Medyanın Asimetrik Psikolojik Harekete Katkıları

Teröristin barış yanlısı, faşistin insan hakları savaşçısı olarak nitelendirildiği bir süreçten geçiyoruz bildiğiniz üzere…

Bu sürece en büyük katkıyı her ne kadar İmralı tutanaklarını sızdırdı gibi hedef saptırma yöntemlerine alet edilseler de medyamız koymaktadır. Birkaç örnek vermek gerekirse;
 

Mesela geçtiğimiz ayın en tartışmalı konularından birisi olan CHP’li Birgül Ayman Güler’in Türk Milliyetçiliği üzerine söylediği sözler üzerine Prof. İlber Ortaylı, Birgül Ayman Güler’i destekleyen yorumlar yapınca ‘İlber Ortaylı’dan şaşırtıcı değerlendirmeler’ şeklinde haber oluyordu.

(İlber Ortaylı, 'Birgül Ayman Güler'in konuşması ırkçı değil. Türk milliyetçiliği bir üst kimliktir, ancak onun altında bir Türk etnisi, Kürt etnisi vardır diyor, bu doğrudur...' demişti)

Başka bir örnek;

Türkiye Çevirmenler Derneği Asbaşkanı Serhat Kunar’ın ‘Türkiye’de ’Kürtçe’ diye adlandırılan Kurmançi, Zazaki, Sorani yerel dillerinin, akademik düzey ile kelime dağarcığı olmayan basit ve günlük terimleri kapsadığını’ söylemesi ‘Türkiye Çevirmenler Derneği Asbaşkanı'nından kızdıracak açıklama’ şeklinde haber oluyordu.
(Serhat Kunar "Bu dilleri kullananlar, kelime dağarcığı olmayan yalın yığma günlük dil olmalarına rağmen birbirleri ile anlaşamamaktadırlar. Bunlar, Kurmançi, Zazaki ve Sorani’dir. Bu durumda ’hangi Kürtçe’ diye bir soru da doğal olarak akla gelmektedir. Bu yığma kelimelerden oluşan dillerin hukuk ve akademik tercüme yapması olağan gözükmemektedir. Kelime haznesi en zengin olan Kurmançi’de bile, ünlü Alman Filolog Marr’ın tespitine göre sadece 4 bin kelime civarındadır. Bu yığma kelimelerin oluşturduğu dillerin gramatik kuralları ise Kurmançi’de Arapça dilbilgisi kurallarına, Sorani’de Farsça ve Zazaki’de ise Türkçe’den (Kadim Türkmence) tamamlanmaktadır." demişti)
 

Prof. İlber Ortaylı’nın açıklamalarında şaşılacak, TÜÇED Başkanı Serhat Kunar’ın açıklamalarında kızılacak ne vardı ve bu açıklamalara kızacak ve şaşıracak olanlar kimlerdi?

AKP iktidarından nemalanan ve Başbakan’ın azarlamalarından korkan şirketlerin sahibi medya patronları mı?

Anayasa’dan Türklük tanımını çıkartmak isteyen AKP ve BDP’liler mi?

APO’yu ve PKK’yı terörist kimliklerinden soyutlamak isteyenler mi?

Bu soruların cevabını artık normal bir akla ve vicdana sahip her vatandaş biliyor..
Bilmeyenlerse ya da bilmiyor gibi davrananlarsa ;

İmralı tutanaklarının sızdırılmasından, APO ile Başbakan’ın başkanlık sistemi üzerine anlaşmasının göz önüne serilmesinden rahatsız olup,

APO’nun süreç başarı ile sonuçlanmazsa 50 bin kişi ile halk savaşı başlatırız tehdidinden,

Muhalif siyasetçilerin yatak odalarının görüntülenmesinden, medyaya düşmesinden, Genelkurmay’ın gizli toplantılarının ses bantlarının yayınlanmasından,

Özel hayatların deşifre edilmesinden, telefonların dinlenilmesinden,

Van’da bir komiserin PKK’lıların elinde bulunan polis arkadaşlarını BDP Milletvekili’nden kurtarılmasını isteyerek polisin, devletin düşürüldüğü aciz durumdan,

70 yıl öncesinin tozlu raflarından CHP’yi eleştirip 10 yıl öncesinin 1 Mart tezkeresi konuşmalarının açıklanmasının reddedilmesinden,

Ülke büyüyor denilirken, nüfusun yüzde 72’sinin gelirinin 1200 TL altında olmasından,

Bir escort kıza 16 subay bağlayarak komplolar kurulmasından rahatsız olmayanlar ve bu süreci ileri demokrasi diye yutturmaya çalışanlardır…

Bu manzaradan rahatsız olmayanlar; devletten ihale alacaklar, zenginleşmeye devam edecekler, vatandaşa cambaza bak misali şaşırtan haberler! verecekler. Yavuz hırsız misali ev sahibini bastıracaklar. Bir yandan da medya patronluğu yaparken ülkenin en zengini olacaklar..
Vatandaş da şaşkın ördeğe dönecek, Ordusu’na, bu ülkenin gerçek kahramanlarına şaşkın ördeğin suya dalarken yaptığı gibi kıçtan dalarak bakacak..!

Ama gün gelir hesap döner elbet.. Aslını inkar eden bu haramzadeler, bugün hesaplayamadıkları, öngöremedikleri Türk Milleti’nin ülküsü ve temel değerlerini yok etmeye güçlerinin yetmeyeceğini bir gün anlarlar…Yel kayadan ne götürebilir ki..!
 

Oğuz Kemal Özkan

oguzkemal.ozkan@politikadergisi.com