Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Müzakereleri DIKO Zehirliyor
- Maraş Planı
- Kıbrıs’ta Gevşek Federasyon Oyunu
- Rumların Yeni Müzakere Stratejisi
- Rumların Müzakere Oyunu
- İpe Un Sermenin Rumcası
- Anastasiades'i Zor Günler Bekliyor
- Hristofyas'ın Son Manevrası
- Bıyıklarını Balta Kesmezdi
- Rum Siyasileri Tanımak (5/9)
- Kıbrıs Müzakereleri 2015’de
- Rum Siyasileri Tanımak (2/9)
- Rum Seçimlerinden Ders Aldım
- Rumların Çözüm İsteksizliği
- Kıbrıs'ta Çözüm İsteyenler
Anastasiades’in Aklındaki Çözüm
Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanlığı seçimini geçen hafta kazanıp, Perşembe günü Rum meclisinde yapılan devri-teslim töreninden sonra başkanlık görevini teslim alan Nikos Anastasiades, “dakika bir, gol bir” misali başkan olarak yaptığı ilk konuşmada, iki bölgeli iki toplumlu federasyonu “acı uzlaşı” olarak niteleyerek, Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulmak için yapılacak müzakereler konusunda ne düşündüğünü açık ve net olarak ortaya koyuverdi.
Bu müzakerelerin geleceğine ışık tutacak söylemin ilk gün heyecanı ile ağzından kaçmadığı kesin. “Dervişin fikri neyse zikri de odur” misali Anastasiades’in yürüteceği müzakerelerden herhangi bir sonuç çıkmayacağını, başkanlığının daha ilk gününde yaptığı bu açıklamadan sonra rahatlıkla söyleyebilirim.
Anastasiades’in, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için yapılacak müzakerelerde çizdiği yol haritasında nereye gideceği ve ne istediği belli olmuş durumda. Aklındaki Kıbrıslı Rumların adanın egemenliğine ve yönetimine mutlak hakim olduğu, önemli mevkilerin ve çoğunluğun Rumlar tarafından doldurulduğu, iki devletli değil ama belediyeler gibi hayali sınırları olan iki bölgeli göstermelik bir federasyon ve Kıbrıslı Türklere de bu idarenin altında belli bir takım muhtariyet düzeyinde hakların lütfedildiği bir yönetim tarzı. Resmin içinde de ne garantör olarak Türkiye var ne Türk ordusu, ne de Kıbrıslı Türklerin yaşam garantisi…
Zaten daha seçim döneminde, DISI olarak biz 2004 referandumunda “Evet” oyu verdik ama Başkan seçilirsem “Hayır” diyen yüzde 75 çoğunluğun bu kararına sadık kalacağım diyerek Kıbrıs konusunda aklında olanların ipucunu veren yeni başkan Perşembe günü bunu iyice açığa vurdu.
Anatasiades’ten çözüme yönelik yeni adım beklemek abesle iştigal olacak. Kıbrıs Rum tarafında başkanın değişmesiyle ne hamam değişti, ne tellak, ne de tas. Sadece havluyu tutan kişi değişti. Daha evvel havluyu Hristofyas tutuyordu şimdi de Anastasiades. Gerisi gene hep aynı Ulusal Konsey, aynı Meclis, aynı Başpiskopos. Ekip aynı kaldı, değişen havlucu oldu sadece.
Üstelik Rum Meclisinde yer alan siyasi partilerin başkanlık seçimlerindeki tutumlarından dolayı Rum temsilciler Meclisinde de dengeler çok hassas bir hale geldi. Anastasiades’in seçilmesi yönünde işbirliği yapan DİSİ, DİKO ve EURO.KO’nun Rum meclisindeki toplam sandalye sayısı 29, yani yarıdan bir fazla. Büyük bir olasılıkla da ilk Meclis Başkanı seçiminde EDEK başkanı Omiriu görevden alınacak, yerine DIKO’lu bir milletvekili, büyük bir olasılıkla da Marios Karoyan seçilecek ve oy dengesi de 28-27 seviyesine gelecek.
Kıbrıs Rum tarafında ekonomi berbat mı berbat. Üstelik iyileşeceğine her gün daha da kötüye gidiyor. Troyka heyeti bu hafta içinde geliyor. Bu sefer KİT’leri didik didik edecekler. Bugün ise Eurogroup toplantısı var. Mart sonuna kadar memorandum imzalanamazsa memur maaşları son kez ödenecek ve sonrası için Rum hükümetinin maaşları ödeyecek parası yok. Bırakın maaşları ödemeyi, kamu araçlarının benzin giderlerini ve kamuya ait binaların elektrik parasını bile ödeyebilecek tek kuruşları olmayacak.
2012 yılı Aralık ayı enflasyon oranı yüzde 1 buçuk iken, 2013 yılı Ocak ayı enflasyon oranı yüzde 2’ye çıktı. Nüfusun dörtte biri, AB kriterlerine göre “Yoksul” sınıfında, onda biri ise “Yoksulluğun da altında.” İşsizlik oranı ise ortalamada yüzde 14, gençler arasında ise yüzde 27. İhracat ise neredeyse durmuş durumda. Havayollarında ve havaalanlarında ise işler bayağı kesat.
Anastasiades, Rum temsilciler Meclisinden Troyka ile imzalayacağı “Memorandum”u geçirene kadar, ekonomik sorun var gerekçesi ile Kıbrıs konusuna çözüm getirmek amacı ile sürdürülmek istenen müzakerelere pek bir ağırlık ve önem veremeyecek. Zaten bugüne değin hiçbir Rum lider müzakerelerin sonuçlanması için çaba harcamadığı gibi müzakerelere de gerekli önemi vermedi. Memorandum bahanesi ile müzakerelerin geciktirilmesine veya Rumlar tarafından ipe un serilmesine gerek BM, gerekse de AB ile ABD pek bir ses çıkarmayacaklar her zaman olduğu gibi.
Adaya gelmesi beklenen barışın hangi bahara kaldığını kestirmek bile artık çok güçleşti.
Ata ATUN
Ata.Atun@PolitikaDergisi.com
- Ata ATUN içeriği
- 12402 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder