Güneydoğu'da Olanlar…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Gezi parkı olayları bir bakıma AKP hükümetine can simidi gibi geldi. Akla zarar bir mantıkla sürekli olayları kaşımaları, bitmeye yüz tutacak olayları, camiye ayakabı ile girilmesi, türbanlı bacım, gibi birçok olayı doğru olmadığı ispatlandığı halde sürekli yenilemeleri, artık onlar da gündemden düştüğü için palalı saldırgan silahlı saldırgan yaratmaları çok önemli bir sebep gerektirir. Elinde hiçbir savunma aracı olmayan beş insan polisler tarafından öldürülmüş, o polisler ise “Çanakkale zaferi kazandınız” diye ödüllendirilmiştir. Bütün bunlar iktidarın kendi ayağına kurşun sıkmasıdır. Sadece bu olaylar bile ilk seçimlerde iktidarın gitmesine ve başındakilerin yargı önüne çıkmasına yetecek sebeplerdir. Tabii iktidarın ve onun uydusu muhalefetin demokratik bir seçim yapma gibi bir niyetleri varsa…

AKP olayları kaşıyıp gündemi sıcak tutarak beklide halkın isyanına sebep olacak güneydoğu ve ülkemizin bölünmeye gidişini sergileyen olayları örtmeye çalışmaktadır. PKK artık hükümetten bir şeyler talep etmeyi geçmiş onu tehdit etmektedir.

Bakın Karayılan efendi en son neler diyor. “Eğer bu süreç ilerleyecekse Öcalan’ın koşulları iyileşmeli ve dışarıdan gelen heyetlerle görüşebilmeli. Dışarısıyla irtibatı olmalı. Diğer taraftan yardımcıları ve sekreterleri olmalıdır. Ancak bu şekilde müzakere sürecini yürütebilir. Eğer Türk devleti gerçekten Kürtleri kabul etmek istiyorsa ve Kürt meselesini demokratik ve anayasal çözümle çözmek istiyorsa kesinkes bu konuda artık adım atmalıdır. Eğer AKP hükümeti önümüzdeki günlerde adım atmazsa süreç tıkanır. Biz değil süreci onlar tıkatır. Biz üzerimize düşenleri eksiksiz yerine getirdik. Ama Türk devleti şu ana kadar resmi bir karar açıklamamıştır. Sadece ’gerilla güçleri sınır dışına çıksın ben sonra adım atacağım’diyor. Böyle olmaz, ikinci aşama başlamıştır ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.  Herkes şunu bilmeli ki biz Türk devletine muhtaç değiliz, eğer adım atsın diyorsak bu anlaşmak ve barışmak içindir.”

PKK yı bu kadar pervasızlaştıran nedir dersiniz? Hükümet üç buçuk teröriste neden bu kadar mahkum? Teröristler habire bazı anlaşmalardan söz ediyor, nedir bunlar? Türk halkına kurulan kumpas nedir?

Yalan yanlış demeçlerle halkın karşısında esip gürleyenler, söz konusu PKK tehditleri olunca neredeler? Kendi halkı için söylemediği kötü lafı bırakmayanlar PKK ya neden toz kondurmazlar? Ne oldu da 50000 kişinin öldürülmesinden sorumlu, bebek katili “sayın Öcalan” oldu

Sanırmısınız ki konu insanların ölmemesidir? Eğer böyle düşünüyorsanız, PKK ile barış yapmak için çıldıranlar polislerine neden beş delikanlımızı öldürttüklerini bir açıklasınlar. Onlar can değimliydi? Hemde ne ülkeyi bölmek ne de özerklik falan istiyorlardı. İstekleri sadece demokrasiydi.

Ülkemizin üzerinde rezil bir senaryo oynanıyor. Senaryoyu yazanlar dışarıda, uygulayanlar da kendi doymaz iştahlarını üstümüzde köreltmeye çalışan işbirlikçiler içerde. Bu parlamento, başta çoğunluğu elinde tutan AKP olmak üzere şimdiki Türkiye cumhuriyetinin son parlamentosu olmayı, ikiz yasaların üzerindeki şerhi kaldırarak kabul etmişlerdir. PKK nın bunca arsızlığı, şımarıklığı, parlamentonun da bunca suskunluğu bu yüzdendir.

Bakın o ihanet yasalarının ortak birinci maddesi ne diyor.

Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar, kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.

Ey parlamenterler; Siz bir kere PKK yı terörist örgüt kapsamından çıkardınız, halkı için savaşan gerilla sınıfına soktunuz. Bunu vatanseverlerin onca itirazına rağmen bilerek ve isteyerek yaptınız. Muhakkak ki sırf bu maddenin bile ülkemizi bölmeye yeteceğini biliyordunuz. Mecliste kayıkçı kavgası yaparak bakalım daha ne kadar insanları kandırabileceksiniz. Vatanını milletini sevenler, sizin bu barış süreci diye toz kondurmadığınız ihanet sürecini ters yüz edecek ve sizler dâhil herkes hak ettiğini bulacaktır.

Biz hayal mi görüyoruz acaba? “Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde PKK’ya yakınlığıyla bilinen Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) asayiş birimlerinin kuruluşunu törenle ilan etti. Törenin askeri kurallara göre yapılması dikkat çekerken, asayiş üyelerine diploma verildi.

Gençler tarafından oluşturulan güvenlik birimleri Nusaybin ve İdil Caddeleri’nde kimlik kontrolleri yaptı.

PKK’ya yakın Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre, kontrol yapan gençlere polis kısa süre sonra müdahale etti. Akşam saatlerinde ellerinde telsiz ve Abdullah Öcalan fotoğraflı tişörtler giyen YDG-H’li gençler, kimlik kontrollerine devam etti.”

Van’da belediye adeta PKK nın resmi organı gibi çalışıyor. Bütün tabelalar Kürtçe olmuş. Görevliler tahsilât yapamıyor.

Durun, daha bitmedi ve  Lice karakol yapımını durdurmak için yapılan başkaldırı, Hakkari- Yüksekova’da seyyar karakol protestosu.. Hal böyle iken kapanan kapatılan karakollar…” Daha birçok olay. Güneydoğu resmen giderken siz batıda polislerinizle genç vatansever avındasınız.

Ancak şu çok iyi bilinmelidir. Artık insanlarımız neden Atatürk isminin silinmeye çalışıldığını, gençliğe hitabenin, Bursa nutkunun neden suç delili sayılmaya başlandığını çok iyi biliyorlar.

Türk halkı yirminci yüzyılın başında bu yok edilme tertiplerini defetmişti. Bu günde bunu başaracak güçtedir ve başaracaktır.

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.