Eski Köye Yeni Adet

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Hiç kimse “Türk halkı ilerledi, çağdaş dünya ile yaklaştı” gibi sözler etmesin. En azından bir bölümü hani “koyduğum yerdeler” denir ya, bir arpa boyu yer ilerlemedi. Tabii düşünce olarak. Özellikle iktidar kafaca yüzlerce yıl geride yaşıyor. Belli ki kendilerine ait bir öngörüleri, bir yeni hedefleri yok. Eskileri taklit etmeye çalışıyorlar. Dönüp dolaşıp içkiyi sigarayı yasaklamaya çalışıyorlar.


İnsanlar okumaz, okuduğundan bir şey anlamaz veya bağnaz düşünceler içinde iseler ileriyi de geriyi de görme şansları yoktur. Onlar için sadece bir adım öndeki büyüklerinin düşünceleri esastır. O, dünya dönmüyor dese ona bile sorgusuz sualsiz inanırlar. Türlü şark kurnazlıkları ile de o saçma fikirleri başkalarına kabul ettirmeye çalışırlar.

AKP iktidara geldiğinde, ABD’nin emirlerini bilenler, bu partinin ülkemizi batma dönemlerindeki Osmanlıya benzeteceğini iddia etmişti. İçinde benim de bulunduğum bu tür düşünenler için paranoyak da dâhil olmak üzere bir sürü şey söylenmişti. Tabii, ne söylediğini bilmeyenlerin sözleri ciddiye alınmazdı. Biz de, bize onca şeyi söyleyenlere güldük geçtik. Çok üzgünüm ama zaman bizi haklı çıkarıyor. Ülke hızla Osmanlının Vahdettin dönemine doğru gidiyor.

Çeşitli iktisadi ve politik uygulamaları sırf bu günkü hükümete veya o günkü Osmanlıya bağlamak biraz haksızlık olabilir. Ancak ısrarla uğraşılan bazı benzeme konuları, haklılığımızı kanıtlıyor. Örneğin sanata karşı olan düşmanlık. Evet, Osmanlıda güzel sanatlar düşmanlığı vardı. Resim, heykel gibi sanatlar hiç yoktu, yasaktı. Sadece “hat”çılar vardı. Birkaç ünlü mimarı da (ki onlarda dönemin padişahı tarafından özel korunurdu) saymazsak, Osmanlıda sanattan söz etmek mümkün değildi. “İçine tükürürüm böyle sanatın” feryadı tek değildir. Günümüzde hala yapılan bir heykele “ucube” yakıştırması hoş görülüyorsa bu konuda hiç yol almadığımız ortaya çıkar.
Şimdide tutturmuşlar içkiyi yasaklayacağız diyorlar. Allah Allah, “sizin atanız dördüncü Murat da içkiyi yasaklamıştı, 1925 den sonra bu gün her türlü komutu aldığınız ABD de. Hele Osmanlı… İşler biraz kötüye gidip halk veya yeniçeri homurdanmaya başladı mı, gelsin içki yasağı. Vurulsun kafalar (Breh breh ne adalet!) sonra hazinede para azalıp da saltanat zorlanınca serbest.

Sigara ile daha fazla oynayamıyorlar çünkü hemen tamamı yabancıların elinde. Üstelik çok da tatlı para getiriyor hükümete. Sağlık sıhhat diyorlar bastırıyorlar vergiyi. İçki biraz farklı. Sanırım geliri sigara gibi çok değil. O yüzden de daha korkusuz davranıyorlar. Oysa biliyorlar ki, ne kadar yasaklarsanız, o kadar denetimsiz, yer altı pazarı oluşur. Örnek aldıkları İran’ı, Suudi Arabistan’ı’ bilmemelerine imkân yok. Bu konuda halkın içki içip içmemesi pek umurlarında değil. Amaç sözde Kurana göre davranacak, bu şekilde halkın teveccühüne mazhar olup oy devşirecekler. Bu devirde bu düşünceye kanacak kişi sayısı ne kadardır bilmiyorum. Seçimlerde bir ölçüde anlayacağız.

