Direnç Çiçekleri

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Aylin SAPAZ

   Tarih yazılmaya başladığından beri insanlar arasında kıyasıya bir mücadele süregeldi. Hayatımızdaki kaygılar her geçen gün artıyor ve hızla büyüyor. Bilimde, iklimde, yerkürede, ekonomide, jeopolitik yapıda hepsinden önemlisi değer yargılarında... Yüzyıllardır en sert mücadelelerden bir tanesi devletle halk arasındaki münasebet oldu.

   Toplumsal adalet; gaz odalarında, nükleer silahların altında, sıkıyönetimlerle, cezaevlerinde masum insanlara türlü işkencelerle ve birilerinin menfaatine uygun düştüğü için gencecik fidanların darağaçlarında asılmalarıyla tecelli etti. 

   Türkiye'nin dönüm noktalarından biri olan 68'li yıllarda Deniz Gezmiş'ler halk savaşını savunmak için Filistin'e, Mahir Çayan'lar silahlı mücadeleyi başlatarak Kızıldere' ye gittiklerinde, İbrahim Kaypakkaya'lar onurlu mücadelelerini ele vermemek için türlü işkencelere gözünü kırpmadan göğüs gerdiler. Gericiliğe, bölücülüğe, işgale, sömürüye, her türlü yozlaşma ve yabancılaşmaya, tüm bunların suçlusu emperyalizme karşı “Bağımsızlık”, faşizme karşı “Demokratik Devrim” mücadelesi verdiler.

   Onlarınki 68 kuşağının destansı öyküsüdür.

   Kentlere sığmayan, sokaklardan taşıp alanları dolduran genç ve güzel insanların öyküsü.

   Yaşanası bir dünya özlemiyle yanıp tutuşurken yüreğindeki devrim ateşini sevip, eyleme dökenlerin öyküsü.

   Ülkesindeki karanlığın aydınlık olacağına inananların; yaşamı hiçe sayıp sonsuz güzelliklerin peşinde koşanların öyküsü...

   Devraldığı devrimci mirası daha da genişleterek devam ettiren ölümün nereden geleceğini düşünmeden mücadeleyi sürdürenlerin öyküsü...

   Türkiye 68 Hareketi “tam bağımsızlık” ilkesinin öncülüğünde toplanan ve gelişen yurtsever, ilerici gençlik hareketidir. Ülkenin temel yapı taşını oluşturan, tam bağımsızlık ruhunu yaymaya çalışan Deniz'lerin, Yusuf'ların, Hüseyin'lerin öyküsüdür...

   O yıllarda devrimci direniş gençlik hareketlerinin sınırlarını aşarak halk kitlelerinin mücadelesine dönüştü. Bir tarafta ülkeyi zorla faşistleştirmek isteyen güçler, diğer tarafta malını, canını, onurunu korumaya çalışan emekçi halk vardı...

   Toplumun isteklerine, vatanın sessiz işgaline kayıtsız kalan bir devrimci hareket olamaz. 68 gençlik hareketi, toplumun değerlerini savunan devrimci geleneğin sosyalist çizgideki en önemli atılımıdır.

   68 kuşağı görüş farklılıklarını bir tek amaçta ve yolda eriterek birliğini sağlamıştır. 68 yapısal olarak gençliğin emperyalizme karşı büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı yolda onun izinde kararlıca yaptığı büyük bir yürüyüştür. Gençliğin birliğini gösteren büyük bir harekettir.

   68 hareketi yurtsever bilince sahiptir. Tam bağımsızlığın gençlik içindeki kitlesel bir haykırışıdır. Bugün mücadelemizde örnek almamız gereken gençlik hareketi 68 kuşağıdır. Üniversite işgallerinde, “tam bağımsız Türkiye yolunda Mustafa Kemal yürüyüşü”nde en önde yürüyen 6. Filo eylemlerinde ön saflarda yer alan Deniz Gezmiş'tir.

   Onlar inanç ve kanaatlerinin gereğini yaptı, ideolojik çıkışlarında ve eylemlerinde haklı olduklarından emin adımlarla yürüdüler devrim yolunda; eğer haksız olduklarını düşünselerdi bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmeyi vazife olarak kabul etmezlerdi.

   O yıllarda geceyarıları bir tek insan görünmezdi. Sokak lambalarının sarı ışığı altında sonsuza uzuyormuş duygusu veren caddeler; hava ışıyana kadar bomboş olurdu. Önemli kavşaklarda, meydanlarda, tanklar, bariyerler dururdu. İşgal edilmiş bir kentin, esir insanları gibi yaşarlardı.

