Memleketimden DURUM Manzaraları

Ortalık toz duman…

Anayasa’yı değiştirecektik oysa. Mis gibi yazıp çizecek, vatandaşa da bir referandumla onaylatacaktık.

Meclis Başkanı 87 danışmanıyla istişareye gerek görmemiş, çağrıyı yapmıştı. STK’lar, sendikalar v.s.

Bu v.s. içinde üniversiteler var.

Geleceği inşa eden üniversite. Türkçesiyle EVRENKENT.

Her ile üniversite açtık herkes üniversite okusun diye. Üniversitelere atamalar yapıldı, rektörler değişti bir dünya iş peşinden…

Dediler ki “yahu hocam iki satır bir anayasa taslağı filan karalayın da almadık demeyelim”. İki üniversite yolladı koca Türkiye’den. Çok; değil mi?

Hukuk fakülteleri değil anayasa, tebliğ bile yayınlayamıyor korkudan.

Neden?

Türkiye’de bilim biteli çok oldu. Derse gel, aç kitabı, oku, git. Ödev ver. Okusunlar, şuralardan soracağım de, ezberlesinler, dersi geçsinler. Sonra?

Özel yetkili olsunlar. Hazır laboratuarlık dava da var. At gitsin içeri. Bir ara salarız.

Tıkandık mı? Patlat bir referandum, ne de olsa “Durmak yok yola devam.”

 12 Eylül 2010’da referandum yaptık, referandumdan bugüne değişenler ortada. Güya hukuk özgürleşti, üstünlerin hukuku gitti falan filan.

Hukuku madem değiştirdik, ne diye Kanun Hükmünde Kararname ile yaşıyoruz? Madem her şey KHK ile halloluyor neden meclis var?

Yetmeez, ama evet.

Demokratik bir taleptir: seçim barajını düşürelim.

Olmaaaz!

Neden?

Barajı biz koymadık. İyi de bu mantıkla gelirsek bizde anayasayı siz mi yaptınız da değiştiriyorsunuz deriz.

Demokrasiyse herkes için lazım. Yok öyle demosla kratosu topla demokrasi yaz.

35 kişi katledildi. Ülkede, merkez medya 16 saat haber geçemedi korkudan! Sosyal medya inim inim inledi, gık diyemedi merkez.  Ortaya çıktı olay büyüdü, uzadı, saçaklandı, yanlış istihbarat dendi. İstihbaratı kim verdi, bilmiyoruz araştırıyoruz. İşimiz gücümüz AR-GE!

Hükümeti zor durumda bırakacaktı bu hamle, öyle de oldu zaten.

Hızır gibi imdada savcılar yetişti.

İçerde “terörist” olarak bir genelkurmay başkanı eksikti, onu da aldılar. Memlekette 18 yaşını geçen tüm erkekler terör örgütü üyesi zorlama bir yorumla.

Gündem, 35 kişi, ancak bu şekilde ikinci plana düşerdi. Düştü de.

Şimdi; Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı hakkında fezleke düzenlenmiş, Silivri’de adil yargılamayı etkiliyor diye. Meclisteki tüm CHP’liler de hodri meydan dedi onlar da “suç” işledi.

Herkes içeride arkadaş.

İçeridekilerin ortak özelliği Hükümetin karşısında yer almak.

Kim olduğunun önemi yok, herkes bir kategori içinde zaten: Ergenekon, Balyoz, KCK, bir yere alınamayanlar da kasetlerle gidiyor.

İİBF’liler işsiz, AYOP ortada; çünkü her üniversite bitiren iş bulacak diye bir şey yok!

Hükümet eleştiriyi içselleştiremedi ne yazık ki. Eleştiri, olgunlaştırır normal şartlarda. Hükümet nezdinde olay ortada.

Adalet Bakanı  televizyon yayına bağlanmış yeni adalet saraylarını övüyor.

İstanbul’a Avrupa’nın en büyük Adalet Sarayını yaptık diyor.

Birgün bizi de misafir ederler, o izlenimlerimizi de aktarırız. Ancak söylememiz gereken noktaya geldik:

Bu memlekette adaleti Saray’da dağıtırsan, vatandaşlar tek adam korkusuyla yaşarlar arkadaş ötesi yok!

Cemal Gürsel’in meşhur sözünü biz de hukuka uyarlayalım:

GARP KAFASIYLA ADALET SARAYI YAPTIK, ŞARK KAFASIYLA İÇİNE ADALET KOYMAYI UNUTTUK!

Gak-guk değil, hukuk istiyoruz.

Saygılarımla

İlker EKİCİ

ilker.ekici@politikadergisi.com