Kıytırık Bir Cemaat Bile Ulusal Güvenliği Tehlikeye Atıyorsa

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Askerdeyken bize bir olay anlatılmıştı;

Güneydoğu’da askeri bir birlik hakim tepeye mevzilenmiş. Geceleyin askerlerden biri ihtiyaç gidermek için tepenin aşağılarına doğru inerken makineli tüfek mevzisinin önünden geçmiş. Makineli tüfeğin başında bulunan askerde, karşıda yürüyen birini görünce, gece karanlığında terörist sanarak basmış tetiğe. Ancak karşıda ki kişiyi vurup vuramadığı sabah belli olacakmış çünkü asker gün aydınlanınca AT (Arama Tarama) yapıyormuş.

Sabah olmuş ve askerler tam AT’ye çıkacakları zaman kayalıkların arkasından ellerini yukarı kaldırarak bizim asker çıkmış. Makineli tüfek ateşi başladığında kendini bir kayanın arkasına atmış ve gün aydınlanıncaya kadar yerinden kıpırdamamış.

Olay bu… Burada izinsiz olarak tepenin aşağısına inen ve makineli tüfek mevzisinin önünden geçerek hayatını tehlikeye atan, hatta devletin mermisini boşa kullanmaya sebep olduğu için bu askere ceza verilmesi gerekir değil mi?

İşte burada şartlara göre görev ve sorumlulukların ne olduğu devreye giriyor. Böyle zor şartlarda makineli tüfeğin başında ki askerin görevi..?

Ne oluyor ben size söyleyeyim; Makineli tüfeğin başında ki askere, eğer bir terörist olsaydı bu kişiyi sen vuramayacaktın ve birliği tehlikeye atacaktın diye ceza veriliyor. Makineli tüfek mevzisinin önünden geçerek hayatını tehlikeye atan askere de bu kadar yoğun bir ateş altında hayatta kalmayı başarabildiği için ödül veriliyor…

Şimdi gelelim bu olayı neden anlattığıma…

Başbakan’ın “benim bürokratım, benim bakanım, benim Fidan’ım” dediği geliyor aklıma… Devlet böyle “o senin bu benim” diye yönetilir mi Allahaşkına? Birileri görevini yapamıyor, ama Başbakan’ın kanatlarının altında…

O Fidan ki daha MİT tırı yakalandığında istifa etmeliydi. Ya da yukarıda anlattığım gibi, görevini yapan polis ve savcılar cezalandırılacağına, görevini tam olarak yapamayan, gizli sevkiyat yapması gerekip de polise yakalanan MİT elemanları cezalandırılmalıydı.

Başbakan, “benim bürokratım, benim bakanım, benim Fidan’ım” diyerek görevini hakkıyla yapmayanların kulağını çekmezse, devlet yönetimine duygularını katarsa olacağı buydu…

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti MİT Müsteşarını dinlemişler… Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratının en başında ki adamı dinlemişler ki bu adam bu adam karşı casusluğa karşı en dikkatli olması gereken biri…

Düşününce dehşete kapılıyorum! Hadi Başbakan’ı geçtim, Türkiye Cumhuriyeti ulusal güvenliğini elinde tutan dört adamı, kıytırık bir cemaat bile dinleyip, ulusal güvenliği tehlikeye atıyorsa, CIA ve Mossad’ın neleri dinlediğini düşünmek bile istemiyorum.

Tam bir rezillik…   

 

Ümit MİNEL

umit.minel@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.