Demokrasi Algısı ve Buna Paralel Yanlışlar

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

   “Demokrasi nedir?” sorusuna verilen farklı cevapları belirtmek büyük hacimli bir kitap yaratmakla eşdeğerdir. Bu sonucun yaratmış olduğu temel sorunda demokrasinin algılanış biçimlerinde ortaya çıkar. Özetle demokrasiyi tanımlayamama zorluğu, demokrasinin algılanamama ya da doğru algılanamama sorununu da beraberinde getirir. Bu ise bir kısır döngüye dönüşerek demokrasi kavramında olduğu gibi tüm kavramlarda bir iç boşaltma gayretine neden olur. Nihayetinde bu davranış kavramların içinin boşaltılarak kavramların kavramsallıklarının yok olmasıyla sonuçlanır. Kısacası kavramların içini boşaltma gayreti kavramların kavranamamasına sebebiyet verir. Bu kavranamama ise söz konusu kısır döngüyü destekleyici etki yapar.

   Demokrasinin bir çoğulculuk rejimimi yoksa çoğunluklu bir rejim mi olduğu konusundaki tartışmaların ayyuka çıktığı bir dönemde yaşıyorum, yaşıyoruz.

 

   Demokrasi denilen nosyonun, azınlık haklarını hiçe sayar şekilde kullanıldığı alanlarda demokrasi yaşayamaz. “Demokrasi yaşıyor” söylemleri sadece sözde kalır. Farkındaysanız demokrasiler, demokratik yollarla iktidar olanlar için bulunmaz bir zırha dönüşüyor. Demokrasi bu anlamıyla aslında büyük bir tehdidi de içinde barındırır: “Demokratik yollarla gelen, demokrasi yandaşı olmayan iktidarların, demokrasiye sarılıyor gibi görünerek demokrasiyi yok etmeye çalışması”

 

   Bu tehdidin en tipik söylemi ise, “bizi buraya halk getirdi ve dolayısıyla da biz halkımızın bize verdiği görevi yapıyoruz” dur. Hitler’de aynısını söylemişti: “2. Dünya Savaşı denilen bu savaşı Almanya halkı başlattı. Ben sadece bana verilen görevi yaptım.”

 

   Demokrasinin bu algılanış biçiminin hiç de demokratik olmadığı bir gerçektir.

 

   Demokrasi konusunda büyük bir yanlış daha var. Demokrasiyi alıp her yönetim biçimine monte etmeye çalışmak bu yanlışın açıklayıcı biçimi.

 

   Her alan için demokrasiyi savunmak aslında biraz farklı sonuçlara yol açabiliyor. Gerçekçi olalım. Aile içi demokrasiyi diye birbirini yiyen hangi karı-koca aldıkları kararları çocuklarına danışıyor, danışsalar bile azınlıkta kaldıklarında o kararları uyguluyorlar mı ya da azınlıkta kalanın kararı uygulanmadığında o kişinin başvurabileceği demokratik kurumlar var mı? Örneğin aile içinde alınan bir karara karşı azınlıkta kalan aile bireyinin itiraz edebileceği bir mercii var mı? Bu sorunun cevabı açık: alınan karar hukuksal olarak uygunsa yok.

 

   Bu açıdan demokrasiyi bir yere tahsis ederken demokrasiyi sadece oylama sonucuyla değerlendirmek büyük bir yanlışlığa sebebiyet veriyor. Demokrasi denilen kavram, sadece ismi ile yaşıyor, demokrasiye diğer yardımcı enstrümanlarla desteklenmiyorsa orada demokrasiden söz edilemez.

 

   Laikliği kaldırın, içini boşaltın. Sonra da demokrasinin varlığından söz edin. Bunun mümkün olması gibi bir durum söz konusu olabilir mi?

 

   Anayasa Mahkemesi’ni kaldırın gitsin. Halkın kararlarına ayak bağı oluyor söylemlerinin demokrasiyle bağdaşır yönleri var mı? Tabii ki yok.

 

   Ama bazılarına göre var. Sözünü ettiğim bazıları demokrasi yandaşı olmayanlar. Demokrasi rejimi, kuvvetlerin birbirine tahakküm kurmaması mantığıyla paralellik gösterir. Peki bu bizim ülkemizde ya da başka ülkelerde ne kadar doğru uygulanıyor?

 

   Anayasa Mahkemesi’nden söz etmişken, demokratik olma hakkımızı bu konuda sonuna kadar kullanıyoruz gibi bir düşünce ortaya çıkıyor ve bu düşünce yanlıştır. ‘Ben demokratik birisiyim ve özgür düşünme hakkına sahibim’ söylemleri demokrasilerde Anayasa Mahkemesi gibi konuları tartışırken havada kalır. Şöyle ki; Anayasa Mahkemesi’nin kendi aleyhine yönelik bir karar alması durumunda halkı hiçe saydı diyen birisi, Anayasa Mahkemesi kendi lehine karar alınca hukuka güveniyoruz demesi demokratik bir tavırla bağdaşmaz. Söylemek istediğim şu: bir kurum ya doğrudur ya da yanlış. Demokratik kurumları işimize geldiği gibi yorumlamak demokrasi savunucularının yapacağı bir iş değildir.

