Bilim/Kuramsal

Demokrasi A la Turca

Yazar: 
Onur İlimsever
Yazının Yazıldığı Tarih: 
14.09.2012

Türkiye’nin demokrasi tarihini farklı disiplinler farklı tarihlerde başlatırlar. Demokrasi tarihimiz hukuk bilimine göre Sened-i İttifak’la (1808) başlamış oladursun, biz bunu Tanzimat Fermanı (1839) olarak ele alalım. Zira, ne daha önceki reform hareketlerinde, ne de Sened-i İttifak’ta bir eşitlik arayışı yoktur.

Atatürk'ü Anlamak Atatürk'ü Unutmaktır

Yazar: 
Onur İlimsever
Yazının Yazıldığı Tarih: 
13.09.2012

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 oku anayasaya 1937 tarihinde girmiştir. Resmi ideolojiyi 6 kelimede özetleyen bu ilkeler cumhuriyetin varoluş sebebini açıklar. Bu ilkeler cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik ve devrimciliktir. 1937 yılından bakıldığında, 10 sene neredeyse durmadan savaşmış ve yıkılmış bir imparatorluktan doğan cumhuriyetin aşağı yukarı 15. yılında bu ilkeler son derece ilericidir.

Heterotopyal Bir Alan Olarak Türkiye'de Entropi Durumu

Başlıkta kullanılan iki kavram da siyaset bilimine, farklı bilimlerden transfer edilmiş kavramlardır. Heterotopya, kendisi de tıp eğitimi almış Foucault’un tıptan sosyal bilimlere uyarladığı bir kavram. Tıbbi karşılık olarak; bedende kendiliğinden oluşmuş hastalıklar, yayılan kanser hücreleri, istenmeyen ve sağlık bütünlüğünü bozan durumlar olarak tarif edilen heterotopya, siyaset bilimine uyarlandığında egemen eliyle kısmen de olsa dışlanmış veya göz ardı edilen yapıların düzensiz şekilde var olduğu alan olarak tarif edilebilmektedir.

"Sosyal Demokrasi" Kuramı ve Eleştirisi II

“Sosyal Demokrasi” Kuramını Tanımlayan Özellikler ve Eleştirisi

Politikadergisi portalında yayınlanan makalelerde "Sosyal Demokrasi" kuramı belli başlı beş savla tanımlanmaktadır:

"Sosyal Demokrasi" Kuramı ve Eleştirisi I

"Sosyal demokrasi" kuramı son zamanlarda ülkemizde sıkça tartışılır oldu. “Politikadergisi” portalında da bu konuda bazı makaleler yayınlandı. Özellikle iki yıldır CHP başkanlığına Sayın Kılıçdaroğlu’nun gelmesiyle birlikte Sosyal Demokrasi kavramı da CHP’nin içinde de gündeme oturdu. 

Uluslararası Hukuk Nedir?

Yazar: 
Merve Gülçin GÜLEÇ

Uluslararası hukuk, uluslararası ilişkiler  altında bir disiplindir. Uluslararası ilişkilerin hukuksal boyutunu bilimsel bir disiplin içinde inceler. Devletler ararası hukuk da denir.Uluslararası hukuk, uluslararası toplumu oluştıran aktörler arasındaki ilişkileri düzenleyen  ku­rallar bütünüdür. Devletlerin topluca yerine getirme zorunluluğu hissettiği; uluslararası ku­ruluş ve örgütlerin oluşturulması ve onların kendi aralarında, devletlerle, ve şahıslarla olan İlişkilerinin düzenlenmesi için

Şişman mısınız Yoksa Tombul mu?

21. asrın ilk çeyreğinin neredeyse yarısına ulaştığımız bu dönemde, batı dünyasında yaşayan insanların büyük çoğunluğunun sosyal sorunlarından bir tanesi de fazla kilo, namı- diğer şişmanlık.

 

Gerek görsel medyada gerekse de yazılı basında şişmanlamamak için nelerin yapılacağı yayınlanıyor aralıksız olarak.

 

"Tanrı" Sözcüğüne Derinlemesine Bir Bakış

Yazar: 
YUSUF CAN TIRAŞ
Yazının Yazıldığı Tarih: 
2011

 ‘’Tanrı’’ sözcüğü günümüzde ‘’(1)Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah’’ ve ‘’(2) öz.is Allah’’ (TS;2005,s.1902) anlamlarına gelmektedir. Tanrı kelimesinin etimolojik incelemesini yaptığımız zaman ses değişimlerine uğradığını ve zamanla yerine başka sözcüklerin kullanıldığını görmekteyiz.

Sosyal Demokrasi Kuramı

Yazar: 
Merve Gülçin GÜLEÇ

Demokratik egemenlik kavramı, yüzyıllardır tartışılan ve üzerinde durulan konulardan biridir. Demokratik egemenlik siyasal ve bilimsel dilde kullanılmaktadır. İlk kez Antik Yunan’da M.Ö. 5. yüzyıldan 4. yüzyıla kadar kullanılmaya başlanmıştır.

Uluslararası İlişkilerde "İşkence" Kavramı

Yazar: 
Merve Gülçin GÜLEÇ

İşkence, kendi başlarına ya da herhangi bir otoritenin emri ile hareket eden bir ya da birden fazla kişinin, bir diğer kişiyi bilgi vermeye, bir itirafta bulunmaya ya da diğer herhangi bir nedenle zorlamak için kasıtlı, sistematik ya da nedensiz olarak gerçekleştirdiği fiziksel ya da ruhsal acıdır. Söz konusu muamele, yetkili otoritenin bir temsilcisi tarafından ya da onun muvafakatiyle yapılmış olmalıdır. Bu, herhangi bir devlet görevlisinin işkence ya da fena muameleye potansiyel olarak iştirak edebileceğine işaret eder.

İçeriği paylaş