Fethullah Gülen'e Açık Mektup

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Fethullah bey;

Bu mektubu “elçiye zeval olmaz” kabilinden kaleme alıyorum. Bu satırlar geçenlerde bir araya gelerek dertleşme fırsatı bulduğumuz, mesleki anlamda oldukça parlak, namusu, doğruluğu dillere destan bir dostumun-arkadaşımın size yöneltmek istediği bazı soruların şahsım aracılığı ile tarafınıza aktarılışıdır. Arkasında-önünde, uzağında yakınında bir şeyler aramak kul hakkı yemek olacaktır, bilmenizi isterim.


Kendisi, hakkında bilgi verilmemesi hususunda ısrarcı oldu ancak mektubun hedefinin net anlaşılabilmesi için ben kendimi bu bilgiyi aktarmakla mükellef kıldım. Arkadaş bir akademisyen, öyle dandik olmayan uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış hallice bir uluslararası makalesi var, ulusal hakemli dergilerde yayınlanmış onlarca makalesi de cabası, 16 ülkede Türkiye’yi temsilen konferans vermiş, yurtdışında pek çok bildiri sunmuş, yayınlanmış kitapları mevcut. İdeolojik duruş itibarıyla sol Kemalist, dünya görüşü ise “inanç yerine bilim”i koymuşlardan. 2008 yılı Aralık ayında Ergenekon hadisesinin patlamasından hemen sonra Genelkurmay’daki sözleşmesi uzatılmamış, o zamandan bu yana ancak geçen yılın sonunda zar zor bir üniversitede, doktoradaki uzmanlığından farklı olarak, bir Bölüm’de , tek derlik, yarım dönemlik bir iş bulabilmiş. Dönem bitince o iş de bitmiş. Sicili tertemiz, ne bir intihal vakası ne de bir görev kusuru. Kütüphanesi teşekkür belgeleri ve şiltlerle dolu. Kısaca insan olarak doğru, mesleki anlamda ise parlak biri. 2012 Aralık ayında evde oturuşunun  4. Yılını kutluyor olacak. Henüz bu kutlamayı yapmak için çok genç olsa da. Sıklıkla “içim çok yanıyor, utanıyorum etraftan, evde oturmaktan, yalan söylemekten” diyor. Sıkıntılarıyla baş edebilmek için kendisini ve etrafında şahit olduğu gelişmeleri dalgaya almış durumda. Ancak, yine de kendisini daha da rahatlatabilmek adına size bazı sorular yöneltmek istedi. Kalemim kıvrak diye bilindiği için benden ricacı oldu, ben de Pensilvanya’daki adresinizi bilmediğim ve çevrenizdekileri de hiç tanımadığım için bu mektubu kendi bloğumda ve bu sitede yayınladım.

Sağlık ve huzur dileklerimle selam ederim,
Dua edin, hiç kimseye ve hiç bir yere ait olmayan/tutunmayan, sadece “kendisi” kalabilmeyi başarmış onurlu insanların yolu açık olsun ki hak tecelli edebilsin,
 

Gamze 


Arkadaşın Soruları; :
 

1. “Görsel ve yazılı basında 2008 yılına dek adları hiç bilinmeyen, yüzleri hiç görülmeyen, liberal ve ileri demokrat oldukları ise 2008 sonrasında ancak anlaşılabilen pek çok adam ve kadın hallice satan gazetelerin, hallice izlenen televizyonların hallice pozisyonlarını elde etmiş durumdalar. Bu gazetecilerin yetenekleri yeni mi keşfedildi yoksa onlar kendilerinden daha yeteneklileri ve kudretlileri keşfedip, bu kudretlilerin yollarına mı başkoydular?”
 

2. “Üniversitelerde 2008 yılına dek doçentliklerini dahi alamamış, adı-sanı bilinmeyen pek çok sıradan ama mütedeyyin akademisyen hallice üniversitelerin hallice pozisyonlarını elde etmiş durumdalar. Bu akademisyenlere Allah mı yardım etti, yetenekleri yeni mi keşfedildi yoksa onlar kendilerinden daha yeteneklileri ve kudretlileri keşfedip, bu kudretlilerin yollarına mı başkoydular?”
 

3. “Üniversitelerde 2008 yılına dek sıradan birer akademisyen olarak varlıklarını sürdüren pek çok sıradan ama mütedeyyin öğretim üyesi sivil bürokrasinin hallice pozisyonlarını elde etmiş durumdalar. Bu akademisyen tayfaya Allah mı yardım etti, yetenekleri yeni mi keşfedildi yoksa onlar kendilerinden daha yeteneklileri ve kudretlileri keşfedip, bu kudretlilerin yollarına mı başkoydular?”
 

4. “2008 yılına dek sivil bürokraside orta düzey yönetici olarak görev yapan pek çok sıradan ama mütedeyyin şahıs üst düzey bürokratlar haline geliverdiler. Bu tayfaya Allah mı yardım etti, yetenekleri yeni mi keşfedildi yoksa onlar kendilerinden daha yeteneklileri ve kudretlileri keşfedip, bu kudretlilerin yollarına mı başkoydular?”
 

5. “2008 yılına dek adları hiç bilinmeyen, yüzleri hiç görülmeyen pek çok sıradan ama mütedeyyin üst düzey bürokrat kabinede hallice pozisyonlar elde etmiş durumdalar. Bu tayfaya Allah mı yardım etti, yetenekleri yeni mi keşfedildi yoksa onlar kendilerinden daha yeteneklileri ve kudretlileri keşfedip, bu kudretlilerin yollarına mı başkoydular?”
 

6. “2008 yılına dek birer yargı çalışanı olarak görev yapan pek çok sıradan ama mütedeyyin şahıs yargıda hallice pozisyonlar elde etmiş durumdalar. Bu tayfaya Allah mı yardım etti, yetenekleri yeni mi keşfedildi yoksa onlar kendilerinden daha yeteneklileri ve kudretlileri keşfedip, bu kudretlilerin yollarına mı başkoydular?”
 

7. “Neden hep mütedeyyin kesim son dönem parıldamaya başladı, Allah aşkına yeni parlakların içinden emsallik de olsa bir tane Kemalist, laik ya da dinsiz, kitapsız, Allahsız falan çıkmaz mı?”
 

8. “Bir de sorar mısın “Hizmet”te neden hiç bir kadın yükselen yok, Cemaat kadının yükselmesine icazet vermiyor mu?”


“Yaşadığın kırgınlıklar, kızgınlığa dönüşmüş sende, bu kırgınlığın acısını ise şimdilerde imrenilecek makamlarda oturan, yıllarca sabretmiş ‘yeni mütedeyyin seçkinler’den çıkarmaya çalışıyorsun, sen de sabret adalet sana da nasip olur. Ayrıca, Fethullah bey bu soruların muhatabı değil ki, nereden bilsin cevaplarını, uzun zamandır uzaklarda” dediysem de dinletemedim, ısrarcı oldu, “yazmazsan ölümü gör” diye. Ben de yazmaya başladım “Allahım bana da yardım et”, “Allahım beni de kudretlilerle karşılaştır”, “Allahım bana da tutunacak, yüz sürecek bir etek ucu ver”, “Allahım beni de gör”, “Allahım beni ıslah et ve mütedeyyin kıl...” diye söylene söylene...

 

Doç. Dr. Gamze Güngörmüş KONA

gamze.kona@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.