bir şekilde bu skeçlere dâhil etmekle ilgilidir. Bu sayede putlaşmış tiyatro seyircisi, o yapıdan uzaklaşacak ve her şey daha keyifli bir hâl alacaktır. Ancak bu süreçte, habersiz, izinsiz oyunlar sokaklarda sahnelenirken, toplumsal düzen, yapı, kanun ve kuralları hesaba katılmamaktadır. Oyunlara bağlı olarak, güvenlik güçlerinin oyunu kesmesi, gözaltına alınmaları, kullandıkları ekipmanlara el konulması gibi olumsuz sonuçlar da çok gecikmez. Hatta yasaklarla bile karşılaşırlar. Yasaklı olduklarında ancak kontrata bağlı, yani bağımsız tiyatro konseptinden çıkarak, birilerine bağlı, onların istediği şekilde, onların istediği oyunu oynamaları; tiyatroya dönebilmelerinin tek alternatifidir. “Parayı veren düdüğü çalar…” Nitekim filmde de olan da budur.

   Noviembre, artık bağımsız değildir ve birilerinin istediği gibi, ya da birilerinin yazdığı kurallar çerçevesinde tiyatro icra eder hale gelirler. Kendi istekleri veya düşünceleri artık önemli değildir. Bu durum bizim de içinde bulunduğumuz sosyo-politik yapının aynısı değil midir? Noviembre sanat dalında öyle, toplum da sosyal yaşamda böyledir. Yani toplumun çoğunluğu…

   Noviembre, bu gidişi beğenmez ve bir gün Kraliyet Tiyatrosu’nun oyununa dâhil olup, inandıkları değerlerin mesajını vermeye karar verir. Bunun da sözcüsü Alfredo’dur.  Ancak beklenmeyen bir durum vardır. O saatte Başbakan da oradadır ve sıkı güvenlik tedbirleri mevcuttur. Alfredo bu durumdan habersiz, sanatın; para karşılığında satılması, insanların boş erekler uğruna kandırılması veya aldatılmasından dem vurur. Stili sırasında, savaşa karşı ve toplumun birliğine bağlı olarak, silahını çeker… “Silahla savaşmak yerine, çiçekle barışmak” , “Sanat; içinde geleceği barındıran bir silahtır” demek istemektedir, başbakanın koruması tarafından vurulmadan hemen önce…

   Alfredo, öldükten sonra çok saygı görür. Çünkü inandığı değerler onunla bağdaşmıştır. O, insanların putlaşmasından nefret eder. İnsanlar, toplumu oluşturan asıl değerlerdir ve toplum; onların ta kendisidir. Toplum, sosyal olarak, birilerinin keyfine göre şekillendirilecek bir yapı değildir. Toplum, eğer şekillendirilmeye ihtiyaç duyuyorsa, toplumun genelinin faydasına, bilgi ile kültür ile sanat ile ve saygı ile şekillendirilmelidir. Ancak bu şekilde toplum net faydaya ulaşır.

 

iletisim@PolitikaDergisi.com

 

 

 

 [Bu yazı, Politika Dergisi Sayı 19’da yer almıştır. Tüm fazladan özellikleri ile özgün sayıyı indirmenizi öneririz. Sayı 19’u indirmek için buraya tıklayınız. ]

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.