Demokrasi Öksüz Kaldı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Taraf Gazetesi’nden Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın ayrılması, Türkiye’de demokrasinin büyük yara almasına sebep olabilir. Demokrasi isteyen, hatta ileri demokrasi isteyen Başbakan’ın bu konuya acil olarak el atması gerekmektedir. Yoksa bu demokrasi yokluğunda darbeler başlayabilir. Fatih Camii bombalanabilir…

Fatih Camii dedim de aklıma geldi, sahi ne oldu Taraf Gazetesi’nin “Fatih Camii Bombalanacaktı” başlıklı manşetine;

Bakın ne olmuş;

Taraf, sistematik olarak dezenformasyon üretti. Gazetenin yazarı Emre Uslu CD’lerin üzerindeki el yazılarının sanıklardan birine ait olduğunu, bunun (ismini vermediği) bir uzmanı tarafından tespit edildiğini yazdı. Oysa fotoğraflar savunmaya verildikten sonra yapılan incelemelerde o el yazlarının CD’lerin yüzeyine makina ile aktarıldığı ortaya çıktı (harfler Baransu’nun bavulundan çıkan el yazısı not defterinden tek tek kopyalanmış). Son kaydı 2003’de yapılmış gibi görünen belgelerde Microsoft Office 2007 yazı karakterleri, cami bombalama krokilerinde Office 2007’ye ait XML şemaları tespit edildi. Baransu ‘Microsoft’u aradım, CD’yi bilgisayara takınca fontlar güncelleniyormuş’ gibi akıllara ziyan bir açıklama yaptı.

Taraf, Balyoz sürecinde gazetecilik yapmadı; savunmanın ortaya koyduğu sahtecilik kanıtlarına hiç yer vermediği gibi, el birliği ile bu sahteciliklere kılıf uydurmaya çalıştı. Balyoz davası ile ilgili haberleri çarpıtmakta ve dezenformasyon üretmekte cemaatin yayın organı Zaman ile başa baş yarıştı.

Kısacası Taraf, sahte belge üreten çetenin emellerine, çetenin hayal edebileceğinden de öte bir şekilde hizmet etmiş oldu. Üstelik bütün bunları liberal değerlere ve medya etiğine sadık olduğunu iddia eden bir gazete kisvesi altında yaptı. Balyoz yayınlarında Gazeteciliğin temel prensiplerinden, etik kurallarından çiğnemediği kalmadı.

 

Bir başka akıllarda kalan Taraf Manşeti; “Ak Parti'yi ve Gülen'i Bitirme Planı”

 

Fethullah Gülen’i bitirme planını askerler belki düşünmüş olsalar bile asla hayata geçiremediler; buna karşı, iktidar içi çatışmalarda Fethullah Gülen’i bitirmekten söz edenler çoğaldı bu günlerde.

MİT Müsteşarı’nın KCK davasında “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağrılmasından itibaren Gülen cemaati çok konuşulmaya başlandı.

Doğal olarak iktidara daha muhalif bakanlar ilk başlarda Gülen cemaatinden söz etmeye pek yanaşmadılar. Korkudan olabilir.

Oysa iktidar yandaşları bu konuda tam ikiye bölündüler.

Bir kesim iktidarın arkasına geçerek MİT olayının cemaat tarafından tezgâhlandığını anlatmaya başladı.

İkinci kesim ise cemaat adına iktidara yüklendi.

Ancak geldiğimiz nokta çok ilginç.

Çünkü durumun iktidarı sarsmasından endişelenen Erdoğan’cı ve Gülen’ci bazı isimlerin “itidal” tavsiyesine rağmen kimi Gülen taraftarı isimler ise iktidarın büyük bir operasyona start verdiğini yazmaya, söylemeye başladılar.

Buna göre Erdoğan’ın devlet içindeki “cemaat yandaşlarının” temizlenmesi için emir verdiğini ileri sürüyor. Nitekim yargıdaki ve polisteki bazı görevden alma operasyonlarının buna kanıt olduğunu söylüyorlar.

Gülen adına yazan bazı yazarlar, operasyonun daha da büyüyeceğini ve işin “Fethullah Gülen’i tamamen tasfiye etme” hedefine varacağını belirtiyorlar.

Kısacası, ortada bir “Fethullah Gülen’i bitirme planı” olduğu söyleniyor.

Merakım şu; askerlerin en tepe isimleri böyle bir planı düşündükleri için bir yıldır hapislerde çürütülüyor. İtibarları sarsıldı, onurları ayaklar altına alındı, kariyerleri yok edildi.

