Kıbrıs Sorunu

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

•​ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Rum Yönetimi arasında uzun süren görüşmeler sonrasında Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulmayı amaçlayan Annan Planı’nın taraflarca referanduma sunulması aşamasına gelinmişti. Planın mimarı olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın adıyla anılan Annan Planı için 24 Nisan 2004 tarihinde adanın her iki tarafında da ayrı ayrı halk oylaması yapıldı. Yapılan referandumda Kıbrıs’lı Türkler Annan Planı’nı % 65 gibi yüksek bir oranla kabul etmişlerdi. Rum Kesimi’nde plan %76’lık bir oranla reddedilmiştir. Annan Planı’nın Kıbrıs Rumlarının tutumu nedeniyle başarısız olması 1 Mayıs 2004 tarihinde tek başına AB’ye tam üye olan Kıbrıs Rum Kesimi’nin uluslar arası alanda yaygın bir şekilde eleştirilmesine neden oldu. Ancak bu eleştiriler herhangi bir değişikliğe ya da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inin de AB üyesi olmasını sağlamadı.

 

Kıbrıs Rum Kesimi 1 Mayıs 2004 tarihinde Kıbrıs adıyla ve adanın tümünü temsil edecek şekilde AB’ye tam üye olarak kabul edildi.KKTC ise Annan Planı’nı destekleyen taraf olmasına rağmen resmen kendi sınırlarını bile temsil edemeyen bir halde devre dışı bırakılarak,uluslar arası arenada küçük duruma düşürüldü.KKTC adeta suçlu bir çocuk gibi cezalandırıldı ve AB tam üyeliği oyuncağından mahrum edildi. Bunun yanı sıra adanın kuzeyine yönelik ambargonun kaldırılması ve mali yardım yapılması yönünde verilen sözler de yerine getirilmedi. AB, KKTC’ ye yönelik olarak üzerine düşen yükümlülükleri bugüne kadar yerine getirmediği gibi Kıbrıs sorununun çözülmesini Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakerelerinde bir ön şart olarak kullanmaktadır.

•​  Öncelikle Türkiye-AB ilişkilerinin temelini oluşturan Ankara Antlaşması’nın 10 yeni AB üyesini kapsayacak şekilde geliştirilmesi ve böylelikle Gümrük Birliği’nin yeni AB üyesi olan ülkelerle de hayat geçirilmesi istenmişti. Türkiye’nin 29 Temmuz 2005 tarihinde adı geçen Uyum Protokolünü imzalamasına rağmen,Rum kesimi ulaşım araçlarına Türkiye limanlarının ve havaalanlarının açılması istenmekte ve KKTC ile ilişkilerin normal bir hale getirilmesi talep edilmektedir. Türkiye’nin AB tarafından KKTC’ye yönelik olarak verilen sözler yerine getirilmediği sürece Kıbrıs Rum Yönetimi ile ilgili olarak yapması gereken konularda bir adım atmayacağı bellidir. Türkiye Kıbrıs konusunda kendisinden istenileni yapmayacaktır. Bu durumda Kıbrıs ile ilgili sorunlar Türkiye ile AB arasındaki tam üyelik müzakerelerinin önünde bir engel olarak kalmaya devam edecektir. Aslında sorunun temelinde Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin adanın tamamını temsil edecek şekilde 1 Mayıs 2004 tarihi itibari ile AB’ye tam üye olarak kabul edilmesi yatmaktadır. Güney Kıbrıs’ın, Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler çerçevesinde siyasi bir çözüm bulunmuş olsun ya da olmasın AB’ye tek başına üye olarak kabul edilmesi önceden garanti edilmişti. AB’nin bu tutumu,Kıbrıs sorununa kalıcı bir siyasi çözüm bulunmasını da dolaylı olarak engellemişti. Her şartta 1 Mayıs 2004 itibariyle AB’ye tam üye olacağını bilen Kıbrıs Rum Yönetimi Annan Planı ile ilgili olarak referandumda olumsuz kampanya yürütmüştür.Bu da planın Rum Kesiminde reddedilmesine ve uygulamaya geçilmemesine neden olmuştur.

•​ Burada asıl sorulması gereken soru: AB, 1 Mayıs 2004 tarihinde Kıbrıs Rum Yönetimini tam üye olarak alacağını garantilemeseydi ve Annan Planını uygulasaydı, Kıbrıs Rum Yönetimi referandumda olumsuz kampanya yerine olumlu bir kampanya yürütür müydü? Ve bunun sonucunda her iki tarafta “ EVET” oy çoğunluğu ile planı hayata geçirerek şuanda Türkiye’nin AB üyeliği önündeki Kıbrıs sorunu ortadan kalkar mıydı? Burada asıl sorulması gereken soru: AB, 1 Mayıs 2004 tarihinde Kıbrıs Rum Yönetimini tam üye olarak alacağını garantilemeseydi ve Annan Planını uygulasaydı, Kıbrıs Rum Yönetimi referandumda olumsuz kampanya yerine olumlu bir kampanya yürütür müydü? Ve bunun sonucunda her iki tarafta “ EVET” oy çoğunluğu ile planı hayata geçirerek şuanda Türkiye’nin AB üyeliği önündeki Kıbrıs sorunu ortadan kalkar mıydı?

 

Merve Gülçin GÜLEÇ

iletisim@politikadergisi.com

 

Kaynakça:

 

1)​ TAMÇELİK, Soyalp, Avrupa Birliği Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Münasebetlerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne İktisadi, Siyasi ve Hukuki Tesirleri, Nil Yayınları,İzmir, 1997

2)​  SÖNMEZOĞLU,Faruk, Türk Dış Politikası, DER Yayınları,İstanbul, 2006

3)​ DAVUTOĞLU, Ahmet, Stratejik Derinlik, Küre Yayınları, İstanbul, 2001

4)​  CEM, İsmail, Türkiye Avrupa Asya-Birinci Cilt: Strateji,Yunanistan, Kıbrıs, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2004

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.