Ben bir yılda toplasanız bir şişe içki anca içen bir adamım. Yani sarhoş falan değilim. Ancak insan hak ve özgürlüklerinden yanayım. İnsanların kimseyi rahatsız etmeden keyiflerini de yapabilmesinden yanayım. Sanırım bunlarla anlaşamadığım taraf o. Hayatın içinde keyif almanın sürelerinin de mümkün olduğunca uzamasından yanayım. Kimsenin kimseye karışmamasından yanayım. Hür, demokrat, birey olmaktan yanayım. Taba değil… Yazımızı Yeni kapının pek bilinen hikâyesi ile bitirelim:

“4. Murat devri. Padişah tarafından, mey( şarap), afyon ve fal bakmak yasaklanmış İstanbul da bütün meyhaneler ve kerhaneler yeraltı takılmaya başlamıştı.
4. Murat bir gece, tebdil-i kıyafet İstanbul’a indiğinde karşıya geçmeye karar verip bir sandal kiralamış. Sandalcı müşterisinin sultan olduğunu bilmiyormuş tabii. Bir ara, sandalın yanından sarkan bir ipi çekmiş. İpin ucunda bir testi! Sultan, Ne var o testinin içinde? Diye sormuş. Sandalcı Ne olacak mey işte diyerek gülerek müşterisine ikram etmiş. Her ne kadar yasaklamış olsa da,4. Murat’ın alkole arasının iyi olduğu bilinir. İkramı kabul etmiş ama yine de, Mey yasak. Hünkârımız görse kafanı vurdurtur diye korkmuyor musun? Diye sormaktan kendini da geri kalmamış. Sandalcı da haliyle, Yahu hünkâr nerden görecek bizi denizin ortasında demiş.
 
Aradan biraz zaman geçmiş. Sandalcı bu kez de, teknenin tahtalarından birini kaldırıp aradan afyon çıkarmış ve nargilesine atarak körüklemeye başlamış. Gönlü zengin adam, hemen müşterisine de ikram etmiş. Sultan yine kabul etmiş ama yasağı yine hatırlatmış. Sandalcı aynı şekilde, Kim görecek ki bizi denizin ortasında demiş. Biraz daha vakit geçmiş. Bizim sandalcı cebinden fal taşlarını çıkarmış. Hünkâra, Ver 5 akçe de falına bakayım demiş. Fal 4. Murat’ın en kızdığı şeymiş, ama Hadi biraz daha sabredeyim diye düşünüp,” Bak bari.” demiş.
Fal taşlarını elinde çalkalayıp atan sandalcı, Efendi, sorunu sor bakalım demiş. Padişah, Hünkâr şu anda nerdedir? Diye sormuş. Sandalcı taşlara bakıp Hünkâr bu denizdedir demiş. 4. Murat güya endişelenmiş havalarına girip, Sakın yakınımızda bir yerde olmasın diye sormuş sandalcıya ve tekrar iyice bakmasını söylemiş. Sandalcı taşlara tekrar bakmış ve birden, 4. Murat’ın ayaklarına kapanıp, Affet beni Hünkârım diye yalvarmaya başlamış. Kıyıya dönene kadar yalvarmaya devam etmiş. Padişah dayanamayıp `Sana bir soru soracağım. Eğer bilirsen seni affederim. Bilemezsen boynunu anında vurduracağım demiş. Sandalcı sevinçle,
Padişahım çok yaşa demiş ve merakla soruyu beklemeye başlamış.
4. Murat, sandalcıya, Dönüşte İstanbul’a hangi kapıdan gireceğim? Diye sormuş. Tabii sandalcı hemen itiraz etmiş, Hünkârım şimdi ben hangi kapıyı söylesem, siz başka kapıdan girersiniz. Affınıza sığınarak, gireceğiniz kapıyı bir kâğıda yazsam ve size versem; kapıdan geçtikten sonra okusanız olur mu? Demiş. Hünkâr başını Olur anlamıyla sallayınca, sandalcı tahminini yazıp kâğıdı vermiş.
Padişah kâğıdı alır almaz, daha bakmadan, yanındaki fedaisine, Hemen boynunu vur bu kâfirin emrini vermiş. Sonra da, Surlara yeni bir kapı açıla! İstanbul’a oradan gireceğim demiş çevresindekilere. Kapı 5–10 dakikada açılıp, padişah ve erkânı şehre girmiş. 4. Murat bir ara sandalcının kâğıda hangi kapıyı yazdığını merak etmiş. Kendinden çok eminmiş, laf olsun diye cebindeki kâğıda bakmış. Ama okuyunca hayretler içinde kalmış. Sandalcı kâğıda şunları yazmışmış: Hünkârım, yeni kapınız vatana millete hayırlı olsun."
O gün bugündür de işte o kapı, Yenikapı olarak anılıyormuş.
 
İzmir. 2011–01–11
 
Cem Osman TAMTÜRK

Yorumlar

BENCE...

Sayın Cem Osman TAMTÜRK,

AKP partisi % 10 barajını geçemeyecek...
Bürokrasi de ki atamalarının kaymağı ile bir süre muhalefet etmeyi, Yerel yönetimlerdeki çoğunluğu ile parsayı götürmeyi hedeflemektedir.
ülkemi soktuğu dar boğazın farkında olup, mevcut durumu yeni iktidara yıkma gayreti içindedir.
Yönetemedi gitti dedirtmemek adına, herkese gına getiren yasa ve uygulamaları ile
Halka bana oy vermeyin diye yalvarmaktadır.

unutmadan ekleyelim, BENCE...

Kendinize iyi bakın!

Bağnazlık

Sayın TAMTÜRK, Bir hikaye anlatayım. Kuzu ile oğlak iki arkadaşmış, kırlarda oynar gezerlermiş. Oğlağın kuzuya demişki; şu taşın üzerinden atla, Kuzu atlamış, kuzu taşın üzerinden atlayınca kuzunun ayıp yerini gören oğlak alayla şeyini gürdüm, şeyini gördüm demiş.
Kuzu; Sen benimkini taştan atlayınca gördün, ben seninkini her zaman görüyorum demiş.
Bağnazlık konusu böyle birşey. Hekes başkalarının bağnazlığını görüyor! Oğlağın kendi ayıp yerini kendisi görmeyince hiç kimsede görmüyor sanması gibi, sizde kendi bağnazlığınızı göremiyorsunuz!
Yazınızın başlığıda çok manidar. "Eski köye yeni adet" Böyle bir sözü bağnaz insanlar kullanır. Birlerini bağnazlıkla suçlayıp, birileri farklı birşeyler yapıyor diye eleştirmek bğnazlığın ta kendisidir.
Demektesiniz ki, İnsanlar bağnaz olurlar ise, kendilerinden öncekilerin düşüncelerini esas alırlar. ileriyi geriyi göremezler. Benim AKPli olduğumu düşünmek beni aşağılamaktır!
AKPli olmak benim için gericiliktir. Ancak, CHPli olmak ise cilalı taş devrinde yaşamaktır.
eğer siyasetiniz içkiye, sigaraya kadar düşmüş ise, Eyvah ki ne eyvah! Gelelim heykele heykel dediğinde sanat eseri olsa!Bu polemiklerle siyaset yaparak ilerici olduğunuzu gösterecekseniz. Oy anam oy! oy ki ne oy!
Ya hu Bu CHP liler Bu kadar mı zavallı! bu kadar mı acınacak durumda!
Bu kadar fikir yoksulu CHPnin ikdarda ne işi var?
Antiklaşmış CHPyi kim ne yapsın?
Şimdi siz benim bu istede ne aradığımı düşüneceksiniz, editörde Bu yorumu yayınlamayacak. Ben kolay olanı sevmem, AKP yanlısı hiç bir sitede ne yazımı ne yorumumu bulamazsınız. Öyle rumuz falanda kullanmam! Bu istede şunun için varım. Cehalet bu sistede haddinden fazla yoğun, bağnazlık inanılmaz derecede! Bu sitede bana çok iş var! Ben zoru severim.
Derede çimipte deryada, okyonusta falan yüzdüğünüzü sanıyorsunuz. Dünyadan haberiniz yok dünyadan! Güya Cumhuriyet HALK PARTİLİSİNİZ, güya cumhuriyetçisiniz! Büyükleriniz size öyle dedi. sizde inandınız. Bu ülkede cumhuriyet hiç bir zsaman olmamıştır! Artık uyanın! Bu ülkede iktidar olanların tamamı padişahtır! Bu yarı padişahlık rejimi ülkeyi bu duruma düşürmüştür!
Siz rejimin cumhuriyet olmadığını farketmiş değilsiniz! Padişahtan şikayet edeceğinize, bu ülkenin rejimi cumhuriyetmidir? Bu nasıl cumhuriyettir diye düşünmemlisiniz.
Nerde onu düşünecek Cumhuriyetçi, nerde onu düşünecek CHP li, büyükler cumhuriyet demiş öyleyse cumhuriyettir. tarzı bir anlayış, bana bağnazlıktan bahsediyor!
Okuyormuş1 okududuğun ne? Düyadan haberi olmayan yazarların, bağnaz yazarların kitaplarını okuyorsun!

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.