Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Çözüm Süreci ve Akıbeti?
- Terör Sorunu ve Bürünülen Ruhsal Hâller...
- Hayalkırıklığı(?)
- PKK Teröründe İç Acıtan Aymazlıklar
- Türkiye Nereye Gidiyor?
- Müslümanlığın Irkı Olur Mu?
- PKK Terör Örgütünün Siyasallaşma Girişimi ve Türkiye
- Gazeteci Nerede? Gazetecilik Nereye Gidiyor?
- Terörle Mücadelede Yeni Aşama... Mı?
- PKK Terör Örgütünün Siyasal Alan ve Legalleşme Faaliyetleri (1975-2006)
- Terör Meselesi, "MEMLEKET MESELESİ"(!)
- Sınırımızdaki Bir Tehlike(!)
- Kartopu veya Nurtopu gibi Memleket(?)
- Toplumsal Mutabakat Komisyonu
- Cambaza Bak!!!
Kapalı Kutu
Çözüm sürecinde ne olup bittiğini anlayabilmiş değiliz.
Sınırımızda kıpırdanmalar yaşanmakta…
PKK terör örgütünün Suriye kolu, Suriye’nin kuzey bölgelerinden bazılarını hâkimiyetine geçirmiş durumda…
İçeride ise, Kürtçülük yapmaktan başka hiçbir fonksiyonları olmayan BDP sözcüleri, AK Parti üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletini tehdit etmekteler.
AK Partiden sahaya yansıyacak hamleler gelmediğinden…
BDP sözcüleri, hem kelimenin kantarını kaçırıyorlar…
Hem de söz söyleme üslûbunda şirazeden çıkıyorlar…
Ben, daha önceki yazılarımda da ifade etmiştim…
Her şeyden önce…
Bu çözüm süreci denen kapalı kutu, bana güven vermiyor…
Gerçekten de kapalı bir kutu…
Neler talep ediliyor, bu süreç sonucunda ülkemizde neler değişecek, gerçekten de “terör sorunu” çözümlenebilecek mi, bilemiyorum.
AK Parti, Taksim Gezi Parkı eylemlerinden ötürü dikkatini sokak eylemlerine çevirdiğinden, terör örgütünün meclis içindeki uzantısı, dilediği gibi ve pervasızca kelamlar edebilmekte.
Ortadoğu’nun demokratikleşmesinden bahsetmekteler. En son gelişme ise, Abdullah Öcalan denen caninin, İmralı’dan basın toplantısı yapma talebinde bulunması…
Gerçekten de ülkemiz ne günlere kaldı…
İlk önce terör örgütünün ele başısı, Sayın Emin Çölaşan’ın ifade ettiği gibi “karıncaezmez” statüsüne getirildi… Sanki bunca yıldır memleketimizde akan kanın ve gözyaşının birinci müsebbibi kendisi değilmiş gibi, barış elçiliğine soyunduruldu. Aylardır şehit haberi gelmiyormuş, işte efendim çözüm sürecini baltalamamak gerekiyormuş.
Ben, yaratılış itibariyle “iyimser” ve “umutkâr” biriyimdir. Ama, son günlerde yaşananlardan sonra; özellikle terör örgütünün siyasî temsilciliğini yapan parti sözcülerinin demeçlerini okudukça, huzursuzluğum artmakta. Pek dillendirmesem de içsesim, ülkemizin “bölünme” ve “ayrışma” tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu fısıldamakta…
Erhan SALMAN
- Erhan SALMAN içeriği
- 9834 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder