Dünyada Dengeler Değişiyor...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Lizbon’da yapılan NATO – AB zirvesi ve hemen ardından Kuzey ve Güney Kore arasındaki çatışma dikkatli bakışlar için çok ilginç olayların başlangıcı veya düşünceden eyleme geçişi olduğu kesin gibi görünüyor.

Bakmayın siz yalan yazmaktan doğru denen şeyi çoktan unutmuş olan bizim medyanın zafer çığlıklarına. Mevcut durumda Türkiye’yi kimsenin kale aldığı falan yok. Adamlar sadece olacağı bizimkilere duyuruyor o kadar. Bu kişiliksiz politika devam ederse ilerde olacakları da duyurmamaları gündeme gelebilir.

Toplantıdan önceki günlerde yapılan açıklamalarda, füze kalkanının başında bir Türk subayın bulunması, gerektiğinde düğmeye onun basması dışında bir çözümün kabul edilmeyeceği yazılıp çizilirken Toplantı sonunda yetkinin tamamen NATO’YA bırakıldığı zafer olarak anlatıldı. İşin bizim halka özü olarak sunulan kısmı için bile ağzımıza bir parmak bal çalınmadı. Bunlar işin hikâye tarafı. Gerçekler ise çok farklı.

Füze kalkanının asıl muhatabı tabii ki Çin. Irak’ta tutunamayan, Afganistan’da yenilmeye doğru hızla giden ABD bu toplantı sonunda istediğini aldı. Artık ABD askeri yerine işgal edilmek istenen bölgeye NATO askeri yollamanın önü açıldı. Başka bir deyişle NATO bir savunma örgütü iken saldırı örgütüne dönüştü. Atlantik Konseyi Strateji Danışmanları grubundan Rob de Wijk’e göre örgüt, toprakların korunmasından stratejik çıkarların korunmasına yönelmiş durumda. Bundan sonra ABD veya AB dünyanın neresinde bir “stratejik çıkar” görürse oraya müdahale edecek. Tabii Türk askeri kendi ülkesinin hiçbir çıkarı olmamasına rağmen (tıpkı Kore’de olduğu gibi) emperyalistlerin çıkarı için gidip ölecek. Bu sayede birilerinin istediği gibi analar ağlamayacak ama bunlar ABD askerlerinin anaları olacak. Füze kalkanının kime karşı kurulduğu hakkında bizimkiler İran’ın ismini koydurmadık diye sevinmeye devam edebilirler. Herhangi bir ön hedefin belirlenmemiş olması şu anki görünüşe göre Çin, Kuzey Kore ve İran’a karşı olduğu kesin olan bu sistem emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda gereken her devlete karşı kullanılacaktır.

İlginç olan bir durum Rusya’nın durumudur. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra büyük bir çalkantı geçiren Rusya, hala istediği gibi toparlanıp eski gücüne kavuşamadı. Bu yüzden ABD ve AB ile şu an için herhangi bir çatışmaya girmek istemiyor. Ayrıca AB’nin büyük ölçüde enerjisini tedarik eden Rusya’nın şimdilik AB ve NATO yanında görünmesi kendi çıkarlarına da uygun. Kendileri gibi istedikleri seviyeye ulaşmak için daha on beş yıl kadar sürenin Çin’in de ihtiyacı olduğunu biliyorlar. Bütün bunlar şimdilik onların İran’dan biraz uzak durmasını makul kılıyor.

Çin, tarihin en köklü imparatorluklarından birisidir. Son iki yüz yılda batılı ülkelerin Çin üzerinde oynadıkları oyun ve yaptıkları kıyım, Çin tarafından bir tarafa not edilmiştir ve günü geldiğinde hesabı sorulacaktır. Son yıllarda hızla büyüyen Çin ekonomisi, reel olarak dünyada ikinci, satın alma gücü olarak da birinci durumdadır. Reel olarak birinci duruma gelmesi on – onbeş seneye kadar gerçekleşecektir. Şu anda Çin zenginlik bakımından ABD’yi yakalamış ama insan refahı olarak daha çok gerisindedir. Bu yüzden şimdilik yapılan kışkırtmalara akıllı karşılıklar vererek, gelişmesini hızla sürdürmeye devam etmektedir. Bu akıl oyunlarından biri de Kuzey ve Güney Kore çatışmasıdır. Çin, Kuzey Kore’nin belki de tek gerçek dostudur ve Kuzey Kore onun onayı olmadan hiçbir işe kalkışmaz. Üstelik Kuzey Kore’nin kıtalar arası füzelere ve nükleer teknolojiye sahip olduğu bilinmektedir. Çin, Kuzey Kore’yi çatışmaya sokarak kendini hissettirmiş ve İran’a “yanındayım” mesajı vermiştir. Emperyalist güçler şimdiden ellerindeki pazarları ve kazançları Çin ile paylaşmamanın yollarını aramaktadırlar. Çare bulunmazsa en geç onbeş yıl içinde dünyayı son nükleer savaş beklemektedir.

Füze kalkanının gerçeği budur. Türkiye ise bu değişen dünyada düğmeye sen mi, ben mi basacağımın ötesinde bir şeyler düşünmelidir. Tabii eğer düşünmesi gerekenler halkı kandırmaktan vazgeçip çözüme ortak ederlerse.

cem.tamturk@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.