Bir Elinde Tramvay...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

 
Sanki… İstanbul’dan Ankara’ya giden bir otobüsün içindesin; ancak, otobüsün nereye gittiğinden haberin yok.
 
Sanki… Birisi kolundan tutmuş, sırtından itivermiş otobüsün içine... Sen de mecburen savrulup, dalmışsın tepe-taklak hayatın ortasına; paçalarında aktörü olmadığın toz/pembe yaşam öyküleri…
 
Birisi, “otur şu koltuğa demiş;” oturmuşsun... Alt katta komşular, önünde işin, gözün televizyonda; seçip onaylamadığın bir hayatı, yaşayıp durmuşsun...

Dur yolcu!... Nereye gidiyor bindiğin otobüs, haberin var mı?..
 
Hayatın anlamı ne, hedefinde ne yazıyor; kaderin kaç okka; hiç düşündün mü?

Kapısında okul levhası olan bir binadan içeri itmişlerdi birkaç yıl önce; anımsıyor musun?
Öylece girdin ve öylece çıktın kapısından okulun.
 
Oku, dediler; okudun... Yaz, dediler; yazdın... Ezberle, dediler, “baş üstüne” deyip, sallandın iki yana… Hatmettin, yuttun…
 
Tut şu ipin ucundan, dediler: tuttun...
İt şu masayı duvarın yanına, dediler: ittin.
 
Bunu seç, dediler: Seçtin.
Buna küfret, dediler: Küfrettin…
 
Eline, adına diploma dedikleri bir “Ezberleyip, Belleme Belgesi” tutuşturup, saldılar okuldan, sokağa seni…
Sokak soğuk, yollar ıslak, ufuk sisli…
 
Hangi yöne gideceğinden bihaber yürüdün öylesine… “Mecburi İstikamet” levhalarını izleye izleye, tuttun hayatın yolunu.
 
Sonra “Ezberleyip Belleme Belgeni” duvarına astın, yedin, içtin, “lavaboya” gitin, sonra televizyon seyrettin, çiftleştin, sırasıyla, düzeniyle ve “gereği gibi...”
 
Ama hayat tesadüflerle doluydu…
 
Ve bir gün O’nunla karşılaştırdı hayat seni… O, senin doğanın nimetleri ile bezenmiş sosyal mühürlü resmi eşindi…
 
Başına duvak koydular, önünüze bir ev... Dayandı ev, döşendi, süslendi, konu/mankeni tüm akrabalara, “dost”lara haber salındı… İlgili belediyede kağıtlar imzalandı; Her şey hazırdı!..
O… Yine itelenerek bindirildiği bir başka otobüsten tesadüfen o durakta indirilmiş ve kendisine burada bekle denmiş yaşamının “ötekisi” idi…

Ve işte sizi böylece, resmen, törelere uygun olarak, sosyalin onayı, belediyenin mührü ve yüce Tanrı’nın inayeti ile baş ve göz ettiler ve toplumun içine “çift-tıkladılar”…
 
Masal ya da hikaye, böylece tarihin içinde uzayıp gitmesini sürdürdü…
 
Ve “bahçesinde ebruli hanımeli açan o ev” in içinde sürdürdüğünüz hayat, sizlere, çok geçmeden iki toraman “koko-kola gürbüzü” çocuk armağan etti… Allah analı/ babalı büyütsün ve bağışlasın, aferin, derken… Bu kez bir otobüs değil…
 
Bir tramvay kondu önünüze…
Bu Dünya’nın derdi bitmiyor.
Hay gidi tramvay, hey!..
 
Şimdi bu tramvay acep nereye gidiyor?..
Dert üstüne yeni bir dert, tasa üstüne yeni bir tasa…
Sorgulamak mı?.. Haşa!
 
Öyle her şeyi sorup, öğrenmek de neyin nesi?..
Soru işaretleri, zındıkların rozetidir!
Eğer tramvay, tramvaysa, sadece tramvaydır…
 
Böyle zındıkça sorular sormadan sürdüreceksiniz yaşamınızı…
Oturun oturduğunuz evde, ötesi laf-ı güzaf!..
Evin içi sıcak mı bari?

Evet sıcak.
Mama da var mı?
Evet var.
Ya televizyon, lavabo ve iki kişilik yatak?..Onlar da var.
 
İşte sadece böyle sorular sorulacak ve hemencecik de cevapları alınarak, hayat “somut”laştırılacak!
 
Olayların nedenleri sorgulanmayacak?.
Nedenleri ve hikmetlerinden sual olunmayacak…
 
Bir otobüsten indik; bir gemiye bindik; o gemiden indik, bu tramvaya bindik...
İşte hepsi bu kadar!
Ve gel keyfim gel...
 
Karnımız tok, yatağımız sıcak, pırıl pırıl bir apteshane; gir içine, çık içinden...
Bir de, tramvayın duvarlarını süsleyelim; ruhumuza gıda olsun.:
 
Şuraya bir Salvador Dali.
 
Buraya, Şemsettin-ül Baki...
 
Ve bir de “Bir Garip Orhan Veli”... Çerçeveletip asalım, tramvayımızın duvarlarına:
 
“Ne atom bombası,
Ne Londra konferansı,
Bir elinde cımbız,
Bir elinde TRAMVAY...,
Umurunda mı ayna?..”
Uydu mu?

Uymadı, haklısınız.

Ancak, şu yukarıdaki genç insanların hayatlarının ekseninde, “meçhule giden...” şu bizim tramvaya... Yani, bilinçle yaşanması gereken özlü ve gerçek bir hayata “uyan” ne var ki?..
 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.