İktidar ve Sermaye Sürecine Değişik Bir Bakış Denemesi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Çocuktunuz büyüdünüz ya da büyüksünüz küçüldünüz.. Tam geleceğe yönelik ciddi karar alma yaşındasınız.. Şunları düşünüyorsunuz:

1) Okusam ve iyi bir işe girip en azından orta halde bir gelire mi sahip olsam ya da hiç okumayıp işsiz mi kalsam?

2) Ticarete atılıp ülkenin zenginlerinden birisi mi olsam ya da siyasete atılıp iktidara mı oynasam?

Soruları lütfen hafızanızda tutun ve sonra gelin başımdan geçen aşağıdaki kısa anımı okuyun. Birkaç gün önce, işimden evime dönerken, uzun zamandır görmediğim ilkokul arkadaşım önüme atladı. “Nasılsın?”dan sonraki ilk sorusu “20 liran var mı?” oldu..

Eğitim serüvenine aynı anda başlamış olmamıza rağmen şartlar onun okumasına izin vermemiş. Okuyamadığı için iş bulamamış, iş bulamadığı için de psikolojisi bozulmuş. Tedavi gördüğünü belirtti, işin daha da kötüsü benim cebimde ona verecek bir 20 TL yoktu. Arkadaşım liseyi bitirememiş, bense şu an yüksek lisans öğrenimime devam ediyorum ve bir bankada orta halde bir gelirle çalışıyorum; ama ikimizin cebinde de aynı miktarda para var. Özür dilerim aynı miktarda para yok.

Geliri olan bir bireyin, geliri ol(a)mayan bir bireyden farkı, aslında bir farksızlıksa ortada matematiksel bir sıkıntıdan fazlası var demektir. Yaşanan tüm bu süreç bir politika sorunudur. Şimdi lütfen birinci sorunun cevabını bir kez daha düşünelim.

Yukarıdaki örneğin bir politika sorununu olduğunu belirttim. Politika biliminin konularından birisi olan ve siyasetçiler, bürokratlar vb. tarafından idare edilen devletin de önemli sorunları var (gibi görünüyor).

İşin biraz akademik yönünü ele alalım.

Kapitalizm, kapitalizm tehlikede olmadığı müddetçe devletin ekonomiye müdahalesini istemez. Peki, kapitalistler, devlete müdahale etmek isterler mi?

Cevap tek kelime ve sarsıcı: “Evet..”

Ortada bir sorun var gibi gözüküyor. Peki, bu sorunu Türkiye’ye uyarlayarak soralım: “Sorun nedir?”

Sorun; Türkiye’deki İslamcı akımların sadece söylem olarak emekçilere yönelmesi, icraat olarak da kendi sermaye tabanını yaratmaya çalışarak, sınıflaşma süreci içinde, “her iki kesime” de yönelik çaba sarf etme sorunudur. Böylece de gittikçe İslamcı akımların sermaye ile bütünleşme süreci hızlanacaktır.[1]

Kısacası sorun yukarıdaki anımda bulunan açmazı çözmek için var olan ve çözermiş gibi yaşayan ama aslında amacı sermaye ile bütünleşmek olan bir yapının varlığı sorunudur. Bu yapı en büyük sermaye sınıfını bile eline geçirecek kudreti kendisi için yaratır. (Belki de yaşanan şike skandalının da nedeni budur..)

Dolayısıyla siz ikinci soruda cevabı ticarete atılıp zenginleşme yönünde bulsanız dahi bu tarzdaki bir siyaset sizi yutacaksa neden siyaseti tercih etmeyeceğiniz noktasında derin düşünce bulutları kendisini yoktan var eder..

Okuyup çalışıp parasız gezmek ve sermayedara yutulmak veya dünyalar zengini olup kapitalist ekonomide size müdahale etmesini istemediğiniz tarafından ele geçirilmek.. Ya da işsiz ve parasız kalıp kafa dinlemek.. Bir an bunu seçesi geliyor insanın.. Bunun dışlanmasının nedeni ise kapitalizmin ruhu dediğimiz şey..

Ekonomi bir deniz gibidir. İçinde balıklar doludur. Çalışanı sermayedar; sermayedarı devleti elinde bulunduran yapı yutar. Aynı büyük balığın küçük balığı yutması gibi...

