Didim Akbük’de Anlamlı Bir Gece

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Süheyl Batum, saygın bir Anayasa profesörümüz; sorumluluklarını omuzlamış aydınlık düşünceli bir aydınımız…
Ömer Faruk Eminağaoğlu, YARSAV eski başkanı, saygın bir hukukçu ve sorumlu bir aydın.
Cumhuriyet Kadınları Derneği Akbük Şubesi, siyasi parti farkı göz etmeden Cumhuriyet değerlerini koruma amacı etrafında birleşmiş aydın insanlardan oluşan bir demokratik kitle örgütü…
Prof. Dr. Süheyl Batum ve Ömer Faruk Eminağaoğlu işte bu aydınlık düşünceli hanımlarımızın katkı ve çabaları ile önümüzdeki Cumartesi gecesi Akbük’de olacaklar; Akbük’ün aydınlık insanları ile düşüncelerini paylaşacaklar…
Düzenlenen konferansın konusu şöyle: “Neden ve Niçin Modern Bir Anayasa?..”
Akbüklüler, Cumartesi gecesi bu sorunun yanıtı üzerine hep birlikte kafa yoracaklar…

12 Eylül’de halkoyuna sunulacak olan Anayasa değişikliği metnini, kafa yordukları modern anayasa ile mukayese edecekler…
Ve 12 Eylül günü önlerine konacak olan sandığa daha bilinçli ve daha inançlı bir bilinçle gidecekler.
Bize bu imkânı hazırlayan Akbük’ün “Cumhuriyet Kadınları”na defalarca teşekkür ediyor; bu etkinliğe her kesimden yurttaşımızın destek olmasını ve omuz vermesini diliyoruz…
Bu etkinlik, bir parti çalışması değildir.
Bu etkinlik, dar parti çıkarlarının çok üzerindeki bir “vatan savunması” niteliğinde gerçek bir eylemdir.
Bu etkinlik, gerçek demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, Türkiye’nin bağımsızlığına ve Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkma azmi ve iradesini taşıyan her yurttaşın katılması ile oluşan bir “demokrasi + özgürlük + hukukun üstünlüğü” cephesinin ürünüdür.
Bu nitelikteki bir cephenin kurulması yönünde atılmış önemli ve ciddi bir adımdır.
Türkiye’yi, içine yuvarlanmış bulunduğu karanlıktan bu nitelikteki bir “cephe” çalışması, birlik ve beraberlik ortamı çıkartacaktır.
Ortaya çıkan her olumlu gelişmeyi sadece kendi sepetine yerleştirme eğilimi, sözünü etmekte olduğumuz birlik ve beraberliğin yaratacağı cephe düşüncesinin karşısında yer alan bir davranış biçimidir.
A partisi ya da B partisinin yönetim kademelerinde kendisine yer açmak için mücadele etmek, içinde bulunduğumuz koşullara uygun düşen bir tavır ya da duruş değildir.
İçinde bulunulan süreçte vatanın bağrına keskin bir hançerin dayandığını görmemek sadece masum bir göz [ya da bilinç] kusuru değildir…
Belki de bu yöndeki bir körlüğün, belirli, gizli ve gizemli nedenleri vardır…
Sözünü ettiğimiz körlük, görmemekten değil… Belki de, görülmesi gereken gerçekleri gözlerden ırak tutmak için üstlenilen bir “görev”in sonucudur…
Ve işte [belki de] bu yüzdendir, birlikteliğe karşı çıkmak…
Ve yine belki de bu aynı nedenledir, cephe oluşturarak saf tutmayı küçümsemek, önemsememek ve gündemden düşürmek…
Türk halkı en çok uyanık olması gereken bir süreçten geçmekte ve önündeki keskin virajı dönmeye çalışmaktadır…
Süreç ve dönemeç, zorludur!.. Kaygandır, yapışkandır…
Ama… Mademki, tam bağımsız bir ülke ve milli bir devlet emanet edilmiştir bizlere…
O’nu ilelebet payidar kılmak hepimizin görevidir; ödevidir; namusudur ve can borcudur!..
Emanete ihanet etmek ise, hainliktir, bencilliktir ve iblisliktir…
Sağ olun Akbük’ün Cumhuriyet kadınları…
Ve var olsun Ulasal birliğimiz ve bu temelde olaşacak beraberlik cephemiz…
Faruk.Haksal@PolitikaDergisi.com
 
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.