Ergenekon Davası ile Birlikte “Taraf” ta Bitiyor!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Taraf gazetesinin kurucuları ve ünlü kalemşorları Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Neşe Tüzel artık Taraf 'ta yazmayacaklar; 2007 yılı sonu yayın yaşamına başlayan Taraf 'ın kurucuları olan bu gazeteciler birdenbire Taraf 'tan ayrıldıklarını açıkladılar. Acaba bu istifalar bir sürpriz midir? Yoksa beklenen bir sonuç mudur? Şimdi Türkiye'deki basın dünyası, eski sosyalist, şimdiki sol liberal gazeteci Ahmet Altan ve ekibinin bu istifalarını tartışıyor. Bu konudaki yorumlar iki noktada toplanıyor. Bir kısım fikirler bu olayı Ahmet Altan'ın son dönemde AKP Hükümeti’ni eleştirmesine bağlarken, diğer bazıları ise onlar için zaten yolun sonuna gelindiğine işaret ediyorlar.

Yolun sonu, Ergenekon denen tarihi davanın da giderek sonuna gelinmesidir. Benim de paylaştığım bu ikinci görüşe göre Taraf gazetesi, Ergenekon ve benzeri davalar için özel olarak oluşturulmuş bir basın operasyon aracıydı.

Daha doğru ifade edersek; Taraf gazetesi, basın yoluyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin halk nezdindeki var olan yüksek itibarını zedelemek, onu yıpratmak ve zayıflatmak için kurulmuş bir gazetedir. Ergenekon denen davanın asıl amacı da zaten TSK’yı yıpratıp zayıflatmaktır.

Görünüşte ve iddia edildiği gibi Ergenekon davası; devletin güvenlik güçleri içerisinde gizli örgütlü, seçimle iktidara gelen meşru hükümete karşı darbe planlayan ve düzenleyen asker, polis, siyasetçi, gazeteci, akademisyen, bilim adamı v.s. gibi elemanlardan oluşan bir çeteyle yapılan hukuki mücadeledir.

Bu iddia veya "Ergenekon" efsanesi; gerçekten de geçmişte ülkemizde yaşanmış askeri darbelere, faili meçhul cinayetlere, kitlesel katliamlara ve siyasal provokasyonlara dayandırılmış olması bakımından oldukça inandırıcı görünmektedir. Bir "derin devlet" örgütlemesi olduğu artık ülkemizde hiç kimse tarafından inkâr edilememektedir. Ergenekon'a atfedilen eylemler arasında yer alan 2003-2004 yıllarında AKP hükûmetini devirmeye yönelik darbe planları, 2006'da bir yüksek yargıcın öldürüldüğü Danıştay Saldırısı, 2007'de Malatya'da üç Hristiyan’ın öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamı ile 2008-2009 yıllarında gerçekleştirileceği öne sürülen suikast planı iddiaları da ancak böyle bir derin devlet çetesinin marifetleri olabilir.

Fakat Ergenekon davasının ta başından beri temel sorunları var: O da bu davanın; gerçek failleri, suçluları yargılayıp yargılamadığı konusundaki şüphelerden öte, bu davanın kurmaca ve siyasi bir dava olduğudur!

Bir kere Ergenekon davası, hiçbir aşamasında hukuki normlara uymamıştır! En başta; Ergenekon ve diğer benzeri davalar, Doğal yargıç ilkesine aykırı olarak, yargıçlarının da yürütmenin etkisi altında olan HSYK tarafından rahatlıkla değiştirilebilen Özel Yetkili Mahkemeler tarafından yürütülmektedir.

Bu davanın soruşturma ve kovuşturma aşamasında soruşturmanın gizliliği, masumiyet karinesi gibi temel hukuki ilkeler çiğnenmiş, elde edilen deliller ya yasa dışı yollardan elde edilmiş ya da delil olarak gösterilen belgeler yasa dışı olarak yok edilmiştir. Dijital delillerin sahte olduğuna dair bilirkişiler defalarca rapor vermişler; gizli tanıkların ise bazılarının yasa dışı karanlık ve terörist kişilerden oluştuğu sonradan gün ışığına çıkmıştır.

Yargılama süreci kasıtlı olarak 19 dosyanın birleştirilmesiyle uzatılarak yavaşlatılmış; bu aşamada sanıkların ve avukatlarının savunma hakları defalarca kısıtlanmıştır! Yani hiçbir zaman adil yargılanma yapılmamıştır!

Derin devletle mücadele iddiasını taşıyan bu davada henüz ne örgütün varlığı ne de lideri kanıtlanabilmiştir.

Ergenekon davasında;  bilinçli bir biçimde geçmişte “derin devlet” olayında parmağı olduğu şüphesi taşıyan kişilerle, AKP hükümetine muhalif olan etkin şahsiyetler sanık olarak bir araya getirilmişlerdir.  

Dolayısı ile Ergenekon davası;  gerek hukuki olmayan yargılama usulleriyle gerek delil yetersizliği veya sahte delilerle ve düzmece iddialarla, sapla samanı karıştıran sanıklarıyla tam bir siyasi davadır. Bu davanın gerçek amacı, derin devlet denen örgütle mücadele etmek değil, tam tersine onun yardımıyla Türk ordusunu zayıflatmak ve AKP muhalefetini sindirerek Atatürkçü cumhuriyet rejimini değiştirecek olan karşı devrime uygun siyaset ortamı yaratmaktır.

İşte yukarıda anlatmaya çalıştığımız bu sürece Taraf gazetesi de basın yoluyla büyük katkılarda bulunmuştur.

Bu bağlamda Taraf gazetesinin TSK aleyhine yaptığı yayınlara iki örnek gösterelim:

Taraf gazetesi, 13 askerin şehit olduğu Dağlıca ’ya baskın düzenleneceğinin Jandarma İstihbaratı tarafından, baskından dokuz gün önce Genelkurmay’a ve diğer tüm ilgili birimlere gizli bir raporla bildirildiğini iddia ederek, orduyu kasıtlı olarak bu baskına göz yummakla suçlamıştır!

Yine Taraf gazetesi, 17 askerimizin şehit olduğu Aktütün baskınında genelkurmayın, baskınının istihbaratını insansız hava araçları üzerinden önceden bildiği hal de gerekli önlemleri almayarak, TSK’yı yine kasıtlı olarak baskına meydan vermekle suçlamıştır!

Artık Balyoz davası tamamlandı ve TSK’nın yüksek rütbeli subayları ağır hapis cezalarına çarptırıldı! Sıra şimdi Ergenekon davasında!

Ergenekon davası ise çok hızlandırıldı. Kasım ayı sonunda birden bire Savcılardan "Esas Hakkında Mütalaa" isteyen mahkeme heyeti davada hükmün yakınlaştığının sinyallerini verdi.

Geçtiğimiz hafta 13 Aralık’ta Silivri’de Ergenekon davasının 270. duruşması yapıldı. Bu duruşmayı, çok soğuk hava koşullarına rağmen, CHP, İP, TGB, ADD ve onlarca sivil toplum kuruluşlarının taraftarı olan, adalet ve haktan yana vicdanlı on binlerce yurttaş protesto etti. 13 Aralıktaki vatandaşların Silivri kuşatması göstermiştir ki, halkımız artık bu gibi tertipleri yutmuyor!

Kısaca Taraf, Ergenekon, Balyoz ve benzeri davası için, yani TSK’yı hedef alan diğer siyasi davalar için kamuoyu oluşturacak özel olarak kurulmuş bir gazeteydi! Genel yayın yönetmenliğini yapan Ahmet Altan, 2. Cumhuriyetçi olarak bilinen dönek sosyalistlerdendi! Yardımcısı olan Yasemin Çongar'ın ise ABD emperyalizmin istihbarat örgütü CİA 'nın önde gelen bir ajanı ile evli olduğu artık herkesçe bilinmektedir! Bütün bunlar Taraf ‘a kimler tarafından bu misyonun yüklendiğini gösteren açık işaret ve delillerdir.

Taraf gazetesi artık emperyalizm tarafından kendisine verilen misyonunu tamamlamıştır. Bundan sonra Taraf ’ın yayın yaşamına devam edip etmeyeceği pek önemli değildir. Kınından çıkan bıçak hedefindekini artık yaralamıştır. Bundan sonra kınına tekrar sokulsa ne olur, sokulmasa ne olur?

 

Mehmet ÇAĞIRICI

mehmet.cagirici@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.