Gelelim bugünün “Türkiye’sinde yaşananların somutlaştırılmasına…

Çok partili dönemden bugüne değin yaşanan “Karşı Devrim Süreci” bugün siyasi iktidara AKP’yi taşımıştır. AKP mazlumun yanında olma politikası ile mazlumun yanında olmadan, yukarıdaki işsiz kardeşimin ve benim gibi orta gelirli birisinin yanında gözükerek ve yanında olmadan iktidarını pekiştirmiştir. Aslında asıl amaç ise kendi sermaye tabanını yaratarak sermaye ile bütünleşmektir. Birçok kapitalist ülkede ve hatta hatta hepsinde sermaye sınıfı iktidarı belirler. İktidar sermaye sınıfı olursa da aslında kendi kendisini seçmiş olur ve iktidarını pekiştirir. Bugün Türkiye seçmeninin büyük bir çoğunluğu bu bahsedilen sermaye sınıfının etkisiyle oyunu kullanmaktadır. Sermayedar tarafından yutulan işçi, işinden olmamak için istikrar gazıyla uyutulur. İstikrarı korur. İstikrar sürerse ülkenin büyüyeceği söylemi aslında istikrar sürerse sermaye yapısının büyüyeceği ve aslında sermayeyi elinde bulunduran iktidarın büyüyeceği söylemidir.

Süreç, sermayeyi koruma yalanıyla iktidarı pekiştirme sürecidir. Arkadaşım hala işsiz ve ben hala parasızsam istikrar sürmekte ve iktidar pekişmektedir. Şimdi zaman, aynaya bakma zamanıdır.

Okumadaki sabrınıza ve ilginize sonsuz teşekkürler…

Gokhan.Dag@PolitikaDergisi.com

GSM: 0555 557 0000

Yorumlar

ANGUS BAKANLIĞI KURULDU.

yeni bakanlar kurulu ülkemize milletimize hayırlı olsun.
yeni kabinede 4 başbakan yardımıcısı ve 20 icracı bakan atandı.
bazı bakanlıklar birleşti.
bazı bakanlıkların isimleri değişti.
bazı bakanlıklar ise, dostlar alışverişte görsün bakanlığı oldu.

yeni bakanlıklar tam bir komedi.
ab ye üye olmadığımız halde , avrupa birliği bakanlığı kuruldu.
ekonomisi çöken ülkemizin , ekonomi bakanlığı olsun dendi.
kalkınmaya faydası olsu diye , kalkınma bakanlığı icat ettiler.

sanayi ve ticaret bakanı gitti.
yerine bilim , sanayi ve internet bakanlığı geldi.
üç beş sitede yazan , tiriviri yazar bendeniz köylüyü ,
bundan sonra internet bakanlığı takip edecek.
kelime düşüklüğü ve imla hatalarımı düzeltecek.
sızmasından , süzmesinden , zeytin yağından ,
şakır şakır bal damlayan yazılar yazanlar için sorun olmaz.
ama benim gibi acılı çiğ köfte yazanlar yandı.
IP adres sorgulama bakanlığına takılacak.

çevre ve orman bakanlığı ile bayındırlık ve iskan bakanlığı birleşti.
çevre, orman ve şehircilik bakanlığı oldu.
eskiden yeni yerleşim alanlarına , orman bakanlığı izin vermiyordu.
orman bakanlığı izin verse , iskan bakanlığı izin vermiyordu.
şimdi iki bakanlık birleşti.
kaçak kurulan sultanbeyli ilçesinin , dünyada bir eşi yoktur.
şimdi teke düşen bakanlık sayesinde ,
dünyada eşi olmayan kaçak şehirler kurulacak.

eskiden tarım ve köy işleri bakanlığımız vardı.
tarımda çuvallamış , köy işleride çuvallamış durumda olanı.
tarımı kurtarmaya çalışıyorlar.
ama köylü yine anası ağladı.
al ananı lan , üstüne bonus olarak köylü bakanlığınıda verelim.
hadeee ikile bakalım , şimdi ense traşını görelim ulan , diyorlar.
köylü bakanlığı köylüden olmaz , şeherliden olur diyorlar.
bizim köylü öküz yetiştiremesini bilmiyor ya.
onun için , yurt dışından ithal angus getiriyorlar.
bu angus mevzusundan bir anlayan ,
bir mevzuat uzmanı bakan olması gerekiyor.
tarım ve angus bakanlığımız ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.

yeni bakanlarımızıa çok iş düşüyor ya.
bütün işlere bir bakan nasıl yetşsin ki.
yeni bakan yardımcıları atanacakmış.
10 bin lira maaş.
fırfırlı makam araçları , şöförler korumalar.

muhabbetimize baba tefikle son verelim.

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
______(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)_______köylüüü.

Sayın Gökhan Dağ, her insan

Sayın Gökhan Dağ, her insan düşünür. Şöyle veya böyle düşünür... fakat önemli olan düşünüyor olmak değildir. Önemli olan; düşünmenin sonucunda bir cevabın bulunup bulunamamasıdır.
Cevap bulunamamış ise düşünmenin anlamı yoktur.
İnanıyorum ki, Türk milleti kadar ülkesini düşünen millet yoktur. Ama bunun anlamı yoktur. Çünkü herkes düşünür ama cevap bulacak kadar düşünmez çoğuda yanlış cevapların doğruluğuna kendini inandırır.
Sayın Dağ, mevcut iktidarı sorgularken İslamcılığını öne çıkarmanızı hiç anlayamıyorum! Ben bu siteyi ziyaret edip zaman zaman yorum yazıyorum. benim yorumlarımı okuyanlar çoğu zaman sövmüşlerdir. Hiç önemli değil.
Çünkü benim yorumlarım beni iktidar yanlısı gibi gösteriyor. Ben gerçekçi biriyim çünkü.
Bu sitede yazı yazanlar genelde CHP çizgisinde bir iktidarın ülkeyi ileri götüreceğini düşünüyorlar. Oysa ben kimin iktidarda olduğunun öneminin olmadığına inanıyorum. Benim için önemli olan ülkenin rejimidir. Şimdi siz bana "rejim önemli değil, ikatidar kim ise rejim odur" demeyin sakın! Ben rejim derken diyetten bahsetmiyorum. Rejim bu olduğu sürece, kimin iktidar olduğu önemli değildir. Ne yani? CHP iktidar olsa, %50 oy almış olsa idi ülke bu günkünden daha yaşanır bir ülke olur muydu? Kimse böyle olacağını zannetmesin!
Bu ülkenin rejim sorunu vardır. bu ülkede iktidar olanlar "fiilen devleti ele geçirirler. Bu gün AKP devleti ele geçirmiştir, CHP iktidar olsa onlar ele geçireceklerdi. Millet oy verirken devleti kimin eline geçireceğine razı olduğunun kararını veriyor. Oysa gerçek cumhuriyette ele geçirme yoktur.
Gerçek cumhuriyet kimselerin umurunda değil bu ülkede, kimseninde bunu düşündüğü falan yoktur!
Ülkede herkes rejimin cumhuriyet olduğuna iman ettiriliyor.
nasıl ettiriliyor?
Mekteplerde. üniversite okumuş bir insan rejim falan düşünemez. Üniversite okumuş her insana göre rejim mükemmeldir. oysa gerçekle bunun alakası yoktur. Cumhuriyet bu ülkede hiç bir zaman olmamıştır.Üniversiteler ise bunun olabilmesinin önündeki en büyük engeldir. O üniversitelerden benim gibi rejimi sorgulayan adam bir daha çıkmaz! Çı-ka-maz!
Ben ilk okul tahsilli bir vatandaşım, Ve ben reform ve farklı Türkiye diye rejimin ıslahını hedefleyen bir reform kitabı yazıp, meclis kütüphanesine koyabilmiş bir ilk okul tahsilli biriyim.
Bunların yazıyla alakası nedir?
Okumuş bir adam cebinde para yok, okumamış bir adam onunda cebinde para yok. Bunda şaşılacak ne var ki?
Kötü bir rejim herkes için kötüdür.Çünkü kötü bir rejim demek yönetilemeyen ülke demektir.
Bu ülke Atatürk'ün şahsi idaresi ile, en büyük atılımı yapmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki gerçek cumhuriyette şahsi başarıların anlam ve ehemmiyeti olamaz. Ağaca dayanma kurur, insana güvenme ölür. Cumhuriyete güven ki,yaşayasın demiş Atatürk. gerçek anlamda bir cumhuriyete sahip olmak en büyük güvencedir. Atatürk gerçek anlamda cumhuriyeti ülkeye getirmeye muvaffak olamamıştır. ne yazık ki? Neden olamamıştır? çünkü cumhuriyet kişi marifeti ile var edilebilecek bir şey değildir.
Toplumsal bilinçle gerçekleşecek bir yönetim şeklidir cumhuriyet! Bu gün bile cumhuriyet bilincinin oluşmadığı, bu gün bile gerçek cumhuriyet algısına sahip bir partinin liderin bulunmadığı ülkede Atatürk cumhuriyeti gerçekleştiremezdi. Bu Atatürk'ün aczi değildir!
Adı cumhuriyetle başlayan, Atatürk'ün partisi olarak lanse edilen CHP iktidar olsa ne yapacak, Yapacağı şudur; iktidar olup Devleti ele geçirecek. AKP bu gün ne yapıyorsa aynısını yapacak, AKP kadrolaşıyor ya CHP iktidar olup onlar kadrolaşacak, peki ne fark edecek? Hiç bir şey! "Yok aslında farkımız, ama biz osmanlı bankasıyız" durumu. peki AKP ye karşı olanlar bunun için mi, çalışıyorlar. AKP kadroları gitsin CHP kadroları gelsin diye mi?
Bu mudur cumhuriyet sevdanız? Ben yokum arkadaş!
Bu ülkenin kurtuluşu, şunun bunun iktidarında değildir. Gerçek kurtuluş; "bir hakiki cumhuriyettir."
saygılar hürmetler.