Peki şimdi bu kez sahneye konulan “Fethullah Gülen’i bitirme planından” kim sorumlu tutulacak?

Kimler hakkında dava açılacak?

Kimler hapse atılacak?

Şimdi de gelelim Taraf Gazetesi’nin demokrasi için attığı son çarpıcı manşete; “O başsavcıyı yargılayın”

O savcının SoL Gazetesi’nde yayınlanan köşe yazısı;

Avukat: Jandarma yolları kesmiş duruşma salonuna kilometrelerce yürünerek gelinebiliyor, cezaevi kampüsünde duruşma olamaz. Bunlar aleniyet ilkesini ihlal eder. Bazı gazeteciler yargılamayı etkileyecek yazılar yazıyor.
Hakim: Bunlar bizi ilgilendirmez, ilgili yerlere şikayetçi olun. Tek taraflı beyanlarda bulunuyorsunuz!
Basın: Ergenekon kuşatması! Yargıya abluka!
Avukat: Usule dair söz istiyorum
Hakim: Avukatlar herşey için konuşmaz, her duruşmada konuşmaz! Çok kalabalıksınız, birinize (söz) verirsem hepinize (söz) vermek zorunda kalırım. Temsilci olarak birinize söz vereyim.
Basın: En esaslı şov!
Avukat:(Israrla) Söz istiyorum! Savunma söz hakkı istiyor!
Hakim: Duruşma disiplinini bozuyorsunuz! Çıkarın dışarı yoksa duruşma başlamaz!
Basın: CHP avukatları tahrik etti!
Avukat: 15-20 robocop duruşma salonuna girdi. Bu savunmaya saldırıdır. Kabul edilemez. Ben ancak kendim çıkarım.
Hakim: Soruldu, söz hakkı verilmediği görüldü!
Basın: Avukatlar dışarıyı provoke etti! Kudurdular!
Avukat: Birleştirilen iddianame bize tebliğ edilmedi. Birleştirme kararına ilişkin itirazlarımız var. Bu konuda karar verilmeden iddianame okunamaz!
Hakim: Dinlemek istemeyenler çıkabilir.
Basın: Salonda lahmacun partisi! Muhabirler soğan kokusundan rahatsız oldu!
Avukat: Gelen belgeler bize verilmiyor, inceleyemiyoruz. Duruşmada müvekkillerimizle görüş/belge alışverişi yapamıyoruz arada bariyer ve jandarma var. Savcılığın elindeki şema bizde yok. Bir müvekkili olan avukata da 15 dakika, on müvekkili olan avukata da 15 dakika konuşma süresi veriliyor. Bunlar adil yargılama hakkını ihlal ediyor.
Hakim: Günlerce savunma yapanlar oldu, yazılı verin beyanlarınızı!
Basın: Yasak olmasına rağmen duruşma salonunda fotoğraf çekildi!
Avukat: Gelen belgeleri “okundu” diyerek dosyaya koyuyorsunuz ama okumuyorsunuz.
Hakim: Nereden biliyorsunuz yanımda mıydınız!
Basın: Bu dava demokrasi davasıdır!
Avukat: Arama tutanağında 125 CD yazılı ama zarftan 134 CD çıktı bu araştırılmalı. Tanıklarımız dinlenmiyor, hatta tanık dinletme taleplerimiz hakkında ne kabul ne de ret kararı veriliyor. Böyle olunca hazır edip dinletme olanağımızda olmuyor. Gölcükte çıkan belgelerle ilgili bilirkişi raporu alınsın. Ele geçen belgelerde/mermilerde parmak izi incelemesi yapılsın.
Hakim: Hiç kimse mahkemeye tavsiye ve telkinde bulunamaz!
Basın: Bu ülkede ne zaman adalet oldu ki!
Avukat: İstanbul’ da olduğunu iddia eden kişi o saatlerde İzmir’deydi, telefon kayıtları incelensin.
Hakim: Yorum yaparak yargıya varıyorsunuz!
Basın: Kampanya amacına ulaştı!
Avukat: İddia makamı yüzden fazla tanık dinletti, bizim en önemli tanıklarımız dinlenmedi. 2008 yılında gelmiş bizim bilmediğimiz belgeler var.
Hakim: Verebileceğimiz belgeleri verdik!
Basın: Ergenekon şov bitti, Silivri rahatladı!
SANIK:...
(çünkü en “kritik” sanıklardan birisi esas hakkında savunma yapma aşamasına kadar duruşmalardan men cezası almış durumda)

Taraf Gazetesi’nde artık yukarıda ki demokrasi örneklerini göremeyeceğimiz için çok üzgünüz…

 

Ümit MİNEL

umit.minel@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.