AB Üyelik Kriterlerini Yanlış Anlamışım Affola

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

 

 

Avrupa Birliğine giriyoruz ey Türk halkı sevinin!

 

Artık bizimde “AB üyeliğimiz” olacak, bizde Avrupa ülkelerinde rahat rahat gezeceğiz. Bir akşam Paris, diğer akşam Varşova… Doğum günü partilerimizi Roma’da mı versek, yoksa Viyana’da mı?  Gondol sefaları da cabası…

 

Açık davetiye, partiye dileyenler gelebilir, ne de olsa hepimizin evine “AB” güneş gibi giriyor.

 

Oh be…

 

Sanırım sonunda çok rahatladık… Bir elimiz yağda bir elimiz balda yaşasın AB’li hayat.

 

AB’nin günahını almışım yıllardır. Kapısında bizi köle gibi bekletip “gümrük birliği antlaşması” ile zaten istediğini bizden alıyor, ne diye sevmediği Türkleri sokaklarında gezdirsin, onlar yalnızca topraklarımızı, yeraltı zenginliklerimizi elde edeceği gücü seviyor diyordum. 

 

Hatta, bununla yetinmeyip “Vakıflar Yasası” ile topraklarımızı parası ile satın alan AB’li komşularıma kızıyordum. Şimdi herkes diyor ki Nuran’ın komşusu Ljubljana’lı benim de olsun yandaki arazime AB’li komşu…

 

Hiç bana kızmayın,  komşuya araziyi satın alabilme yetkisini ben vermedim…

 

Bir de “Lozan antlaşmasından” fırlayıp madde bağımlısı olarak kalmak istemeyen  “Ruhban Okulu” var.  Lozan’a karşı gardını alan RO kendisine Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ yu yakın bulmuş olacak ki Çubukçu açılması yönünde öneri sundu.

 

Ruhban Okuluna özgürlüğüne hoş geldin, topraklarımıza güle güle demek Lozan Antlaşmasına ihanet olur ben bunu kaldıramam.

 

Pembe gözlüklerin demode olmasını beklemekten başka bir şey gelmiyor ki elimden.

 

Yok, yok öyle ortalığı velveleye vermeye çalışmıyorum.

 

Artık suçlular cezasız kalmayacak rahatım…

 

Her kim iktidarı eleştirirse, aldığı kararları sorgularsa etiketlenecek…

 

“İktidar Partisine dokunulmasın”, “TSK’ ya dokunulsun” yasası da Abdullah Gül’ün onayından geçti, zaten aksi olsaydı otuz bir dişle kalırdım maazallah.

 

Ülkenin toprak bütünlüğünü ve güvenliğini sağlayan TSK mensupları suç işlerlerse haklarında bir iftira olursa sivil yargı da yargılanmış abartılacak bir durum değil. TSK yıpranırmış, kurum sarsılırmış, fetokopi veya aslı astarı olmayan iddialar ile de desteklenirmiş ne çıkar?  

 

İktidar Partisinde veya muhalefet partilerinde suç teşkil eden işlere imza atanlar ile bizzat suçu işleyip sümen altı edenler de çıkar ise artık  “o kadar kusur kadı kızında da olur “ diyip affederiz.

 

Hadi...

 

Hodri meydan, siz de “askeri yargıda” yargılanın, üstüne “dokunulmazlık zırhlarınızı” kaldırın demek nankörlük olur gibi geliyor.

 

 

Aklıma takılan bir şey daha var aslında;

 

“Ne Mutlu Türk’üm diyene” demek rafa kaldırılsın dendi mi pek emin değilim, tersi yönde gibi bir izlenim edindim belki de ben yanılıyorum.

 

Atatürk’ü savunanlar zaten kara listede… (Dolaysı ile yeni bir gelişme yok)

 

Mayın yasası ise hala soru işareti?

 

Hayır, mayını hem döşeyin diye dikte et, arazilerimizi ve bölge halkını bu tehditle yaşamaya zorunlu kıl, yıllar sonra da AB’ye uymalısın diye temizlet.

 

Madem temizletecektin niye yerleştirdin, madem yerleştir tin niye kaldırtıyorsun, desek o zaman işime böyle geliyor du şimdi de böylesi diye çıkarlar işin içinden.

 

O kadar tarihi eser, yeraltı zenginlikleri var gün yüzüne çıkmak için bir ömür sayılabilecek 49 yıl daha mı beklemek zorunda kalacaklar?

