29 Ekim; Halkımızın Atatürk ve Cumhuriyet Sevgisinin en Mutlu Günü!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bu sene cumhuriyetimizin 89. yılını doldurduğu 29 Ekim günü bütün yurtta büyük bir coşku ve heyecanla kutlandı. Halkımız ve gençliğimiz, AKP hükümetinin ve Ankara valisinin yasaklarını dinlemedi. 81 ilden Ankara’da cumhuriyet bayramına katılmak için yapılan otobüs seferleri yasa dışı ve hukuksuz olarak engellendi. Fakat Cumhuriyet coşkusu, bütün engelleri ve bariyerleri bir sel gibi aştı geçti.

Ankara’daki yürüyüşte polisin bütün provokasyonları boşa çıkarıldı. Yurttaşlar polisin müdahalesine “ AKP Yıkılacak, Cumhuriyet kazanacak”, ”Hükümet İstifa”, Tam Bağımsız Türkiye” “Atatürk Gençliği Görev Başında” sloganları ile yanıt verdi. Ankara’da ve bütün yurtta 29 Ekim şanına yakışır bir vakurla kutlandı.

Ankara’da TGB ve ADD önderliğinde 40 kitle örgütünün düzenlediği “Cumhuriyet için Seferberlik Buluşması” gösterilerine bir milyondan fazla Atatürkçü, yurtsever ve ilericiler katıldı. İşçi Partililer, CHP’liler, DSP’liler yurtsever Atatürkçü MHP’liler, hatta vatansever AKP’liler bile oradaydı!

29 Ekim kutlamaları, gösteri ve yürüyüşleri bütün engellemelerine rağmen sadece Ankara’da değil bütün yurtta aynı coşku, aynı heyecan ve gericiliğe karşı aynı kararlılıkla yapıldı. İstanbul’da bir milyon, İzmir’de yarım milyon vatansever cumhuriyetçi gösterilere katıldı. Bursa’da, Mersin’de, Denizli’de, Giresun’da, kısaca; yurdun dört bir yanında bu sene 29 Ekim olağanüstü bir heyecanla halkımız ve gençliğimiz tarafından kutlandı.

29 Ekim bu defa gerçekten bir balyoz oldu; gerici AKP iktidarına, onun destekçisi arka plandaki emperyalist planlarına şimdiden büyük bir darbe indirdi. AKP iktidar üyeleri, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümet üyeleri korkmaya başladılar. Hemen tehdide, iftiraya ve karalamaya başladılar.

AKP’li Hüseyin Çelik, halkımızın ve gençlerimizin 29 Ekim kutlamalarını “Anarşi” olarak niteledi. Cumhuriyeti koruma ve kollamada, Atatürk devrimlerini sahiplenmede yurtsever ilericiler arasında kendiliğinden oluşan doğal ittifakı bozmak için tam cepheden saldırdı. CHP’yi “Marjinal Grupların Peşine Takılmakla” suçladı. Amacı çok açıktı! 29 Ekim vesilesiyle yurtseverler, Kemalistler, Atatürkçüler, ilericiler, sol ve sosyalistler arasındaki kendiliğinden oluşan yurtsever demokratik ve doğal işbirliğini daha başından bozmak istemektedir! Hüseyin Çelik, aklınca CHP yönetimini “Kuyrukçuluk” eleştirisiyle tahrik etmeye çalışmaktadır.

Hüseyin Çelik’in ustası, yarı diktatör, BOP Eş başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Hüseyin Çelik’ten de daha ileri giderek "Kılıçdaroğlu illegal örgütlerin peşine takıldı" diyor.  Aslında Erdoğan bu ifadesiyle hem CHP’nin liderini, diğer yurtsever güçlerle işbirliğini bozmak amacıyla, onların kuyruğuna takılmakla suçluyor, hem de artık tamamen kendi kontrolü altına aldığına inandığı yargı mensupları savcılara Ankara’da “Cumhuriyet için Seferberlik Buluşması”  yürüyüşünü organize eden ADD, TGB ve diğer 40 Sivil Toplum Kuruluşlarını yasa dışı ilan ederek haklarında gerekli işlemler için harekete geçmeleri mesajını veriyor! Tam da bir diktatöre yakışır bir tavır!  

Buna karşılık Ankara’daki 29 Ekim coşkusuna katılan CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu “İnandığımız yol, Musrafa Kemal’in yoludur” diyerek bu vesileyle Kemalizm’e vurgu yapmıştır.

AKP ile iktidara gelen gericilik, sırtını emperyalizme dayayarak yapacağını yapmış; Atatürk ilkelerini çiğneyerek, Cumhuriyet devrimlerini tahrip ederek ülkeyi siyasette, eğitimde, ekonomide geriye götürmüştür. Halkımız, bu gelişmeye karşı ilk büyük direnişini 2007 yılındaki Cumhuriyet mitingleriyle göstermiştir.

2007 yılı Cumhuriyetçi ulusal hareketi siyasi bir konsepte ve devrimci bir önderliğe sahip olmadığı için sonuçsuz kalmış ve dağılmıştır. O zamanlar emperyalizmin, özellikle AB’nin de desteği ile çabuk toparlanan gerici AKP iktidarı, önce partisinin kapatılmasını önlemiş; arkasından Özel Yetkili Mahkemeler aracılığı ile Türk yargısını kullanarak değişik tertip ve çakma davalarla Cumhuriyetçi ulusal hareketin öncülerini ve liderlerini tutsak etmiştir.

Bütün devlet kurum ve organlarında yuvalanan gericilik bununla da yetinmemiş;  en çok çekindiği Türk Silahlı Kuvvetlerini çeşitli entrika, sahte ve düzmece davalarla yıpratmış ve hatta kendi amaçlarına ve siyasetlerine gönüllü hizmet eder bir kuruluş haline getirebilmiştir.

Komşumuz ve tarihsel akrabamız Suriye ile savaşın eşiğine kadar gelinmiş; diğer komşularımız olan Irak, İran ve Rusya ile ilişkilerimiz son derece bozulmuştur. Bütün bu ulusal çıkarlarımıza aykırı olan dış siyasete neden olan emperyalistler ise Rusya’nın, Çin ve İran’ın dirayetli, tutarlı ve kararlı siyasetleri sonunda geri çekilerek AKP iktidarını kendi pisliği ile baş başa bırakmışlardır.

Artık ülkemizde siyasi iklim değişmektedir. Çünkü AKP hükümeti dış politikada tam bir çıkmazda ve yapa yalnız kalmıştır. Ekonomi politikada durum giderek kötüleşmekte, ekonomi durgunlaşmakta, hükümet zam üzerine zam yapmak zorunda kalmaktadır. İç politikada ise emekçilerin direnişi giderek yükselmekte, yeni Anayasa çalışmaları çıkmaza girmiş, hükümetin yerel seçimleri erkene alma planları suya düşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Kısaca, AKP giderek iktidarsızlaşmaktadır!

İşte tam bu ortamda halkımızın ve gençliğimizin Cumhuriyetimizin 89. Yılında 29 Ekim günü Cumhuriyet’e ve Atatürk’e bağlılığı bir balyoz gibi AKP hükümetinin başına inmiştir. AKP artık şaşkın bir ördek gibidir. Şaşırdıkça hata yapacak, hata yaptıkça da süratle irtifa kaybedecektir. AKP'nin düşme ivmesi artmıştır.

Ne demişti büyük önder Mustafa Kemal Atatürk? “Devrimin amacını anlamış olanların onu korumaya her zaman güçleri yetecektir!

 

Mehmet ÇAĞIRICI

mehmet.cagirici@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.