Anastasiades'in Yeni Stratejisi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Evvelki gün KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu'nun Sözcüsü Osman Ertuğ ile Rum lider Anastasiades'in müzakerecisi Andreas Mavroyannis arasında yapılan görüşmede, "Ortak Açıklama Metni" konusunda bir mutabakata varılamadı. İşin doğrusu mutabakata varmalarını ben hiç beklemiyordum.

Sözcü Osman Ertuğ'un Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos'a, Müzakereci Andreas Mavroyannis'in de Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na yapacakları senkronize çapraz ziyareti de, Ekim ayı sonuna kadar gerçekleştirileceği mutabakatı da bana pek inandırıcı gelmedi.  Ben son dakika Rumların bir bahane yaratıp topu Yunanistan'a atacaklarını, Yunanistan'ın da bir başka politik bahane icat edip topu oyun dışı bırakacağını ve bu çapraz ziyaretin gerçekleştirilemeyeceğini veya da daha düşük düzeyde gerçekleştirileceğini düşünüyorum. Geçmiş bana aynen böyle söylüyor.  

Rum lider Anastasiades ise müzakereleri başlatmamak için kendine özgü Bizans kökenli bir yöntemi uygulamaya koymaya çalışıyor. Daha müzakereler başlamadan "Geçmişte Hristofyas ile Talat veya da Eroğlu arasında yapılan görüşmelerde üzerinde mutabakata varılmış konular beni bağlamaz" açıklamasını yaparak, bu düşüncesini ısrarla sürdürmeye devam etmek istemekte.

Evvelki gün yapılan Sözcü Ertuğ ile Müzakereci Mavroyannis arasındaki görüşmede, "Ortak Açıklama Metni" konusunda Rumlara göre mutabakata varılamamasının gerekçesi  " Kıbrıs Türk tarafının tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası kimliği kabul etmemesi" imiş.

Rum tarafının uygulamak istediği yöntem çok açık ve net.

Geçmişte Kıbrıslı Türk ve Rum liderler arasında varılan mutabakatlarda Rumların çıkarına hangileri varsa onlar geçerli olacak, hangileri Rum çıkarlarına ters düşüyorsa, onlar olmayacak, konuşulması ve tartışılması bile kabul edilmeyecek.

Mavroyannis ortak metine, 1 Temmuz 2008 tarihinde Talat ile Hristofyas arasında yapılan görüşmede üzerinde mutabakata varılan "Tek egemenlik, tek vatandaşlık ve tek uluslararası kimliği" koydurtmak isterken,  bu tarihten sadece 5 hafta evvel gene Talat ve Hristofyas arasında yapılan görüşmede üzerinde mutabakata varılan ve dönemin BM Genel Sekreteri'nin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı İbrahim Gambari tarafından açıklanan ''Federal Hükümetinin yanı sıra eşit statüye sahip bir Kıbrıs Türk Kurucu Devleti'' ile "Bakir Doğum" ilkelerinden işlerine gelmediği için hiç bahsetmemekteler ve ağızlarına bile almak istememektedirler.  

Devamla, Rumlar gene aynı liderler tarafından üzerinde mutabakata varılan "Dönüşümlü Başkanlık" ve "Çapraz Oylama"dan da -işlerine gelmediği için- hiç bahsetmemektedirler.

Geçmişte yapılan anlaşma ve mutabakatların içinden sadece kendi işlerine gelenleri ve istediklerini cımbızla çekip alıp "Ortak Metne" koydurtmak isteyen Rumlar, Kıbrıs Türk tarafı da kendi istediği maddeleri "Ortak Metne" koydurtmak istediğinde veya Rumların cımbızla çekip aldıkları maddeleri kendi bütünlüğü içinde diğer maddelerle birlikte koymak istediğinde hemen yaygarayı kopartmakta ve Türkleri görüşmeleri sabote etmekle suçlamaktadırlar.

Gerçekte şimdi Anastasiades'in ve müzakerecisi Mavroyannis'in müzakere stratejisini "Müzakereleri başlatmamak ve olabildiği kadar erteletmek için elden gelen her engeli çıkartmak" şeklinde tanımlamak en doğru anlatış şekli olacaktır.     

Çapraz ziyaretler ileri bir tarihe ertelenirse ve müzakerelerin başlaması 2014 yılına sarkarsa hiç şaşırmamak gerekmekte...

Biz bu filmi daha evvel birkaç kez görmüştük.      

 

Prof. Dr. Ata ATUN

ata.atun@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.