 

Bunun cevabını arayacağız elbette…

 

Çin’de yaşatılan vahşet şimdilik engel oldu

 

Gözlerim sizler gibi Davos fatihini arasa da, Filistin’de öldürülen Müslümanlar kadar değer verilmediği hissine kapıldığım için içten içe kendime biraz kızdım.

 

G8 zirvesi zamanı Çin’de soydaşlarımız katledilmiş, baltalarla saldırılmış ne yapsın Başbakan, elbette üzgün bundan şüphemiz yok,“Uygur avına böyle çıktılar” manşetleri gözünden kaçmamıştır. Bu manşetler de ayrı yaralıyor insanı.

 

Çok sürmez yeni Ergenekon iddianamesi ile olay unutulur gider.

 

Varsa yoksa uyum süreci…

 

AB üyeliği için boşa kürek çekiyoruz, uyumlu olacağız diye bu kadar parçalanmanın anlamı var mı?  Kim bilir, belki de vardır

 

Yanlış anladığım mı doğru, doğru anladığım mı yanlış? Çözemedim.

 

Fikri olan söylesin, söz sizde…

 

Nuran.talay@politikadergisi.com

 

Yorumlar

İmam'a Uymayın, Avrupa'ya

İmam'a Uymayın, Avrupa'ya Kanmayın, Rezil rüsva olmayın,....Askerin üzerine elini uzatan son yasa'dan sonra bir Avrupalı dostum şöyle dedi:

"Hayret ediyorum Avrupa istiyor diye kendi ideolojinizden kolayca vazgeçemezsiniz. Masaya yumruğu vurun,Cumhuriyet karşıtlarının işini bitirin!.

Çok üzgünün, hayallerinizi kırmak istemem ama, Avrupa sizleri bu birliğin Kapıcısı bile yapmaz! bu kadar saf olmayın lütfen, şu anda bile Türklerin varlığı Avrupalıyı oldukça rahatsız ediyor.".dedi.

Önceleri, AB.ye girmemekte direnen AKP.nin başı ve Cumhur bey birdenbire Avrupa sevdalısı oluverdi. Hangi tipiyle hangi kültürüyle, hangi ekonomisiyle girecek AB.ye? Yakışacakmı? bir baksın aynaya! ne görecek merak ettim?. Aristokrat kafalı Avrupa'nın Arap Kültürü hakimiyetindeki bir milleti kendi sofrasına oturturmu?

Kutlarım Nuran güzel yazmışsın.:))

Konuyu dağıtmadan ....AB de Koltuk kalmadı, bize ilave plastik tabure koyacaklarmış, ya da ayakta seyahat edeceğiz. Schengen'i falanda unutun. Türk Milletine duyurulur.

Aynen bööööle vallahi!

İçimde taşıdıklarımı zaman zaman yakınlarıma söylediklerimi böyle yazılı olarak görmek içime su serpiyor az da olsa! Diyorum ki demek ki yalnız değilim, demek ki benim gibi düşünenler var, demek ki gözleri olup da onunla görenler kulakları olup da duyanlar da var, demek ki tüm ülke gaflet uykusunda değil, demek ki hala 'NE MUTLU TÜRK'ÜM' diye haykırmak isteyenler var, demek ki gittiğimiz yolun hiç de iyi bir yerde bitmeyeceğini bilenler var, en önemlisi demek ki etrafta başkaları da var ne de olsa böyle zifiri karanlıkta gözlerim seçemiyor etrafımda neler döndüğünü! Sağol Nuran.

Ne Mutlu Turk'um diyene

Nuran hanimin kalemine saglik cok guzel vurgulamis tebrikler.