 

   Demokrasi denilince bakmamız gereken birçok alan var. Ben sadece bu yazımda belli başlı olanları seçtim. İrdelemek istediğim diğer bir nokta da seçimlerde uygulanan baraj sistemi. Bu sistem o kadar ilginç bir şekilde işliyor ki, adeta demokrasi rejimi içerisinde demokratik hakları yok ediyor.

 

   Hepimiz biliyoruz ki Türkiye’de genel seçimlerde uygulanan baraj oranı %10. Yani kullanılan oyların %10’unu alamayan bir parti Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sandalye kazanamıyor. Biz de böyle bir sistem varken tam anlamıyla demokrasiyle yaşadığımızı savunuyoruz.

 

   Hemen bir örnek vereyim. Örneğin X Partisi’nin oy oranı Muğla’da oldukça fazla (%90 diyelim). X Partisi Muğla’da yapmış olduğu faaliyetlerle halkın takdirini kazanmış; fakat tüm bunlara rağmen X Partisi’nin, Türkiye genelinde aldığı oy oranı %4. Bu durumda X Partisi Muğla ilini meclis de savunamayacaktır. Bu sistemin ne kadar demokratik olduğu tartışmaya açıktır.

 

   Yine X Partisi ve Muğla ili örneğini alalım. Söz konusu seçimlerde X Partisi’nin rakibi Y Partisi’nin Muğla ilindeki oy oranına %10 diyelim. Y Partisi yapmış olduğu faaliyetlerle Muğla ilinde, X Partisi kadar halkın takdirdi kazanmış değil; fakat tüm bunlara rağmen Y Partisi Türkiye genelinde %10 barajını aşmış. Bu durumda Muğla ilinin çıkaracağı tüm milletvekilleri Y Partisi’nden çıkacaktır. Bu durumun ne kadar demokratik olduğuna lütfen siz karar verin.

 

   “Peki demokrasilerde baraj oranı ne kadar olmalıdır?” Bu sorunun cevabını vermek kolay değil. Bu soruya cevap verebilmek için yoğun çalışmaların yapılması gerekiyor; fakat şimdilik söylenebilecek olan %10’luk baraj sisteminin Türkiye’de hiç de adil sonuçlara yol açmadığı.

 

   Bu yazımda değerli okurlarımı daha fazla sıkmamak adına sadece bu konulardan bahsedeceğim. Sonraki günler demokrasiyi nasıl algıladığımız ve bu algımız sonucu nasıl yanlışlar yaptığımızı irdelemeye devam edeceğiz.

 

Saygılarımı sunuyorum.

 

gokhan.dag@politikadergisi.com

Yorumlar

2-Anayasa

Öncelikle yorumuma çok güzel bir sözle başlayacağım: Bozuk düzenin çarkında sağlam dişli bulunmaz. Bu söz bu günlerde içinde yaşdığımız durumu açıkca ortaya koyuyor.Hatta örneklerle açıklayalım. Örneklere hem demokrasi nedir hemde günümüz (ülkemiz) demokrasi nedir diye ikiye ayıralım.
1-Demokrasi nedir_? Buna bir bakalım.Demokrasi: Halkın kendi kendisini yönetmesi sistemine dayanan bir yönetim şeklidir.Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Cumhuriyet yönetimi ile birlikte demokrasiyi benimsemiş bir hukuk devletidir. Anayasamızda aynen böyle acıklamaktadır.
2-Peki günümüzde (ülke) demokrasi nedir_? Günümüz (ülke) demokrasi: Oyların çoğunu ben aldım,ben istediğimi yaparım. halk beni seçti gibi vırvalamalar.
Oyların çoğunu alıp iktidar olmakla,demokrasiyi birbirine karıştıran insanlar,demokrasiyi de kendilerine göre yorumlamaları _bana göre etik olmasada- onlara göre gayet doğaldır. Bu yanlışlıklar boyle devam ettikce demokrasi anlayışı ülkemizde hiç bir zaman gelişmez.
Anayasa Mahkemesi kararlarınıda kendi işlerine göre yorumlamaları ise işin hangi boyutta olduğunu açıkca gözlerönüne seriyor. Sadece günümüz iktidar değil çeşitli Avrupa ülkeleri de Anayasa Mahkemesi kararlarını kendi işlerine göre yorumlyor.Bu olay da onların demokrasiden ne kadar uzak olduğunun kanıtı değil midir_?

Ülkemizde, dünyanın büyük bir

Ülkemizde, dünyanın büyük bir bölümünün kabul ettiği, grup halinde yaşayan insanların huzurunu korumaya en yakın sistemlerden biri olarak demokrasinin bile yanlış kişilerin eline geçtiğinde, fevkalade sakıncalı sonuçlar doğurabileceğini görüyoruz. Yalnızca ülkemizde mi? Tabii ki değil. Dünyada, kendi çıkarları uğruna demokrasiyi kötü emmellerine alet eden yöneticilere sahip ülkeler(Türkiye de bunlara dahil) mevcut.
Önlerine çıkan her engeli, demokrasi silahını kullanıp bir yasa çıkararak bertaraf etmek, demokrasiyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Fakat ne yazık ki bunu 'oyu alan, düdüğü çalar' zihniyetine uyarlayarak savunmaktadırlar. Üzülerek belirtmeliyim ki ülkemizde de örneklerini sıkça görüyoruz.
Yazarın vermiş olduğu Muğla örneği, gayet yerindê olduğunu düşünüyorum. Katıldığım diğer nokta da %10 barajının Türkiye için fazla olduğu...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.