Allah ile Aldatmanın Sıradaki Oyunu: Kutlu Doğum Haftası…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Son ikibin yıllık iktidar mücadelelerine baktığımızda kullanılan en önemli metanın din olduğunu görüyoruz. Çok uzağa gitmeden ortaçağda Hıristiyan Avrupa’sına baktığımızda iktidar için dinin nasıl kullanıldığını çok net görüyoruz. Öyle ki, iktidarlar insanları itaate zorlamak için asıyor kesiyor, aforoz ediyor, bunları din adına yaptıklarını söylüyorlardı. Aynı dönemde Müslüman ülkelerde de durum çok farklı değildi. Daha Muhammed’in cesedi soğumadan iktidar aracı olan İslam dini, günümüze kadar bütün iktidarların kullandıkları ve bu gidişle de daha çok kullanacakları bir iktidar aracı olmuştur.

Ortaçağın sonuna doğru artık baskılara ve kiliselerin ezmesine dayanamayan insanlar giderek dini hayatı güncel alanından çıkararak olması gereken yere koymaya başladılar.

Bu yolda en büyük kazanımları ise büyük mücadeleler sonucu elde ettikleri laiklik olmuştur. Laik yaşama geçtikten sonra ise hızla kalkınmışlardır.

Müslümanlıkta durum biraz farklıdır. Dini iktidarlarına alet edenler, bu işi o kadar sevmişlerdir ki, insanların uyanıp Avrupalılar gibi yeter demesini engellemek adına akla gelecek her cinliğie başvurmuşlardır. Bunun içinde aşağılama, şiddet gibi dinle bir arada asla barınmayacak yollar bile mübah sayılmıştır. Bir örnek olarak ramazanda oruç tutmayanlara laik Türkiye Cumhuriyeti’nde bile yapılan baskılar herkesin malumudur. Bırakın ramazanı, dinciler normal zamanlarda bile ellerinden gelse içkiyi yasaklayacaklardır. Referansları ise dindir.

Burada dinci ile dindarın ayrılması gerektiğine bir paragraf açalım. Dini, Allah ile arasında bir iletişim yolu gören müteyeddin, ibadetini kimseye gösteriş için yapmayan, dinini kendi içinde yaşayan insanlar ancak saygıyı hak ediyorlar.  Bizim deşifre etmeye çalıştığımız insanlar, dini bir iktidar, bir çıkar aracı olarak kullanmayı seçen insanlardır.

Gündelik normal yaşam “akli”dir. Yani sürekli değişime ve gelişime açıktır. En önemli göstergesi ise sorgulamak, sürekli seviye yükseltme peşindedir. Yani durağan değildir.

Din ise naklidir. Tabudur. Sorgulanamaz, geliştirilemez. Düşünmeden biat istenir. Tabii bu biatı iktidardakiler kendilerine itaat olarak yorumlayarak halkı köle olarak kullanırlar. Dünyanın neresine bakarsanız bakın, dini günlük yaşama sokanlar geri kalmışlardır. En çarpıcı örnek Arap dünyasıdır. Petrol denizi üzerinde yaşamalarına rağmen sürünüyorlar. Tabii başlarındakiler tuvalete gittiklerinde kaidelerini altın klozetlere yerleştiriyorlar.

Yine dini kullanan rejimler otoriter rejimlerdir. Onlar için demokrasi, insan hakları gibi konular düşmandır. Bizde birilerinin demokrasinin araç olduğunu, istenilen elde edilene kadar kullanılacağını söylediği belleklerimizdedir. Bizdeki tip iktidarların demokrasi düşmanı olmaları hiç de şaşırtıcı değildir. Demokrasi insanı en yüce değer olarak kabul eder. Oysa dincilerin otoriter iktidarlarında insanlar onların köleleridir. Yani tabadırlar, maldırlar.

İnsanın mal olduğu bir yerde tabii ki vatan, toprak gibi şeylerde değer taşımaz. Bu tip iktidarlarda kendi çıkarları uğruna vatan topraklarını, halkını ona buna peşkeş çekmek son derece normaldir.

Bizim iktidardaki zihniyetin 1989 dan itibaren insanları yeni aldatma yollarından biri de “kutlu doğum haftası”dır. Kimsenin inançları ile ilgili kutlamaları bizi ilgilendirmez. Ama bu bir şov aracı, bir baskı aracı olursa iş değişir. Hazreti Muhammed’e bakarsanız bu tür şeyler bir sapıklıktır. Bakınız Hz. Muhammet ne diyor. BENİM YAPTIKLARIM DIŞINDA TÜM İBADETLER BİDATTIR (*) HER BİDAT SAPIKLIKTIR. HER SAPIKLIK ATEŞDEDİR. (SAV)(Hadis)

Vatandaşa sorunuz? Kutlu doğum, kandiller, mevlit v.s. nedir? Alacağınız cevap dinimizin gerekliliği, yani ibadettir olacaktır. Oysa Muhammet bu olacakları, iktidardakilerin insanları din ile nasıl kandıracaklarını, Allah ile nasıl aldatacaklarını baştan biliyordu ki, benim yapmadığım hiçbir şey din gereği değildir diyor ve yapanları sapık olarak niteliyor.

Peki, bunlar günümüz politikalarında nasıl mı kullanılıyor? Başbakanın son konuşmalarına bakınız. Kutlu doğum sözlerinin nerelerde ve sıklıkla kullanıldığını göreceksiniz. Kutlu doğum haftası diyerek bir yığın emek ve para harcayanlar, yapmacık politikaları yapma plastik güllerle kapınızı çalıp size ulaştıranlar neyin kutlaması içindeler dersiniz? Sakın okyanus ötesinden birinin doğum günü kutlaması olmasın?

(*)= Dine sonradan katılan değişiklikler.

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.