İKİ YÜZLÜ AB

son senelerde ülkemizde ab tiyatrosu oynanıyor . ab ülkemizi üye olarak kabul edermi diye bir anket yapılmış olsa , yüzde 99 u üyeliği tiye alır ,inanan kimse bulamazlar . şu anki iktidarda bunu çok iyi biliyor . sy erbakan bir zamanlar , ab için hıristiyan kulübüdür demişti . abdullah gülün dediğinide unutmadık . kayseri milletvekili iken , maclis konuşmasında , ab hıristiyan kulübüdür demişti . yıllar geldi geçti , geçmiş ve sözler unutuludu sandılar. aynı abdullah gül , başbakan oldu dışişleri bakanı oldu , busefer bilmem kaç derece döndü , ab ye toz kondurmaz oldu. sy abdullah gül , daha ileri gitti ve ab , bir medeniyet kulübüdür deyiverdi . bu yüzden , ülkemize ziyarete gelen ab misafir sayıları birden artmış oldu. ab li yöneticiler , denetçiler , komiserler , dönem başkanları , genişlemeden sorumlu başkanlar , neler görmüştük neler. tiyatro oynanıyordu , hikayenin konusu , ikiyüzlü ab üyeliği. istekler bitmez oldu , efendim şunu yapın bunu yapın. ısmarlama kanunlar , ısmarlama anayasa değişikliği , patrikhaneye itibar , ruhban okuluna heee deme , sözde ermeni yasalarıyla gözdağı verme , güneydoğuya karışmalar , kktc ye göndermeler , üüüüff be neler neler. sy erdoğan minareler kubbemiz demişti ya. markelde karşılık vermişti. almanyada birşeyler oluyor , minareler kilise kuleleriyle yarışıyor , buna önlem alacağız demişti. türkiyenin ab süreci belki 15 yıl, belki 25 yıl, merkelin deyimiyle 50 yıl, sarkozynin imasıyla ömrü billah sürecek. bize düşen görev , tiyatroyu seyretmek , inanmış görünmek , kanmış davranmak , yemiş gibi gözükmek ...______________________SAF KUBİ

Güler misin, Ağlar mısın ? Teşekkür mü Edersin ?

"AB Üyelik Kriterlerini Yanlış Anlamışım Affola" başlıklı yazıyı fazla geniş bir yazı olduğundan mı bilmiyorum bir duygu karmaşası içinde okudum. Kimi yerlerinde, aramızdaki duyuş ve ifade benzerliği açısından teşekkürle karşılamak isteğim öne çıktı. "“İktidar Partisine dokunulmasın”, “TSK’ ya dokunulsun” yasası da Abdullah Gül’ün onayından geçti," ifadesini buna örnek gösterebilirim. ("Cumhurbaşkanı' nın onayından" demediğiniz için teşekkürler. İsim kullanmak daha kibar olmuş.)
“Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözü ile ilgili olarak hükümetin niyetlerindeki son gelişmeyi belirleyebilmek konusunda gözümüzün üstlerinde olduğunu gündemde tutan bu küçük değinme için teşekkürler. (Hiç kimsenin, hiç bir makamın, Atatürk' ün 10. Yıl Söylevini dikkatle okuyup anlamadan hatta benimle birlikte irdelemeden "Ne Mutlu Türk' üm Diyene" sözüne yönelik herhangi olumsuz yorumda bulunmasını içime sindiremem.)
Mayınlı bölgenin temizlenmesi konusunu bir gündem maddesi olarak listeye yazmakla bu konudaki bir noktaya dikkat çekme şansını bana veriniz. Teşekkürler. (Mayın neden döşendi ? Tabii ki devletler arasında sınır çizgisini korumak için. Neden temizleniyor ? Eh. Onu da siz buluverin gaari.)
Uygur Türk (Türük) lerine yöneltilen vahşete tepkimizin geç oluşu bir eleştiri konusu olarak yer almış ama ben bu konuda karşı görüş ifade ederek savunma yapmak istiyorum. İşte şöyle: Maalesef. Bize büyüklerimiz sükunet tavsiye ettiler. "Ağır ol da molla desinler." dediler. Biz bu ekolden geliyoruz.
Ergenekon için "suni gündem yaratma gereci" anlamına gelen bir ifade kullanmışsınız. Az bile demişsiniz. Aslında hayali gündem gerecidir ama maalesef tutuklananların mağduriyeti gerçek.
AB' nin bizden istedikleri uyum ödünleri konusunda da şu düşüncemi eklemek istiyorum: AB uyum yasaları bizim kişiliğimizi, benliğimizi, duyarlılıklarımızı ve yurttaşlık ahlakımızı bozuyor. Babacığım sağ olsaydı bana (bize) muhakkak ki "Yavrum onlar terbiyesiz çocuklar. Siz onlara uymayın." der di.
Günün sorunsal gündemini listeleyen yazınız dolayısıyla teşekkürler Nuran TALAY. Saygılar.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.