Ergenekon'da; Fehmi Koru'dan mı İnciler Ahmet Taşgetiren'den mi?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Bilgin Türk

 

   Fehmi Koru 24 Mart 2008 tarihli köşe yazısın da yine bazı isimler verdi;

   Bu isimlerden biri Şener Eruygur'du. Şener Eruygur bilindiği gibi Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) başkanıdır. 28 Şubatçı olmakla suçlanan, AKP yandaşı basın yayın kuruluşları tarafından 2004'te Jandarma Genel Komutanıyken;

   "Sarıkız" planıyla AKP hükümetine darbe yapacağı iddia edilmişti...

   Bir diğer isimlerden biri de Aytaç Yalman.

Aytaç Yalman Cumhuriyet Gazetesi Vakfının yönetiminde bulunmuş bir isim, Ecevit koalisyonunda Kıvrıkoğlu'nun süresi uzayınca Genelkurmay başkanlığına gelecek isimdi. Ama Mesut Yılmaz ve Bahçeli karşı çıkınca AKP hükümetine yakın Hilmi Özkök Genelkurmay başkanı oldu. Yalman, 1998 yılında Suriye ile yaşanan krizi müteakip 20 Ekim1998 tarihinden itibaren Adana Mutabakatı gereği, Türkiye adına Türkiye-Suriye güvenlik ilişkilerini yürütmüştür. TSK Üstün Hizmet Madalyası, Üstün Cesaret Madalyası, Altın Şeref Madalyası sahibidir.

   Başka bir isim ise Doğu Silahçıoğlu;

   Doğu Silahçıoğlu da Cumhuriyet Gazetesi’nde ve Hâkimiyeti Milliye de yazarlık yapan bir isim... Refah Partili belediye başkanının görev yaptığı dönemde; Sultanbeyli'de, meydana Atatürk heykeli diktirdi. 28 Şubat sürecinin etkin isimlerinden Silahçıoğlu, Silahlı Kuvvetler Akademisi Komutanlığı'ndan Ağustos 2005'te; tümgenerallikten, emekli oldu.

   Fehmi Koru şimdi bu üç ismi gösteriyor, Ama bu plan yeni değil, Bunu söyleyelim... Fehmi Koru çok önceden hedef gösterilmiş kişileri,Bu sefer bir eksikle tekrardan hedef gösteriyor...

   15.05.2006 tarihli aksiyon dergisi yazarlarından Ahmet Taşgetiren "Cumhuriyet'in serüveni" başlıklı yazında;

   "Şimdi Doğu Silahçıoğlu yanına İlhan Selçuk'u alsın çıksın ortaya, meydan okusun, sağı - solu çağırsın, dilediği çığlığı atsın, ama yeter ki meşruiyet zemininde kalsın, nasıl bir akıbetle buluşur dersiniz? Arkasına düşen insanlar kaç mangayı doldurur ve onunla Türkiye savaşı verilir mi?

   12 Mart'ın İlhan Selçuk'u ile 12 Mart'ın Süleyman Demirel'inin 35 yıl sonra aynı iklimde buluştuğu bir siyaset anaforunda Doğu Silahçıoğlu'nun ortak cephe çağrıları garip kaçmıyor.

   Yazı da en dikkat çeken kısım kuşkusuz ki;

   "12 Mart'ın İlhan Selçuk'u ile 12 Mart'ın Süleyman Demirel'inin 35 yıl sonra aynı iklimde buluştuğu bir siyaset anaforunda".

   İster istemez aklıma takılıyor. İlhan Selçuk 12 Mart'ta gözaltına alındı, 15 Mayıs 2006 tarihli bu yazıda 12 Mart'ta bir gönderme yapılıyor. Sanki İlhan Selçuk'un 12 Mart'ta böyle bir soruşturmadan içeri alınacağını biliniyor gibiydi...

   Bitmedi yazıda daha da dikkat çeken kısım;

   "Dindar, dinci, İlhan Selçuk, Demirel, birliktelik... Bunlar nasıl absürt bir halita oluşturur, orası ayrı, ama İlhan Selçuk, bir eylemi geliştirmekte kararlı olmalıydı.

   Sonra bir gün Cumhuriyet'te, bir başyazı yayınlandı. Önce şöyle bir felaket tablosu çiziliyordu:

   “2007'ye doğru Türkiye Cumhuriyeti büyük bir sınav yaşayacak ve gerilimden geçecek gibi görünüyor. Çünkü Başbakan ve Meclis Başkanı, takıyyeyi bir yana bırakarak geleceğe dönük programlarını ilan etmişlerdir.”

   Ardından da şöyle bir son paragraf geliyordu:

   "Bu yolda yürürlerse, Sayın Cumhurbaşkanı ister istemez Anayasal görevinin gereğini yerine getirmek zorunda kalacaktır ki; Çankaya'nın bu tutumunu 'taraf tutmak' diye nitelendirmeye çalışmak hukuk devleti mantığına aykırı davranmaktan gayrı bir içerik taşımaz."

   'Sayın Cumhurbaşkanı', 'Anayasal görevi yerine getirmek' vs...

   Neydi bunlar?

   Bu ifadeleri değerlendiren Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, "Cumhurbaşkanı Sezer'le çok özel ilişki kurabilmiş az sayıda gazeteciden biri" olarak nitelediği İlhan Selçuk'un bu yazının yayınlanmasından birkaç gün önce, Sezer'le bir görüşme yaptığını yazdı.

   Ortaya şu soru çıkıyordu: Acaba Sezer bir şey yapmayı mı planlıyordu ve ne yapabilirdi?"

   O zamanlar Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer'in hükümeti devirmeye çalışmak ve devirmeye çalışanlara yardımcı olmakla suçlanıyor... Fehmi Koru ise basında önceden "Sıra Sezer de mi?" sözlerinden ürkmüş olacak ki 10.Cumhurbaşkanımızın ismini vermekten kaçınıp;

   O yazıda adı geçen diğer isim olan Doğu Silahçıoğluyla birlikte yeni iki isim ekleyerek; Aytaç Yalman ve Şener Eruygur'u gösteriyor...

   Verilen isimler karşı-devrimcilere sorun yaratmış kişiler, Ergenekon soruşturması adı altında Laik Cumhuriyet'i savunanların yok edilmesi hızla devam edeceği ortada;

   10 aydır bir tek iddianame hazırlanmıyor,

   Bir ele avuca alınacak dava açılmıyor,

   Ama gözaltılar ve hapisler birbirini izliyor...

   Sürekli yeni isimler bu soruşturma için söyleniyor...

   Ergenekon soruşturması,

   AKP'ye karşı olanları yok etmeye çalışmak olduğu

   Apakçık ortada değil mi?

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.