Ne Değişti?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Süleyman GÖK

  

   

 

  Uzun zamandır yazmaya ara vermiştim. Gündemi dışarıdan takip etmek,ülkemizin ne kadar zorlu bir süreçten geçtiğini gözlemlemek için benim için iyi fırsat oldu. Öncelikle, herkesin bildiği gibi ülkemizin gerçek sorunlarını, gerek iç gerekse dış politikasındaki aksaklıkları her yazımda dile getirmeye çalıştım.Bu yazımda da son günlerde meydana gelen olaylar,Türkiye’nin dinamiklerinin değiştirilmeye çalışılması sonucu meydana gelen sorunlar ve bir siyasi partinin kapatılması hakkında yazmaya çalışacağım.

 



 


    Bir çağdaş ve modern devletin başlıca görevi, kendi himayesinde barındırdığı dil, din, ırk gözetmeden bütün yurttaşlarına eşit bir şekilde aynı hizmeti sağlamak, güvenlik ve asayişlerini sağlamak, eğitim, sağlık, kültür gibi sosyal devletin gerekliliklerini yerine getirmekle yükümlüdür.

 

   Bizim anayasamızda devletin ödevleri kısmında bu konuya açıklık getirmiştir.O zaman bir soru sormak istiyorum?’Her gün sokaklarda Molotof kokteyl'li saldırılar olurken,rahatça otobüse binip işine,okuluna gidemeyen insanların olması,her gün şehit haberlerinin gelmesi sizce devletin temel ödevlerinin ne kadar yerine getirdiğini gösterir?’Bir devletin sosyal hizmetler olduğu kadar,güvenliğin sağlanmasında da önemli yaptırımlar uygulaması gerekir.Bazı olaylardan sonra bu olayların sorumluları mutlaka bulunacak gibi insanları aldatan sözleri duymaktan sıkıldık.Bu güne kadar gelen bütün iktidarlar hep aynı söz ve düşüncelerden gelerek hiçbir faaliyet göstermemiştir.Türkiye’nin asıl kaybettiği nokta budur.Sözlerine güvenilecek bir liderin gelmemesi.Onun için halk kendi can ve mal güvenliğini sağlamak için çeşitli yollara başvurursa burada insanlarda suç aramanın ötesinde biraz da kendimize bakmamalıyız.Eğer biz o insanlara yeterince sosyal,ekonomik,kültürel olanak sağlasaydık,onlara devletlerinin kendilerini de düşündüğünü,her türlü sorunlarında yanlarında olduklarını belirtseydik bugün biz terör sorunu ile uğraşmaz ve askerlerimiz şehit olmazdı.Onun için bu konuda devletimizin çok eksiklikleri vardır.Ve biran önce kendine düşen temel hak ve ödevleri yerine getirmelidir.

 

   Cuma günü son dakika haberi ile etrafımız sarıldı.Bir abimin yazdığı gibi Türkiye, parti mezarlığına bir yenisini daha eklendi. Bu konuda bazı akademisyenler,yazarlar görüşlerini yazdı. Bende kendimde birkaç şey söyleme gereğini hissettim. Çünkü,Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar, bazı kesimleri memnun ederken, bazı kesimler tarafından şiddetle karşı çıkıldı. Asıl konu bu karşı çıkan tarafın omurgalı düşüncelerinin olmaması, her fırsatta yargı-asker gibi devletin üst kademelerini sert bir biçimde eleştirmesidir. Ancak, burada söylemek istediğim şey eğer iktidar mensupları dahil bir takım insanlar, parti kapatılmasından rahatsızsa o zaman değiştirsinler anayasayı. İktidar partisinin anayasayı değiştirebilecek çoğunluğunun olduğu zaman neden değiştirmediler anayasayı? Bir devlet büyüğünün dediği gibi, burada suçu Anayasa Mahkemesi'nde aramaktan ziyade, partilerin kendilerinde aramalarının gerekliliğine inanıyorum.

 

  Eğer bir parti, tüzük ve yönetmeliklerinde,ülkemizin temel felsefesine karşı bir çalışmada bulunmuyorsa o partinin kapatılması gibi bir gerekçe oluşmuyor. Ancak hakkında kapatılma kararı verilen partilere bakarsak; iktidar partisinin laikliğe karşı fiillerin odağı olması, son kapanan partinin ise; terör örgütü ile bağlantılı olması, PKK’yi bir terör örgütü olarak tanımaması ve bazı yöneticilerin kışkırtıcı söylemlerinin kapatılma kararında etkili oldukları söylenebilir. O zaman tekrar bakarsak; burada suç kimde? Bir partinin ülkemizin temel yapısını değiştirmek istemesi, din eksenli "bir Ortadoğu ülkesindeki" gibi şeriata dayalı bir devlet kurmak istemesi, bir diğer partinin ise ülkemizi bölmek, Doğu bölgemizde ayrı bir devlet kurmak amacıyla silahlı mücadeleye girişmiş bir örgütün temsilcisi olduğunu açıkça belirtmesi, onların eylem ve davranışları üzerinde etkili olduklarını belirttikten sonra; bu sonun kaçınılmaz olduğunu herkesin bilmesi gerekirdi.

 

  Bazı görüşlere göre demokratik bir yolla gelen partinin yine demokratik yollarla gönderilmesinin gerektiğini söylenmektedir.Ancak,bir parti görevlerini düzgün bir şekilde yapmıyorsa, başkaları tarafından seçildiğini unutup kendi çıkarlarını yerine getirmek için eylemlerde bulunuyor,sa bu partinin, devletin dinamiklerini patlatmasına dahi göz yummak ne kadar etiktir ben anlayamıyorum.

 

   Yazımın başlığında da dediğin gibi "Ne Değişti ?" Çünkü medya da gördüğümüz kadarıyla DTP’nin kapatılmasından sonra BTP tabelaları asılmaya başlanmış. Yani, aynı eylem ve düşüncelerine demokratik zeminde devam etmek için yeni bir oluşum kurmuşlardır. Buradan da anlaşılacağı üzere parti kapatmanın bir önemi kalmadığını görmekteyiz. Ancak, devletin ülkede en üstün egemen birim olması, kendi gücünü belli kurallar, normlar sayesinde göstermesi bazı kesimlere umarım uyarıcı niteliğinde olacaktır.

 

   Bazı görüşler tarafından dile getirilen söylemlere de baktığımız zaman çok üzülüyorum. Çünkü DTP’nin, "PKK Terör Örgütü"ne yakınlığının olması, bazı kesimlerce de CHP’nin Ergenekon adı altında bir soruşturmanın avukatlığını yaptığını belirtmesi ve adı geçen partinin(CHP)’nin hiçbir yaptırıma maruz kalmadığını belirtmesi beni çileden çıkarmaktadır. Bu kadar dar kalıpla düşünmek,bir partiye ve bu partiyi terör örgütleriyle eş tutmaya bir kişinin yüreği nasıl titremiyor? Şaşıyorum. Tutuklanan kişilerin masumiyet karinesi gereği hala suçsuz olduklarını unutmaktadır bu arkadaşlar. Eğer böyle bir sorunları varsa bende onlara iktidar partisinin dünyanın terör örgütü finansmanı sıfatıyla aradığı Yasin El-Kadı’ya kefil olan Başbakan hakkında,en büyük yolsuzluk olan Deniz Feneri davasındaki iktidar partisi hakkındaki ilişkilere dikkat etmeleri gerekmektedir. Bu kadar acımasız, bu kadar seviyesiz bir eleştiriyi nasıl kendileri yapabiliyor ve bu eleştiriyi yapanlara baktığımız zaman ise kendileri demokrat ilan eden kesimler tarafından yapılması oldukça komik bir duruma düştüklerinin göstergesidir.

 

   Sonuç olarak; parti kapatılmasının kimseye bir yararı olmadığı gibi devletin kendi görevleri gereği suça bulaşan kim olursa olsun gereğini yapması bakımından gerekli bir sonuç olduğunu düşünüyorum. Bu konuda sıkıntılı olan arkadaşlarımızın ise irtibat adresi iktidar partisidir. Eğer kendilerini demokrat ilan edip hala bu konuda bir çalışma göstermemeleri bu değirmene su taşıdıklarının göstergesidir.

 

                                                                                  iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.