   68 gençliğinin bütünlüğü ve direnci dünyadaki diğer gençlik hareketlerinden çok daha ve etkili ve kalıcı olmasını sağlamıştır.

   Bizim savunduğumuz 68'in tam bağımsızlık yolunda halkı kazanma ve gençliği birleştirme azmidir,

   Bizim savunduğumuz emperyalizme karşı bir haykırıştır, 

   Bizim savunduğumuz mücadeledir...

   Bağımsızlık ve emperyalizme karşı birlik temelinde doğan 68 hareketinde gençlik kendi mirasından kopmayarak, devrimci bir mücadele içinde yer almıştır. Bugünün ihtiyacı 68 ruhudur. Bugün gençliğin Amerikan emperyalizmine karşı birlik olması gerekmektedir. Bugün yine “tam bağımsız Türkiye” şiarı, gençliğin en büyük sloganı olmalıdır. Bugün gençlik Mustafa Kemal' e gerçekten sahip çıkmalıdır.

   Bugünün devrimcileri de Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve daha nice devrimcinin mirasından aldığı güçle, halkına yine umut olacak ve bu iğrenç işgale karşı direnecektir. halkına yine umut olacak ve bu iğrenç işgale karşı direnecektir68 in bağımsızlık haykırışı günümüze ışık tutmaktadır. Darağacındaki son sözleri ''Tam Bağımsız Türkiye'' olan Deniz Gezmiş i, Hüseyin İnan ı, Yusuf Aslan’ı ve nice tam bağımsızlık yolunda yürüyen devrim şehitlerini saygıyla anıyorum...

   Tekerrür eden tarihten ders alma özrümüzü, Türkiye tarihinde çok önemli bir yer tutan 60'lı 70'li yılların çok iyi sorgulayıp, bilgi edinip daha sonra fikir sahibi olarak bir parça gidermemiz mümkün olacaktır.

   Hiçbir kanun, fikirleri yok edecek yetkiye sahip değildir. Halkın haklarını, hürriyetlerini ve canlarını alabilirsiniz; lakin fikirlerini, şereflerini almaya yetecek yetki ve iktidar, hiçbir yasada, hiçbir kimsede yoktur. Olamayacaktır...

   İçimizdeki güç, inanç, vatan sevgisi, bizim tüm zorlukları aşmamızı sağlar. Dıştaki ve içteki düşmanlarımızın oyunlarına alet olmamızı engeller. Damarlarımızda akan kan ve inançlarımız bu denli güçlüdür.

   Eğer vatanımızı toprak olarak kabul ettiysek; işçimizi, köylümüzü, madenimizi, nehrimizi bir parçası saymışsak vatanın; elbet kısa çöp uzun çöpten hakkını alacaktır. Köhne düzen, bunak düzen saltanatın daimi sürmeyecek.

   Kıtlıklarda, kıranlarda, namussuzluklarda, satılmışlıklarda Mustafa Kemaller, Denizler, Yusuflar, Hüseyinler olup kanlı karanlıktan doğup geleceğiz...

   İstekleri ve eylemleri olması gerekenin tam bağımsız, sömürüsüz, ayrı inançlara sahip, aynı topraklarda yaşayan, aynı havayı soluyan insanların kardeşçe yaşayabilecekleri huzurlu bir Türkiye’de yaşamaktı; yırtılan bir pankart gibi, şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkeleri, en az bir karıncanın yüreği kadar namuslu, çalışkan elleri ve yürekleri…

 

iletisim@politikadergisi.com

 

 

 

 

 [Bu yazı, Politika Dergisi Sayı 22’de yer almıştır. Tüm fazladan özellikleri ile özgün sayıyı indirmenizi salık veririz. Sayı 22’yi indirmek için buraya tıklayınız. ]

 

 

Yorumlar

Deniz'i Düşünmek

Deniz’i düşündükçe
dalgaların yuttuğu bir hayali görmek
acı veriyor işte
her güne demir topuklarla ezilen bir ülkeye gözlerimi açmak
kalbimi yumrukluyor sanki
her güne yine aynı yummak gözlerimi
hayalleriyle boynunda
her bir ilmeğinin izi çıkan insanları düşünmek…
ve utanıyor insan
her kaldırımda yürüdüğünde
onların kanlarını umarsızca ayakları altına almaktan
Deniz’i düşündükçe
dalgaların yuttuğu bir ülkeyi görmek….

Eren ŞAHİN

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.