Söylediklerinizde sonuna

Söylediklerinizde sonuna kadar haklısınız; fakat ben yazımda iktidar ve sermaye dediğim için mevcut iktidardan bahsetmek durumundaydım. Dolayısıyla AKP yazının bir yerinde somutlaştırma adına er ya da geç geçmek durumundaydı.
CHP konusunda söylediklerinize katılıyorum. Her iktidar, iktidarını pekiştirmek için elinden geleni yapacaktır; çünkü siyaset iktidarı ele geçirme ve iktidarı elinde tutma oyunudur.
Aslında aynı şeyleri düşünüyoruz; fakat söyledikleriniz başka bir yazının konusu..
Sevgiler, saygılar...

cevabınız için teşekkür ederim

Sayın DAĞ, öncelikle anlayışınız için teşekkür ederim.
Ben sizi ve yazınızı eleştirmek için yorum yazmadım. Ben bu ülkedeki düşünme şeklini eleştirmek istiyorum.
Sayın Dağ, çok partili sistemde geçildiğinden bu yana bir iktidar kavgası sürüp gidiyor. İçten ve dıştan müdahalelerle oyunun neticesi belirleniyor. Neden iktidar kavgası? bunu düşünmeliyiz. Bu kavga nedensiz değil. Ülkemizde devlet yönetiminin kuralı konulamamıştır. Bir şekilde iktidar oluyor, sınırsız bir egemenliğe kavuşuyorsun. Bizde bunu demokrasinin cumhuriyetin icabı sanıyoruz. Yok böyle bir şey! ne demokraside, nede cumhuriyette sınırsız egemenlik yoktur! Demokrasiyle iktidar olanların sınırsız egemen olduğu bir düzen dünyanın en berbat en rezil düzenidir!!! Çünkü seçilmiş idareciler sanıldığı gibi güçlü değil aksine zayıflık içerisindedirler. Zayıflık içindeki seçilmiş iktidarlar güç odakları karşısında eğilmek durumundadırlar. Bu odakları iç ve dış olmak üzere değerlendirecek olursak asıl egemen olanın iktidar olarak gördüğümüz hükumetlerin değil, asıl egemenin bu odaklar olduğunu görürüz! Sizinde ifade ettiğiniz gibi bu konular yorum kapsamında anlatılacak konular değil, başlı başına kitap konusudur. Bizim ülkemizde düzen yozluğu ne yazık ki kanıksanmıştır. Kimse uygulamanın doğruluğunu düşünmüyor, Herkes başbakanın ne yaptığına ne söylediğine bakarak tavır koyuyor.
Bunu zerre kadar anlamı yoktur!
Sözün özü düzen kötüdür. sistem bozuktur açıkçası.
sistem iktidarı kral yapıyor. seçilmişten kral olmaz! olur ise kötü bir kral olur.
Bizim anayasalarımızı yapanlar, cumhuriyet anayasası yapmak niyeti ile oturup, saltanat anayasası yaparak işlerini bitirmişlerdir. Nerede hata yaptıklarını ise kendileri dahi bilmezler. Yeni anayasa yapmaktan söz ediliyor.
Mevcut anayasada yapılan hatayı fark edemeyenler, yeni anayasa yapamazlar. Yapsalar da eskisinden beter bir anayasa yapmayacaklarının garantisi yoktur!
Mevcut anayasanın neresinde hata yapılmış olduğunu fark etmiş biri olarak, yeni anayasa yapmaya lüzum olmadığını, mevcut anayasadaki sistematik hatanın ortadan kalkması ile çok farklı sonuç veren bir sisteme ülkenin kavuşmasının mümkün olduğunu düşünüyorum. Ama bunu anlatabilmenin yolu kitabı yok bu ülkede!
Saygılar selamlar.

not: iktidar sosyolojik

not: iktidar sosyolojik açıdan yalnızca siyasi partiyi kapsamaz zaten. askerinden yargısına, ekonomik elitlerden cemaatlere kadar geniş bir ortaklıktır. parti de bu işin başındakidir...

Sayın Dağ, bence bütün yazıyı

Sayın Dağ, bence bütün yazıyı yanlış bir temel üzerine kurmuşsunuz. sizin ve arkadaşınızın durumu bir değildir. sizin cebinizde para yoktur ama geliriniz vardır ve siz ev kirası verirsiniz, mutfak masrafı yaparsınız ve yaşamak için gereken diğer şeyler elbette... sonuçta cebinizde para kalmayabilir ama bu asla siz ile arkadaşınızı aynı konumda görmemiz gerektiği anlamına da gelmez. yine de, bunun üzerine düşünmeyip meselenin yoksulluk olduğu üzerine konuşacaksak eğer, sizin de dediğiniz gibi suçu kapitalizmde bulabiliriz ama benim anlamakta güçlük çektiğim şey nasıl oluyor da buradan akp-chp sorununa gelebiliyoruz. siz chp'nin kapitalizmden farklı bir dünya amaçladığını filan mı düşünüyorsunuz? Türk devrimi, başlı başına kapitalist bir devrim değil midir? bu ülkede devlet eliyle bir özel sermaye yaratılmadı mı ve sonra bunun adına devletçilik denmemiş miydi? akp'nin kendi sermayesini yarattığı fikri doğrudur. ancak bu chp'nin yapığından farklı bir şey değil, bütün mevzu sermayenin el değiştiriyor olması. istanbul sermayesine karşılık anadolu sermayesi.İzzet beyin dediği gibi, bu bir iktidar sorunu değildir. yarın akp gider, chp gelir, o da kendi sermayesini yaratır ve inanın yine sizin cebinizde para olmaz. sanırım sorunun kaynağını yanlış yerde arıyorsunuz siz.

Teşekkürler...

Sayın e atagül yorumunuz için teşekkür ederim. Kısaca cevap vermem gerekirse şunları söyleyebilirim.
Arkadaşım ve benim durumum hakkında söyledikleriniz doğru. Benim gelirimle orantılı olarak harcayabilme kapasitem var; fakat yoksullukla ilgili de sizin söylediklerinize katılabilirim. Yazının tümünü okuduğunuzda vermek istediğim mesaj ikimizin de zenginleşemediğidir ve birimizin emeğinin sömürülmesine rağmen. Yazıya bu açıdan bakmanızı rica edeceğim.
CHP konusundaki yorumlarınıza gelince, yaptığınız yorumu daha önce yukarıda görüldüğü üzere cevapladım.
Yazımın hiçbir yerinde CHP övgüsü yapmadığım gibi AKP'nin iktidarda olmasından dolayı onu temel almak zorunda olduğumu da belirttim.
İktidarın gelip gideceği elbette ki doğru; fakat sorunun kaynağı tabii ki iktidardır. İktidar olan şu an AKP olduğu için söylemiyorum, iktidarın tanımsal ve fiili yaşamında bu sorunun kaynağı olmasından ileri gelir tüm söylediklerim.
Dolayısıyla yazıya bu çerçevede bir kez daha bakmanızı rica edeceğim.
Saygı ile...

Güzel yazı

Güzel yazı

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.